24 Ocak tarihinde görülen Furkan Vakfı davasında, üç gün süren duruşma sonrası tahliye edilen Alparslan Kuytul Hoca ve Ali Alagöz'ün duruşma zabtında geçen tahliye edilme gerekçeleri; haklarında atılı suçlarla ilgili delillerin büyük oranda toplanmış olması, sanıkların büyük bir çoğunluğunun savunmalarının alınması, üzerine atılı dolandırıcılık suçu vasfının değişme ihtimalinin bulunması, tutuklulukla geçirdikleri süre nedeni ile delilleri karartma ve kaçma şühpesi kalmadığı yönündeydi.
İlgili belge;
Bu gerekçelerle tahliye edildikten saatler sonra tekrar tutuklanan Alparslan Hoca ve Ali Alagöz'ün tutuklanma gerekçesi olarak bu kez; sanıklara yüklenen suçun işlendiği konusunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, işin önemi, verilmesi beklenen ceza, bu nedenle sanığın kaçabilme şüphesini uyandıran somut olguların bulunması sebebiyle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı beyan edilmiş, tahliye talebinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti. 24 Ocak duruşma zaptında geçen tahliye gerekçelerinin, sadece bir kaç saat içinde tutukluk gerekçesine dönmüş olması akıl ve mantık izahının çok ötesinde büyük bir hukuksuzluk olarak yorumlanmıştı. 10 Mayıs Cuma günü görülen mahkemede ise akıl tutulması devam ettirilerek bir kez daha; "tutuklama ve tutukluluğun devamına ilişkin şartlarında bir değişiklik olmadığı anlaşılan Alparslan Kuytul ve Ali Alagöz'ün tutukluluk hallerinin devamına" yönünde karar alındı.
İlgili belge;
25 Ocak'ta tahliye kararını bozduran siyasi baskı 10 Mayıs Cuma günü görülen duruşmada da kendini gösterdi. Ocak ayındaki tahliye kararı ile 10 Mayıs'ta gerçekleşen duruşmaya kadar geçen süre zarfında dosyaya hiçbir yeni delil eklenmediği halde mahkemenin bir kez daha tutuklama kararı vermesi büyük bir tepkiyle karşılandı. Aynı dosya, aynı mahkeme heyeti, aynı sanıklar olmasına rağmen alınan farklı hüküm, mahkemenin siyasi baskı altında olduğu kanısını kuvvetlendirirken hukukun bağımsızlık ilkesine gölge düşürdü. Siyasi baskılarla aynı mahkemede alınan zıt kararlar hukukun siyasi erklerin tekelinde olduğu yorumlarını bir kez daha kuvvetlendirdi. Alparslan Hocanın haksız tutukluluğundaki çelişkilere şahit olan binlerce seveni siyasi baskının son bulmasını ve adaletin tecelli etmesini bekliyor
İlgili Haber;
İşte O Savunma! Biat etmedim, etmeyeceğim!