İsrail-Filistin sorununun Trump'ın öncelikleri arasında yer almadığına vurgu yapılan belgede, “Bu durumun Trump'ın etrafındaki yetkilileri ve bu alanda yaşanan gelişmeleri etkilemesi bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
Trump'ın seçim kampanyasındaki vaatlerini yerine getirmesinin şüpheli olduğuna dikkat çekilen belgede, şu tespitler yer aldı:
“Trump'ın İsrail-Filistin meselesinde çok da tutarlı olacağı beklenmiyor. Bir taraftan Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına destek veriyor ve ABD Büyükelçiliği'ni Tel-Aviv'den Kudüs'e taşıma sözü veriyor. Öte yandan İsrailli ve Filistinli tarafların kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi gerektiğini ifade ederek tarafsız kalacağını belirtiyor. Trump, Ortadoğu'yu yatırım yapılacak iyi bir bölge olarak görmüyor. Dolayısıyla da ABD'nin bölgedeki müdahale hacmini azaltacaktır. Ancak Irak'ın Musul kenti ile Suriye'nin Rakka kentlerini kontrolünde tutan DEAŞ ile mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.”
Belgede, Trump'ın başkanlık sürecinin ilk başlarında, selefi Barack Obama'nın siyasetinden farklı bir siyaset izlemeye çalışacağına ancak sonraki süreçte Obama'nın, “ABD dünyanın jandarması olma girişimini durdurmalı” şeklindeki düşüncesini benimseyeceği öngörüsünde bulunuldu.
Trump'ın izleyeceği politikanın uluslararası camia için çok zor bir durum teşkil edeceğine işaret edilen belgede, Donald Trump'ın bir iş adamı olarak olaylara kâr-zarar açısından yaklaştığı ve bu bağlamda uluslararası sorunlara daha kayıtsız kalacağı ifade edildi.
Son olarak belgede, Trump'ın Rusya'yı Suriye'deki iç savaş konusunda birlikte iş yapılabilecek muhtemel bir ortak, Çin'i ise ABD için bir tehdit olarak gördüğü değerlendirmesi yapıldı.
ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump, daha önce Manhattan'daki Trump Tower'da bulunan konutunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmüş ve başkan seçilirse Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını belirtmişti.