İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan karar gereğince Interpol’e gönderilmesi gereken müzekkereler dahi gönderilmedi. Uluslararası mahkemelere taşınan davayı Türkiye ne yazık ki sahiplenemedi, davanın sıkı bir takipçisi olamadı.
Birileri İşleyişi Yavaşlatıyor
Dava devletinin ilgili kurumları tarafından da özenle takip edilmiyor. Öyle ki başta İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan karar gereğince INTERPOL’e gönderilmesi gereken müzekkereler hala gönderilmedi. Tazminat davalarında İsrail Devleti’ne gönderilmeye çalışılan tebligat işlemleri de birileri tarafından kasıtlı olarak yavaşlatılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşınan dava ise adeta öksüz. Hal böyle olunca, atılan nutuklar laf-ı güzaf olup, İsrail’in yanına kâr kalıyor.
Ucm’deki Dava Tam Sahiplenilmeli
Dava Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı, Mavi Marmara davası avukatlarının talebini kabul etti ve İsrail’in ‘savaş suçu’ işlediğini tescil etti. Ayrıca Başsavcılık Mavi Marmara’nın sivil bir gemi olduğunu, gemide silah bulunmadığını, gemi katılımcılarının sivil ve silahsız insani yardım gönüllülerinden oluştuğunu beyan etti. Buna rağmen dava açılmasını reddeden mahkeme avukatların baskısı sonucu mahkeme görgü, bilgi ve taleplerini alıp, yeniden değerlendirme yapmaya karar verdi. Avukatların bu baskısına rağmen Türkiye UCM’deki bu süreci sahiplenme konusunda acziyet yaşıyor. Bu acziyet davayı takip edenlerin elini zayıflatıyor.
İçeriden Birileri Ayak Diriyor
İsrail’i mahkum eden, mahkeme kararı Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne gönderildi. Karar bir genel müdür tarafından hem de hiç yetkisi yokken ve hukuki olarak suçken kararın yerinde olup olmadığı Dışişleri Bakanlığı’na soruldu. Bu daha önce hiç görülmeyen bir işleyişti. Neden böyle bir şeye başvuruldu kimse bilmiyor. Bilinen bir gerçek var ki o da mahkemenin verdiği karar hala İNTERPOL’E ulaşmadı.
