İşte Songür'ün söz konusu yazısı: Pardon,
Pardon!
İsrail ile anlaşmamı dediniz?
Hayır! Sizin ağızlarınızdan çıkanları, o sağır kulaklarınız duymuyor! Kör gözleriniz görmüyor sanırım!
Katil İsrail bugüne kadar hangi sözünde durdu? Hangi şartlarını yerine getirdi?
Yok ambargoyu kaldıracakmış, yok özür dileyecekmiş, yok tazminat verecekmiş bıla bıla tırı vırı!
Beyler siz kime sordunuz?
Siz ne yapıyorsunuz!
Söz sahibi kan sahiplerinindir.
Ben ne tazminat kabul ediyorum, ne özür, ne anlaşma.
Tıpkı diğer şehid aileleri ve çocukları gibi.
Şehidlerimizin kanı satılık değil!
Tıpkı Filistin halkının onurunun satılık olmadığı gibi.
Maratona aslında hiç kopmayan Telaviv-Ankara ilişkilerini düzeltmeye karar vererek başladınız. Bu duruma ses çıkaran müslümanlar ve Türkiye halkı bu anlaşma karşısında susacak mı? Sonra bir sürü şart koştunuz İsrail’in kabul etmeyeceğini bile bile!
Kardeşim ses ver! Kardeşlerinizin ambargosu devam ediyor, Filistin hâlâ ateş altında. Sokaklarında intifada çığlıkları yankılanıyor ve özgürlük şarkıları söylüyor çocuklar Gazze sahillerinde..
Siz 'Barış' imzalarını atarken iftarını bir yudum su ve hurma ile yapmak zorunda kaldı Filistinli çocuk. Siz 'Barış' imzalarını atarken Gazze'de çocuğunu israil askerlerinden kurtarmak için mücadele veriyor bir anne. Siz 'Barış' imzalarını atarken işkence altında sahur yapıyor bir baba. Siz 'Barış' imzalarını atarken ben hâlâ Yetimim!
Nasıl görmezden gelir ki insan bu yapılanı. Aklım almıyor. Hayır aklım almayacakta!
En güzel adalet ahiret günü yerini bulacaktır şüphesiz.
Gör Allah'ım! Sana havele tüm zalimler ve zulme sessiz kalanlar.