Bin 800 hasta Filistinli tutsağın 700’ünün acil tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken açıklamada çeşitli fiziksel ve zihinsel engelleri bulunan 85 tutsak da dâhil olmak üzere Filistinli tutsakların kasıtlı olarak tıbbi yardımdan mahsur bırakıldığı kaydedildi. Engellilerin ihtiyaç duyduğu yardımlara erişimin sağlanmadığı, ihmaller nedeniyle içinde bulundukları trajik ve zor koşullarda yaşamak zorunda olduklarını aktardı.
Kurul, 2017 yılında 3 Filistinli esirin işgalci İsrail hapishanelerinde bakımsızlık sebebiyle öldüğünü ifade etti. Tulkarim’den 24 yaşındaki Muhammed Amir el-Cellad’ın 24 Şubat 2017 tarihinde işgalci İsrail’in Pallnson Hastanesinde öldüğü kaydedildi. El-Cellad, Hawara kontrol noktasında bir askeri bıçaklanmaya çalıştığı iddiasıyla Kasım 2016 tarihinde göğsünden vurularak yaralanmış ve ardından tutuklanmıştı. Lenf kanseri olan el-Cellad gerekli tedaviyi alamamıştı. Beytüllahim’in güneyindeki Beyt Fecr beldesinden 15 yaşındaki Fatıma Tagatıga, tutuklandıktan sonra Kudüs’teki Shaare Zedek hastanesinde vefat etti. 15 Mart 2017’de işgalci İsrail işgal kuvvetleri tarafından Etzion kavşağında vurulan genç kız, gerekli tıbbi bakımı alamadan iki ay komada kaldı. Üçüncü tutsak Filistinli Raid Es-Salihi, Beytüllahim’in güneyindeki Ed-Dehişe Mülteci Kampı’ndaki evinde 9 Ağustos’ta gözaltına aldığı sırada ağır yaralandıktan sonra tutuklandı ve bir ay sonra öldü. Böylece, işgalin başlangıcından 2017 yılı sonuna kadar İsrail hapishanelerinde ölen tutsakların sayısı 212’ye yükseldi.
Kurul’un Tutsak Filistinliler ile ilgili 2017 yılına dair yayınladığı raporda şu bilgiler yer aldı:
– Nafha, Rimon, Gilboa, Shata, Ofer, Megiddo, Hedarim, Ramle, Aşkelon, Beerşeba ve Negev Çöl başta olmak üzere 22 İsrail hapishanesi ve gözaltı merkezinde toplam 6 bin 500 Filistinli bulunuyor. Bu tutukluların 9’u çok küçük yaşta olmak üzere 350’si çocuk, 58’i kadından oluşuyor. Tutuklular arasında haklarında herhangi bir suçlama yapılmamış veya mahkemeye çıkarılmamış olan Filistin Yasama Kurulu’nun 11 üyesi, 22 gazeteci ve 450 idari tutuklu da var.
– Tutukluların yüzde 84.8’le büyük çoğunluğu Batı Şeria’dan olmak üzere yaklaşık yüzde 10’u Gazze Şeridi’den ve yüzde 5.2’si de Kudüs’ten.
– Gözaltı süresi 20 yılı aşan 46 tutsak, 25 yılı aşan 23 tutsak ve 30 yılı aşkın 10 tutsak var. Kerim ve Mahir Yunus ise 35 yıldır hapishanede gözaltında tutuluyorlar. Yine Oslo Anlaşması ile 2014’te serbest bırakılması gereken 29 tutsak da halen içeride. İşgalci İsrail hükümeti anlaşmaları reddederek onları cezaevlerinde rehin tutmaya devam ediyor.
– 2011 – 2017 yılları arasında yedi yıllık süreçte tutuklanan ve gözaltına alınan Filistinli sayısı toplam 37 bin 300’e ulaştı. 2011’de 3 bin 312, 2012’de 3 bin 848, 2013’te 3 bin 874, 2014’te 6 bin 59, 2015’te 6 bin 830, 2016’da 6 bin 635 ve geçtiğimiz yıl da 6 bin 742 Filistinli tutuklandı. Yıldan yıla artış gösteren bir tutuklama grafiği çizildi.
– 2017 yılındaki tutuklama dalgasında bin 467 çocuk, 156 genç kız ve kadın, 14 milletvekili ve 25 gazeteci gözaltına alındı. 2017’deki tutuklama sayısı aralık ayında, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü işgalci İsrail’in başkenti ilan etmesinin ardından 926 Filistinlinin tutuklanmasıyla zirveyi gördü.
Şarku'l Avsat'ın haberine göre Kurul raporunda, “işgalci İsrail’deki aşırı sağcı söylemin baskınlığı ve işgalci İsrail toplumunda artan ırkçı, faşist ve aşırılık yanlısı dini eğilimlerin yayılması, Filistin halkına ırkçılık uygulayan İsrail’i Apartheid suçu işleyen bir rejime dönüştürmüştür” ifadelerini kullandı. İsrail’in tutuklulara gösterdiği düşmanca tavrı ortaya koydu.
Kurul ayrıca 2017 yılının, “İşgalci İsrail Devleti’ni yeryüzündeki en acımasız tiranlardan biri” olarak nitelendiren İsrailli gazeteci Gideon Levy’nin de dile getirdiği gibi İsrail’de ulusal kimliğe ve Filistin’e yönelik bir dizi keyfi yasalar ve kanunların uygulandığını belirtti. 2017, mahkûmlara bu uygulamalar doğrultusunda sistematik bir şekilde savaş ve insanlık suçu işlenen bir yıl olarak değerlendirildi.