Araştırmacılar, 104 ülkede alınan bin 52 ayrı örneğin yüzde 43.5’inde antidepresanlar, ağrı kesiciler ve antibiyotik gibi ilaçlarda bulunan maddelerin nehirlerde tehlikeli derecede bulunduğunu ortaya çıkardı
Araştırmacılar, birden fazla örneğin alındığı 137 geniş alandan yüzde 34.1’inin “ekolojik endişe” oluşturduğunu belirtti. Birleşik Krallık’taki York Üniversitesi’nden Alejandra Bouzas-Monroy, “Bulgularımız, dünyadaki nehirlerin çok yüksek bir oranının ilaç kirliliği tehdidi altında olduğunu gösteriyor” dedi.
York Üniversitesi araştırmacıları, dünya çapında test edilen 1.025 nehrin %43.5’inin reçeteli ilaçlardan tehlikeli derecede yüksek seviyelerde aktif farmasötik içerik (API) içerdiğini tespit etti. Önceki çalışmaların balıklara ve su bitkilerine zarar verebileceğini bulduğu en yüksek API konsantrasyonları Kenya, Nijerya ve DR Kongo’da bulundu. Avrupa Çevre Bürosu, her yıl 100.000 tondan fazla ilaç ürününün tüketildiğini ve büyük bir kısmının su yollarına salındığını ortaya koydu
‘TÜRÜNÜN İLK ÖRNEĞİ’
Yeni raporu Environmental Toxicology and Chemistry dergisinde yayınlanan Bouzas-Monroy, “Bu nedenle, bu maddelerin çevreye salınımını azaltmak için çok daha fazlasını yapmalıyız” dedi. Ekibinin Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya, Asya ve Afrika’ya dağılmış örnekleri analiz ettiği Bouzas-Monroy, türünün “gerçekten ilk küresel değerlendirme” olduğunu aktardı.
Bilim insanları, çeşitli ilaçlara uzun süreli, düşük düzeyde maruz kalmanın sağlık sonuçlarının ne olabileceğinden emin değil. Tabii ki, ilk kurbanlar, biyolojik süreçleri yüksek dozlarda insan ilaçları tarafından bozulabilecek balıklar ve diğer su canlılarıdır.
Yeni küresel raporun araştırmacıları, “Genel olarak, sonuçlar ilaç bileşenlerinin yarattığı kirliliğinin dünya nehirlerinin sağlığını olumsuz yönde etkileyen küresel bir sorun olduğunu gösteriyor. Sorunun üstesinden gelmek ve konsantrasyonları kabul edilebilir bir düzeye indirmek için acilen çalışmaya ihtiyaç var” diye kaydetti.