Sosyal Medya Şirketleri Müslüman Karşıtlığına Yönelik Şikayetlere Kayıtsız Kalıyor

ABD'de yapılan bir araştırma, sosyal medya şirketlerinin Müslüman karşıtlığı konusunda yapılan şikayetlerin yüzde 89'una kayıtsız kaldığını, gerekli işlemleri yapmadığını ortaya koydu.
Eklenme Tarihi: 08 May 2022
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Sosyal Medya Şirketleri Müslüman Karşıtlığına Yönelik Şikayetlere Kayıtsız Kalıyor

ABD’de yapılan bir araştırma, sosyal medya şirketlerinin Müslüman karşıtlığı konusunda yapılan şikayetlerin yüzde 89’una kayıtsız kaldığını, gerekli işlemleri yapmadığını ortaya koydu.

Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH) tarafından hazırlanan raporda, Meta, Twitter ve Google şirketlerinin 2019’da terör ve şiddet içeren paylaşımları kaldırma çağrısını desteklediği yönünde yaptığı ortak bildiriye atıfta bulunularak, “Basın açıklamalarının boş vaatlerden başka bir şey olmadığı bir kez daha kanıtlandı.” ifadesine yer verildi.

Başkent Washington’da ofisi bulunan CCDH’nin internet sayfasında yer alan açıklamada, “Bu rapor, Facebook, Instagram, TikTok, Twitter ve YouTube dahil olmak üzere sosyal medya şirketlerinin kendilerine bildirilen Müslüman karşıtı nefret ve İslamofobik paylaşımların yüzde 89’unda harekete geçmediğini ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

“Kötü Kullanım Amaçlı İçeriklere Kayıtsız Kalındı”

Raporu hazırlayan araştırmacılar, söz konusu platformların kendi raporlama araçlarını kullanarak, Müslümanları “ırkçı karikatürler, komplolar ve asılsız iddialarla hedef alan rahatsız edici, bağnaz ve insanlıktan çıkarıcı içerik barındıran” 530 gönderiyi ve bu gönderilerin en az 25 milyon kez görüntülendiğini tespit etti.

Konuyla ilgili, “Kötüye kullanım amaçlı içeriğin çoğu kolayca tanımlanabilirdi ve yine de kayıtsız kalındı. Instagram, TikTok ve Twitter, kullanıcıların #deathtoislam (İslam’a ölüm), #islamiscancer (İslam kanserdir) gibi hashtag’leri kullanmasına izin verdi. Hashtag’leri kullanarak yayılan içerik, en az 1,3 milyon görüntülenme aldı.” bilgisi paylaşıldı.

Raporun devamında, İslamofobik içeriklerin paylaşılmasına izin vermenin sosyal bölünmeleri teşvik edeceği, istismarcı davranışları normalleştireceği ve çevrim dışı saldırıları teşvik edeceği uyarısında bulunuldu. Ayrıca, sosyal medya platformlarının İslam karşıtı içeriklerden ve etkileşimlerinden para kazandığı, bu sebeple nefretin yayılmasına göz yumdukları iddia edildi.