Stanford Üniversitesi'nde Bir Hapishane Deneyi

1971 yılında Sosyal Psikolog Philip Zimbardo, insanların sosyal rollere nasıl tepki verdiğini gözlemlemek amacıyla üniversite öğrencileriyle kurmaca bir hapishanede bir deney gerçekleştiriyor. 2 hafta sürmesi beklenen deneye ancak 6 gün tahammül edilebilirken deney sonrası ortaya çıkan sonuç, insan psikolojisinde de birçok noktayı da açığa çıkarıyor.

Eklenme Tarihi: 28 Ara 2020
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Stanford Üniversitesi'nde Bir Hapishane Deneyi

Stanford hapishane deneyi nedir?

Stanford hapishane deneyi ne amaçla yapıldı? Standford hapishane deneyi nasıl planlandı ve getirileri ne oldu? Stanford Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Stanford hapishane deneyi, yaptığı uygulama ile psikoloji tarihine adını nasıl yazdırdı? Stanford hapishane deneyi hakkındaki tüm detayları araştırmamızda derledik.

Stanford Hapishane Similasyonu

1971 senesinde Sosyal Psikolog Philip Zimbardo insanların sosyal rollere karşı tepkilerini merak ederek Stanford Üniversitesi’nin Psikolojik Departmanı’nın bodrum katına inşa edilen sahte bir cezaevinde, insanların gardiyan ve mahkum olarak davranmaları gözlemleyebilecek şekilde 24 kişilik erkek öğrenci grubunu deneyinde kullandı.

Deney öncesi öğrencilere, mahkum ve gardiyan olmak üzere 2 grup olacağı, 2 haftalık bir deney gerçekleştirmek istendiği ve bir hapishanenin simüle edileceği, yanı sıra bu deney süresince gün başına para kazanacaklarını bildirdi.

stanford hapishane deneyi

Mahkumlara deney süresince gardiyanların telakkilerini dinleme zorunluluğu getirildi. Gardiyanlara ise mahkumlara sözlerini geçirebilmek için olabildiğince hırçın davranmalarını; ancak fiziksel şiddete kesinlikle yönelemeyecekleri belirtildi. Zimbardo, deney öncesinde gardiyanları eğitirken şunları aktardı:

Mahkumlara can sıkıntısı hissiyatı verebilirsiniz, bir dereceye kadar korku oluşturabilir ve hayatlarını tamamen rastgele güçler tarafından, sizler ve bizler tarafında, sistem tarafından kontrol edildiği hissine kapılmalarını sağlayabilirsiniz. Bu süreç içerisinde kesinlikle özel hayatları olmayacak, onların bireyselliklerini envai yolla ellerinden alacağız. Genellikle kendilerini güçsüz hissedecekler. Sonuç olarak biz tüm güce sahip olacağız, onlarsa hiçbir güce...

Gardiyanlar, tıpkı gerçek gardiyanlar gibi giyinip ellerine tahta sopalar verildi ve gerçek bir cezaevi ortamı oluşturuldu ve göz temasına engel olması amacıyla aynalı gözlükler takıldı.

Mahkumlara ise gerçekte olduğu gibi, rahatsız edici bir mahkum kıyafeti verildi, bileklerine zincir vuruldu. Gardiyanlara, mahkumları onlara atanmış ve mahkum kıyafetlerine işlenmiş numaralar ile çağırmaları söylendi. Böylece gerçek bir hapishane ortamı oluşturulmuş oldu.

Denekler Polis Tarafından Tutuklandı!

Zimbardo, 14 Ağustos 1971 günü, "mahkum" konumunda olacak denekleri evlerinin önünden, beklenmedik bir anda tutuklayarak deneye girdirdi ve mahkumları silahlı soygun suçuyla etketledi.

Mahkumlar, tüm gerçek tutuklanma prosedürlerinden geçirildi, parmak izleri alındı, profil fotoğrafları çekildi ve polis karakolundan, sahte hapishaneye bir mahkum taşıma aracıyla getirildiler.

Hapishanedeki tüm hücreler, 3 mahkuma ev sahipliği yapan oldukça dar hücrelerdi. Mahkumlar için bir hapishane bahçesi oluşturuldu, gardiyanlar içinse geniş, rahat alanlar kuruldu. Gardiyanlar, üçlü gruplar halinde, 8 saatlik vardiyalarla çalıştılar, görev sonrası cezaevi alanında bulunmaları gerekmiyordu.

Deney böylece başladı ve sorunsuz bir ilk günden sonra, daha ikinci günden ortalık karışmaya başladı. İkinci gün, 1. hücrede kalan mahkumlar kapılarını yataklarla iptal edip, kıyafetlerini çıkardı ve gardiyanların sözlerini dinlemeyeceklerini belirterek emirleri reddettiler. Olaylar bu şekilde başlamış oldu.

İşler Sarpa Sarıyor!

Gayet sıradan üniversite öğrencileri sadece birkaç günde, vahşi düzeyde sadist gardiyanlar ve gitgide korkaklaşan mahkumlara dönüştüler. Her geçen gün, kendilerini rollerine daha da kaptırdılar.

Gün geçtikçe, gardiyanlar giderek şiddetlenen psikolojik kontrol taktiklerini arttırmaya başladılar. Misal isyanlara katılmayanları almak için özel bir hücre oluşturdular ve burada onları ödüllendirdiler. İsyan eden mahkumların da yatak çarşaflarını ve süngerlerini alarak onları metal demirler üzeinde uyumaya zorladılar.

Kısa sürede gardiyanlar, mahkumlara önce gizli, sonra ise açık şiddet uygulamaya başladı. Yemeklerini yemeyen mahkumlar için gardiyanlar tarafından karanlık bir oda oluşturuldu ve oraya hapsedilme yaptırımı uygulanmaya başlandı.

Sadece 36 saat içerisinde, 8612 numaralı "mahkum", Zimbardo'nun tanımıyla "çılgın" tepkiler vermeye başladı. Zimbardo, o olayı şu şekilde akterıyor:

8612 numaralı mahkum delice davranışlar sergilemeye başladı; çığlık atıyor, bağırıyor, küfrediyor ve kontrolsüz öfke nöbetleri geçiriyor. Onun gerçekten bu psikolojik durumda olduğunu kabullenmemiz epey bir süremizi aldı ve sonunda onu bırakma kararı aldık.

Deneyin başlangıcı üzerinden yalnızca 6 gün geçmesine ve deneyin içeriği tamamen rol olmasına rağmen sosyal ilişkilerin gerçekliğinden dolayı mahkumlar ile gardiyanlar arasındaki ilişki o kadar sadist ve vahşi bir hale geldi ki; Zimbardo önceden belirlediği deney süresini tamamlayamadan deneyini bitirme kararı aldı.

stanford hapishane deneyi 3

Deneyin ilk günlerinden beri gardiyan konumundaki öğrenciler, sözlerini mahkumlara dinletebilmek için giderek şiddetlenen yöntemler geliştirdiler. Mahkumlar da, ilk günlerde gardiyan konumundakilerin gerçek hayatta "kendileri ile aynı düzeyde akademi öğrencisi" olduğunu bildiklerinden dolayı rol gereği de olsa, gardiyanların kendi üzerlerinde otorite kurmalarını kabullenmemişlerdi ancak her geçen gün artan gardiyan şiddeti, mahkumları zamanla uysal ve korkak hale getirdi.

stanford hapishane deneyi 2

Sonuç

Zimbardo, deneyden kendisinin bile etkilendiğini aktardı, çünkü kendisi de deneyde "hapishane müdürü" rolünü üstlenmişti ve tamamen rol yapması gereken gardiyanların, tamamen rol yapması gereken mahkumlara uyguladıkları şiddeti sürdürmesine izin verecek kararlar vermişti.

Bu deney; insanların, toplumun ve otoritenin onlara biçtikleri rolleri farkında olmadan nasıl benimsediklerini, o rolün etkisinden çıkamadan rolün özelliklerini kontrolsüz bir şekilde yerine getirdiklerini ve güç, ellerine geçtiğinde statüko açıdan kendilerine denk olan insanları bile göz ardı edip üzerlerinde şiddet uygulayabildiklerini net bir şekilde açığa çıkardı.

Deneyle ilgili birçok tartışma ve karşıt bilimsel makale paylaşıldı. Ancak yine de, Stanford Hapishane Deneyi, psikolojik deneylerin en meşhurlarından biri oldu, öyle ki deneyin ünü beyaz perde aracılığıyla da birçok ülkeye taşınmış oldu.