Akif Beki yazdı…
Çete liderliğinden yakalanan Ayhan Bora Kaplan’ın polis sorgusu, çok başlar yakacağa benziyor.
Dışarı sızanlar, bazılarını siz deyin tutuşturdu, ben diyeyim kızdırdı.
Adı karışan eski Ankara Başsavcısı, şimdi Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman, ‘intikam operasyonu’ diyor. ‘Mafya babasından villa, araba alacak adam olmadığını; bir kere tanıştığını, babadan zengin olduğunu’ da ekliyor.
FETÖ’nün canını yaktığı için kendisini hedef alan bir büyük kumpasmış yani. Bir de Süleyman Soylu’ya operasyon çekildiğini düşünüyormuş.
Pervasız bir suç örgütüne operasyonun ucu, dünün Başsavcı’sıyla İçişleri Bakanı’na çıkabilir, bunda bir gariplik yok sanki. Aklamaya çalışırken daha da batıran bir savunma değil mi? Ne münasebet!
Büyük resim yine bulundu. Ama büyük oyunu bozmak, bu kez zor görünüyor.
Pandora’nın Kutusu açıldı, kapatmaları gerekecek. Cin şişeden çıktı mı, geri sokmaya pek gelmez.
Çete liderine dokununca ses yüksek yargıdan, polisin tepelerinden gelir mi?
Ortaya saçılan kirli çamaşırlara bakılırsa suç örgütleriyle mücadele edeceklerin bazısı, suç örgütüne katılmış.
Tek örnek olmadığını da tahmin edersiniz. Devede kulak bile sayılmaz.
Takip ediyorsanız Halk TV’den Seyhan Avşar, soruşturmadan dehşet verici detaylar aktarıyor. İşbirlikçi polisler, Kaplan ve adamlarına, firari zenginlerin evlerini dahi yağmalatmış. FETÖ’yle mücadelenin ganimeti olarak.
Yargıda, poliste uzantıları olan bir çete; başkentin göbeğinde, herkesin gözü önünde dört nala at koşturmuş. Boyu, Ayasofya minarelerinin boyuna ermiş ama dokunan olmamış.
Nereden geliyordu dokunulmazlığı, kimin koruması altındaydı?
Kaplan, 15 Temmuz’da TRT’deki direnişe desteğe koşmasıyla meşhur. Soylu’nun kuzeni Sadık Soylu, kendisinin yardıma çağırdığını söylüyor.
Kaplan’a, ’15 Temmuz kahramanı’ diye dokunulmamış değildir herhalde.
Neden Soylu gidip, İçişleri’ne Yerlikaya geldikten sonra dokunulabildi?
Herhalde sebep, Türkiye Yüzyılı’nın başlamamış olması değil.
Mafyacılık oynayanlara daha önce dokunulamazken Türkiye Yüzyılı başladıktan sonra ancak dokunulabildiğine kim inanır!
Baktığı hiçbir yerde büyük resimden başka bir şey göremeyen, her büyük oyunu görüp bozanlar ne der acaba? Ankara’daki mafya operasyonundan, gözlerini alamayacakları bir büyük resim arşivi çıkmış.
SUÇ İŞLEME AYRICALIKLARI MI VARDI?
Yeni İçişleri Bakanı Yerlikaya, suçla mücadeleye ilginç bir tanım kattı. “Suç işlemede kibirlenenlerin, kendini üstün görenlerin nefeslerini keseceğiz” şeklinde.
Eski Bakan Soylu ise son aylarında ilginç bir çıkışla adından söz ettirmişti. Hani kameralar önünde vecde gelip kendinden geçerek, trans hâlinde bağırıyordu; başınızı Ayasofya’nın minareleri kadar dik tutun, diye.
Bir çete liderine operasyonun, aslında İçişleri Bakanı’na operasyon olabileceği; sittin sene düşünsem aklıma gelmezdi. Bazılarınınsa aklından çıkmıyormuş meğer.
Şahsen bağlantı arayacak, bağ kuracak olsam eski ve yeni bakanların bu açıklamalarında arayıp yine kuramazdım.
Yok canım; Yerlikaya’nın tarifi, Soylu’nun sözlerine gönderme değildir herhalde.
Fakat şunu da aklımdan geçirmeden edemezdim:
Anlaşılan, başını dik tutmakla ilgili zoru olanlar varmış. Ve hiçbir başı Ayasofya’nın minareleri kadar dik tutamayacak kirli işler dönmüş. Ama bu başlar artık ezilecek, kriminallere göz de açtırılmayacakmış.
Gerçi bazı kimselere suç işleme ayrıcalıkları tanınmış da artık kaldırılıyor, imtiyaz ruhsatları iptal ediliyormuş gibi tuhaf kaçabilir. Yine de büyük resim böyle tecelli ediyor, ben ne yapabilirim.