Beşşar Esed rejimi, milyonlar halen mülteci konumundayken, tehcir, demografik değişim ve alıkoymaların gölgesinde yerel seçim yapmaya hazırlanıyor. Esed rejimine yakın medya kuruluşları, 18 Eylül'de yerel seçimlerin düzenleneceğini duyurdu.
İç savaş boyunca ilk defa yapılacak yerel seçimler, ülkenin rejim hakimiyetindeki yaklaşık yüzde 59'luk kısmında gerçekleştirilecek.
Bu kararda, rejimin ülkenin orta kesimindeki Humus ili, başkent Şam, Ürdün ve İsrail sınırında yeniden hakimiyet sağlaması etkili oldu.
Rejimin garantörü Rusya, ev sahipliği yaptığı 10. garantörler toplantısında masaya ilk defa mültecilerin ve yerinden edilenlerin geri dönüşü konusunu getirmişti.
Bir süredir Lübnan ve Ürdün ile bu ülkelerdeki mültecilerin geri dönmesi için görüşmeler yapan Rusya, Soçi'de 30-31 Temmuz'da düzenlediği garantörler toplantısında da Suriye'deki durumun normale döndüğü mesajını vermiş, ülkede seçim yapılabilecek duruma gelindiğini ima etmişti.
Rusya Savunma Bakanlığı Ulusal Kontrol Merkezi Başkanı Mihail Mizintsev, 20 Temmuz'daki açıklamasında, 1 milyon 700 binden fazla mültecinin evlerine dönmesini beklediklerini duyurmuştu. Mizintsev, dönüşlerin öncelikle Ürdün ve Lübnan'dan olacağı, bu konuda iki ülkeyle ortak çalışma yaptıklarını bildirmişti.
Milyonların yokluğunda seçim
Ancak sahadaki gerçeklik, Rusya'nın planlarıyla örtüşmüyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (BMMYK) verilerine göre, 7 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta, halen 5 milyon 598 bin kişi mülteci, 6 milyon 600 kişi yerinden edilmiş durumda.
Lübnan'da 976 bin, Ürdün'de 668 bin, Irak'ta 33 bin 545 Suriyeli bulunuyor. Yılın ilk 6 ayında Lübnan'dan geri dönmek için sadece 2 bin 610 kişi başvurdu.
BMMYK Ürdün sözcüsü Nida Yassin de dünkü açıklamasında, Ürdün'den dönüşleri şu an için erken bulduklarını ve desteklemediklerini söyledi.
Zorunlu göçler
Rusya ve İran'ın desteğiyle son 4 ayda saldırılarını artıran ve ablukaları ağırlaştıran rejim, ele geçirdiği bölgelerden 128 bin 926 kişiyi ülkenin kuzeyinde muhaliflerin kontrolündeki İdlib'e zorla göç ettirdi.
Moskova yönetiminin savaşa doğrudan müdahale ettiği 30 Eylül 2015'ten itibaren rejimle düzenlediği hava saldırıları boyunca, nispeten güvenli gördükleri Türkiye sınırına yakın yerlere göç edenlerin sayısı bundan kat kat fazla.
İdlib'de halihazırda 4 milyondan fazla sivil barınıyor.
Zorunlu göçe boyun eğmek istemeyenlerin çoğu ise rejim ile uzlaşarak, baskı altında, tedirgin biçimde yaşamlarını sürdürüyor.
Tehcirle boşaltılan yerler "Şiileştiriliyor"
Öte yandan, muhalefet kaynakları, boşaltılan yerlere İran komutasında rejim saflarında çatışan Şii milisler ve ailelerinin yerleştirildiğini bildiriyor.
Afganistanlı Fatimuyyun ve Pakistanlı Zeynebiyyun Tugayları, onbinlerce Şii milisten oluşan kuvvetle, Ekim 2015'ten itibaren Suriye'de savaşıyordu.
Milislerin zaman içinde ailelerini de getirdiği biliniyordu.
500 binden fazla kişi cezaevinde
Diğer taraftan rejimin cezaevlerinde yaklaşık yarım milyon kişi alıkonuluyor.
Muhalifler, evlerine döndüklerinde tutuklanmayacaklarından ve infaz edilmeyeceklerinden emin olmak istiyor. Bu nedenle, muhalefeti müzakerelerde temsil eden heyet, güven ortamı sağlanmadan geri dönüş konusunun konuşulmasına dahi itiraz ediyor. Sebepsiz alıkonulan bu kişilerin yokluğunda yapılacak seçimin adil olmayacağı belirtiliyor.