Süt krizi kapıda: Artan yem fiyatı besicileri vurdu

Ağustos ayında süt krizi kapıda: Artan yem fiyatları besicileri vurdu! Ömer Fethi Gürer, derin bir ekonomik krizden geçen ülkemizde yüksek enflasyon sebebiyle artan yem fiyatlarıyla ahırların boşaldığını, küçük işletmelerin hayvancılığı sürdüremediğini ve iklim değişikliği ile süt krizinin ağustos ayında ortaya çıkmasının olası olduğunu söyledi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, üreticilerin … Süt krizi kapıda: Artan yem fiyatı besicileri vurdu Devamı »

Eklenme Tarihi: 24 Tem 2024
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 24 Tem 2024
Süt krizi kapıda: Artan yem fiyatı besicileri vurdu

Ağustos ayında süt krizi kapıda: Artan yem fiyatları besicileri vurdu!

Ömer Fethi Gürer, derin bir ekonomik krizden geçen ülkemizde yüksek enflasyon sebebiyle artan yem fiyatlarıyla ahırların boşaldığını, küçük işletmelerin hayvancılığı sürdüremediğini ve iklim değişikliği ile süt krizinin ağustos ayında ortaya çıkmasının olası olduğunu söyledi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, üreticilerin sorunlarıyla ilgili açıklama yaparak, süt piyasasında bahar aylarından bu yana devam eden belirsizliğin besicileri olumsuz etkilediğini, süt üreticilerini zorladığını belirtti.

50 LİTRE SÜTE DENK GELEN YEMİN FİYATI 600 TL’Yİ GEÇTİ

“İthal yem fiyatları sürekli zamlanıyor ve bu durum üreticileri büyük bir sıkıntıya sokuyor. 50 kilogram süt yeminin fiyatı 600 lirayı geçti” diyen Gürer, küçük aile tipi işletmelerin kendi yemini üretmemesi durumunda, üreticilerin ayakta kalma olasılığının giderek düştüğüne dikkat çekti. Gürer, “Arpada yüzde 3’lük bir artış yaşanmış olsa da benzer yem ürünlerindeki fiyat artışları besicilerin aleyhine gelişmeye devam ediyor” diye konuştu.

KAŞAR PEYNİRİN KİLOSU 700 LİRAYI BULDU

Gürer, “Rafta işlenmiş süt litresi 33 ile 45 lira aralığında satışa sunulurken, peynir fiyatları kilosu 400 liraya, kaşar peyniri ise 700 lirayı bulmuş durumda. Markalara göre ürün fiyatları ise değişiklik göstermektedir. İthal tereyağı özellikle İran’dan getirildiği söyleniyor. 2023 yılında TÜİK verilerine göre 6 bin 384 ton ithalat yapıldı ve 35 milyon 325 bin dolar yurt dışına ödendi. Bu yılın ilk beş ayında ise 3 bin 129 ton ithalat karşılığında 16 milyon 953 bin TL ödendi” açıklamasında bulundu.

SERBEST PİYASA ZOR DURUMDAKİ BESİCİLERİ SÖMÜRÜYOR

Türkiye’deki süt üretimindeki sorunlara ve çiğ süt piyasasındaki belirsizliklere dikkat çeken Gürer, “Süt ineklerinin 2020 yılında kesime gitmesi nedeniyle süt üretiminde ciddi düşüşler yaşandı” dedi. Süt piyasasında yaşanan mevsimsel artışın ardından sanayicilerin mevcut sütleri kalite, katkı maddesi, koku ve tat gibi nedenlerle almaktan kaçındığını kaydeden Gürer, “Sanayiciler, mevsimsel süt artışını bahane ederek fiyatları olabildiğince düşük tutuyor ve üreticiden doğrudan ürün almayı daraltıyor. Bunun yerine, aracı süt müteahhitleri aracılığıyla ucuza süt almayı tercih ediyorlar. Süt pazarında belirsizlikler ve kriz riski artıyor” şeklinde konuştu.

KÜÇÜK AİLE TİPİ İŞLETMELER İTHALAT VE İHRACAT LOBİLERİ ARASINDA EZİLİYOR

Gürer, süt tozu ithalatına ilişkin verileri de paylaşarak, “2023 yılında Türkiye’ye 687 ton süt tozu ithal Türkiye’ye 687 ton süt tozu ithal edilip 2 milyon 669 bin dolar ödendi. Ancak, 2024 yılının ilk beş ayında ithal süt tozu miktarı 340 ton oldu ve 952 bin dolar yurt dışına ödendi. Bir yanda ithalat lobisi, diğer yanda ihracat lobisi arasında küçük aile tipi işletmeler ezilmektedir” şeklinde konuştu. Gürer, süt tozu ithalatının acilen durdurulması gerektiğini belirterek, “Tereyağı ve peynir üreticilerini koruyacak, aynı zamanda sanayiciyi de zor durumda bırakmayacak politikalar geliştirilmelidir. Hayvan refahını sağlayacak yatırımlara ağırlık verilmeli ve özellikle önümüzdeki dönemde sütte oluşacak düşüş göz önünde bulundurularak gerekli önlemler alınmalıdır” dedi. Gürer, çözüm üretilmemesi durumunda ithalatın devam edeceğini, raftaki peynir, süt, yoğurt ve tereyağı fiyatlarının artacağını, üreticinin sıkıntıya düşeceğini ve tüketicinin pahalı ürün almaya devam edeceğini ifade ederek, “Bu dengeyi sağlamak ve politika olarak düzenlemek, siyasi iktidarın sorumluluğu ve görevidir” değerlendirmesini yaptı.