Suudi Arabistan'da Noel ve yılbaşı ilk kez açıkça kutlanıyor. Dahası kutlamaları bizzat resmi bir kuruluş olan Heyetu-t Terfiyye (Eğlence Heyeti) organize ediyor.
Resmi bir devlet kurumu olan bu organizasyonun başına kurumun yetkileri de artırılarak 2019'da Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın arkadaşı Türki Alu-ş Şeyh atanmıştı.
Suudi hanedanlığının eliyle Noel ve yılbaşı kutlaması
Suudi Arabistan'da mevcut Suudi Kral Selman'ın devrine kadar Noel ve yılbaşı kutlamasına izin verilmediği gibi İslam dışındaki dinlerin sembollerinin açıkça sergilemesi de yasaktı. Kral Selman döneminde bu yasaklar kademe kademe ortadan kalktığı için bu sene Suudi Arabistan'da ilk kez Noel ve yılbaşı kutlaması gerçekleştiriliyor.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da "Noel ağaçları" sergilenirken, dükkanlarda halka açıkça bu ağaçlardan satılmasına ilk kez resmen izin veriliyor.
Ekim ayında da Suudi devleti Heyetu-t Terfiyye'nin organizasyonuyla ülkede resmi olarak "Cadılar Bayramı"nı kutladı. Heyetu-t Terfiyye şimdi de 31 Aralık-1 Ocak yılbaşı gecesinde Riyad'da büyük etkinlikler düzenliyor. Bu etkinliğin reklamı bizzat Suudi devletince yapılıyor ve halk bu yılbaşı etkinliklerine katılmaya çağırılıyor.
"Alkol serbest bırakılabilir"
Bazı uzmanlar Suudi Arabistan'ın Cidde gibi şehirlerinde alkolün de yasallaşmasını beklediklerini belirtiyorlar.
Suudi Arabistan'da yönetimin uygulamalarını eleştirmek hapsedilme sebebi olduğundan ve hapislerde binlerce kişi sadece Suudi rejiminin uygulamalarını dini açıdan eleştirdiği için tutulduğundan bu radikal değişimler ülkedeki din adamlarından beklenen tepkiyi göremiyor.
Yönetimi destekleyen din adamlarının şahıs ve etkinlik ismi vermeden genel ifadelerle Noel ve yılbaşı kutlamalarına dair genel konuşmalarla yetinmesi dikkat çekiyor.
Yönetimi desteklemekle beraber Heyetu-t Terfiyye'yi isim vererek eleştirdiği için bazı din adamlarına son yıllarda konuşma yasağı getirilmişti.
Suudi rejiminin bu uygulamalarının ülkedeki din adamlarını herhangi bir kurumu ve etkinliği isim vererek eleştiremez hale getirdiği, din adamlarının hapsedilmemek için tamamen akademik çalışmalara yöneldiği veya sosyal olaylarla ilgili sakındırmalarını çok genel ifadelerle gerçekleştirmekle kendilerini sınırladıkları belirtiliyor.
Bazı uzmanlar Suudi Arabistan'daki dini muhalefetin bu suskunluğunu fırtına öncesi sessizliğe benzetirken bazıları dini muhalefetin sesinin sona ermesinin ülkede oluşturduğu kültürel kırılmadan geri dönüşün zor olduğu görüşündeler.