TAHA ÜN 100 Yıllık Terane Kitabında Yer Alan Alparslan Kuytul İle İlgili Sayfa İçin TEKZİP YAYINLADI

Taha Ün, 100 Yıllık Terane adlı kitabında yer alan Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında çarpıtılmış yanlış bilgilerle dolu sayfa için tekzip metni yayınladı.

Eklenme Tarihi: 03 Ağu 2017
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
TAHA ÜN 100 Yıllık Terane Kitabında Yer Alan Alparslan Kuytul İle İlgili Sayfa İçin TEKZİP YAYINLADI

100 yıllık Terane Kitabında 192 ve 193. Sayfalarda yayımlanan içerikte asla gerçeği yansıtmayan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin “Erdoğan’ın Kalemi Kırılmıştır” sözleri "Sultan Abdulaziz Han’ı tahttan indirilmesi için alınan fetvaya eşdeğer görülmüştür." İlgili içerik gerçeğe aykırı olduğu için ve Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin kişilik haklarına da saldırı niteliğinde olduğu için Hocaefendi hakkında Avukat Adem Tural tarafından tekzip gönderilmesi üzerine yapılan asılsız haber ve iftiranın neticesinde @tahaun - Sağlam İrade twitter hesabında tekzip yayınlamak durumunda kaldı.

İşte yayınlanan o tekzip metni;

100 YILLIK TERANE KİTABINDA

ALPARSLAN KUYTUL HOCAEFENDİ HAKKINDAKİ SAYFA İLE İLGİLİ TEKZİP METNİ

100 Yıllık Terane Kitabında 192 ve 193. sayfalarda yayımlanan içerikte Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin “Erdoğan’ın Kalemi Kırılmıştır” sözleri Sultan Abdulaziz Han’ı tahttan indirilmesi için alınan fetvaya eşdeğer görülmüştür. İlgili içerik gerçeğe aykırı olduğu gibi müvekkilim Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin kişilik haklarına da saldırı niteliğindedir.

Bahsi geçen fetva’da padişahın “şuurunun bozuk olduğu, siyasi işlerden habersiz olduğu, müsrif olduğu, din işlerini ihlal ettiği gerekçesiyle tahttan indirilmesinin elzem olup olmadığına dair fetva istenmektedir. Söz konusu fetva talebine zamanın şeyhülislamı Hasan Hayrullah Efendi “olur” fetvası vermiştir. Halbuki Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin konuşmasının tamamı izlendiğinde, konuşmanın fetva olarak nitelendirilemeyeceği, darbe ile hiçbir alakasının olmadığı, sadece siyasi bir analiz yapıldığı, gelişmelere bakılarak bir öngörüde ve iyi niyetli bir ikazda bulunulduğu anlaşılacaktır. Yapılan konuşmada Cumhurbaşkanı ile ilgili ne bir fetva ne de bir düşmanlık söz konusudur. Üstelik Hocaefendi öngörüsünde maalesef haklı çıkmış ve hükümet bir darbe girişimi ile karşılaşmıştır. Bu durumda Hocamızın takdir edilmesi gerekirken yapılan iyi niyetli tenkitlerden rahatsız olan bazı çevreler açıklamayı çarpıtmış, konuşma darbeden 1 gün önce yapılmış ve Hocaefendi darbeyi biliyormuş gibi yansıtmışlardır. Bu şekildeki haberler sebebiyle sanki Cumhurbaşkanı’nın, Başbakanın ve MİT’in bile bilmediği bu darbeyi Hocaefendi biliyormuş ve Hükümeti tehditte bulunuyormuş gibi bir algı oluşmaktadır. Halbuki Hocaefendi’nin hükümetin kalemini kıracak ne gücü ne de böyle bir düşmanlığı vardır.

Konuşmanın aslı şu şekildedir:

“Ben buradan ikaz ediyorum. İnsanlık görevimi yapıyorum. İşleri çoktur, yoğun bir hayat yaşıyorlar, o yüzden belki farkına varamıyor olabilirler. Ben buradan Cumhurbaşkanını da AKP’yi de şu meselede ikaz etmek istiyorum. Elde ettikleri ne kadar şerefleri varsa ellerinden alıyorlar, başörtüsü meselesini bile tekrardan geriye götürebilirler. Bunun manası şudur; Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır. İşi bitirildiği zaman ona kimsenin acımaması için, sevenlerinin kalmaması için, onun elde ettiği bu şereflerin geri alınması lazım. Onlara prestij kaybettiriyorlar, ondan sonra işlerini bitirecekler ve o zaman kimse onlara acımayacak ve sevenleri kalmayacak. Bu sürece girdik, ben buradan söylüyorum. Beni dinlerlerse onların hayrınadır, dinlemezlerse kendileri bilir.”

Görüldüğü gibi Hocaefendi’nin yaptığı konuşma, gelişmelere bakarak yapılmış bir siyasi analiz ve iyi niyetle yapılmış bir uyarıdan ibarettir. Bu analizin ve uyarının benzerini 6 Şubat 2016’da “ABD başkan yardımcısının Türkiye ziyaretinde basın özgürlüğü üzerinde durmasını” değerlendirirken bir kez daha yapmıştır. İlgili videonun linki: https://www.youtube.com/watch?v=V-wFnYlA2xY

Bahsi geçen analizi yaparken Hocaefendi;

ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek istememesi,

ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Türkiye’ye geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmemesi,

Muhammed Ali’nin cenazesinde Cumhurbaşkanı’na gösterilen tavır, Muhammed Ali'nin tabutuna eliyle destek vermesine bile müsaade etmemeleri, Muhammed Ali'nin ailesinin Cumhurbaşkanıyla bir fotoğraf dahi çektirmemesi, Türk Diyanet İşleri Başkanının, Kur'an okumak istemesine rağmen ona müsaade etmemeleri,

Cumhurbaşkanı Afrika’ya gittiğinde; Uganda Makarere Üniversitesi Rektörünün yüksek bir tahtta, Türkiye Cumhurbaşkanının ise aralarında yaklaşık yarım metre yükseklik farkı ile bir sandalyede oturtulması, Cumhurbaşkanına ve Türkiye’ye karşı yapılan büyük terbiyesizlik

Milyonlarca gurbetçimizin yaşadığı Almanya’nın bile Ermeni soykırım tasarısını kabul etmesi gibi gelişmelerden yola çıkarak bazı büyük ve derin güçlerin AKP’yi bitirmeye karar vermiş, kendilerince kalemini kırmış olabileceklerini ifade etmiştir.

Bunları söylerken Hocaefendi; Türkiye’nin İsrail politikasının değişmek zorunda bırakılması ve yetkililerin “İsrail dostumuzdur” ve “İsrail’e muhtacız” türünden açıklamalar yapmak zorunda kalması, Rusya’dan özür dilenmesi, Mısır ve Suriye’ye karşı gösterilen tavrın değişmesi ve görüşmelere hazırlanılması gibi durumlara bakarak söylemiştir.

Hocaefendi, bugüne kadar hükümetin, İsrail’e karşı gösterdiği tavır ve Filistin halkına verdiği destek, zalim Suriye yönetimine karşı Suriye halkına verdiği destek, Mısır’da darbe ile işbaşına gelen ve binlerce insanı şehit eden zalimlere karşı verdiği mücadele ve mazlumlara verdiği destek, imam-hatiplere uygulanan katsayı haksızlığını bitirmesi ve başörtüsü sorununu halletmesi gibi icraatlarıyla kazandığı puanların elinden teker teker alınmaya başlandığını, hükümetin dünyada yalnızlaştırılmaya ve sevenlerinin azaltılmaya çalışıldığını söylemiş ve Hükümetin bu konuda dikkatli olması gereği hususunda samimi ve iyi niyetle ikazda bulunmuştur.

Ayrıca ilgili yazıda Müvekkilimin konuşması darbeden 1 gün önce yapılmış gibi aktarılmış , ağır hakaret içeren ifadelerle müvekkilim darbeye taraftarmış ve darbe olacağını biliyormuş gibi yansıtılmıştır. Bunlar kesinlikle gerçek dışıdır.

Müvekkilimin sadece bu konuşması değil daha bir çok konuşması da karanlık ve derin bazı güçler tarafından kırpılmakta, manası bozulmakta ve o şekilde servis edilmektedir. O yüzden müvekkilimin konuşmaları kırpılmış videolardan değil asıllarından izlenmelidir.

Öncelikle, “Cumhurbaşkanının Kalemi kırılmıştır” ifadesinin geçtiği konuşma 1 Temmuz’da yapılmıştır. 1 Temmuz’da Hocaefendi, Rus uçağının düşürülmesi ile ilgili bir soruya verdiği cevapta bu konuya değinmiştir. Hocaefendi’nin 1 Temmuz’da yaptığı konuşma videosu aşağıdaki linktedir; https://www.youtube.com/watch?v=c7WF95cMZUU

“Cumhurbaşkanının Kalemi kırılmıştır” ifadesinin çarpıtılması ve darbeye yorumlanması ile ilgili Hocaefendi’ye sorulan bir soruya da Hocaefendi’nin verdiği cevap videosu aşağıdaki linktedir: https://www.youtube.com/watch?v=RTwliDgbEyQ

Hocaefendi, darbe gecesi saat 02.00 civarında ise resmi twitter hesabından darbeyi kınayan şu mesajı yayınlamıştır:

“Hiçbir zorbalığı ve zulmü kabul edemeyeceğimiz gibi seçimle iş başına gelenlerin darbe ile yönetimden uzaklaştırılması girişimlerini de kabul edemeyiz. Yüz yıldır yapılan bütün darbeleri kınadığımız gibi bu darbe girişimini de kınıyoruz… Allah milletimizi askerî, siyasî tüm darbelerden korusun ve İslam adaletine ulaşmayı nasip etsin.”

Açıklamanın linki: https://furkanvakfi.net/alparslan-kuytul-hocaefendiden-askeri-darbe-girisimi-ile-ilgili-aciklama.html

Hocaefendi, darbenin ertesi günü darbe girişiminde hayatını kaybeden kimseler için başsağlığı mesajı yayınlamıştır. Başsağlığı mesajının linki: https://twitter.com/alparslankuytul/status/754446815173410816

Ayrıca Hocaefendi darbeden birkaç gün sonra 21 Temmuz 2016 tarihinde binlerce insanın katıldığı bir basın açıklaması ile darbeyi tekrardan kınamış ve “darbeler hakkın gasp edilmesidir” demiştir.

Gerçekleştirilen basın açıklaması videosu aşağıdaki linktedir:

https://www.youtube.com/watch?v=ddFuyNbyNlg

Hocaefendi’nin başyazarlığını yaptığı Furkan Nesli Dergisi de Ağustos sayısında darbeyi lanetlemiştir. İlgili içeriğin linki: http://furkannesli.com/64-sayimiz-cikti.html

Hocaefendi sadece 15 Temmuz darbe girişimini değil 17-25 Aralık 2013 operasyonlarını da bir darbe girişimi olarak isimlendirmiş ve kınamış idi. İlgili videoya bakabilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=IUdA_zMQM1w

Darbeye karşı olduğunu ilk andan itibaren açıkladığı halde Hocaefendi ve kurucusu olduğu Furkan Vakfı şu günlerde bu şekilde asılsız haberlerle yanlış tanıtılmaktadır.

Sonuç Olarak;

Bu hususlar ve Hocaefendi’nin açıklamaları dikkate alındığında Hocaefendi’nin konuşmasının fetva olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, Hocaefendi’nin darbe taraftarı olamayacağı ve konuşmasının darbe ile ilişkilendirilemeyeceği anlaşılacaktır.

Kırpılmış ve çarpıtılmış olan videolara bakılarak konuşmaların aslı furkanvakfi.net sitesinden izlenmeden yapılan haberlere itibar edilmemesi gerektiğini kamuoyuna bildiririz.

Av. ADEM TURAL