İstiklal Mahkemeleri’nin kurbanı olan Şeyh Said ve kıyamına bakalım…
Neden resmi tarihin dediği gibi isyan değil de kıyam olduğunu anlamak için Urfa’daki Milli Aşiret Reisi Halil Bey’e gönderdiği mektuba göz atalım: "Şimdiki hükümet, İslam Hilafetini, Saltanatı, Şeyhülislam Makamını ve ilim medreselerini ilga etmiş, Evkaf Nezaretini (Vakıflar Bakanlığı) kâfirlik maarifine ilca etmiş (çevirmiş), kadınlık mesturunu (örtünmeyi) kaldırmış, zinayı ve içki içilmesini, kadınların yabancılarla dans yapmasını mübah kılmış, bu gibi fuhşiyata mahsus dans salonu, tiyatro, sinema, bar ve umumhane gibi geniş binalar inşa etmişler, Allah Celle Celaluhu ve RasulüSallallahu Aleyhi ve Sellem’in dini olan dinimizle istihza (alay) etmekte bulunmuşlar, onların namına olarak Ahkâm’ı İslamiye’yi tahkir ve İslamiyetin esaslarını değiştirmişler, erkanı (ileri gelenleri) sarsmışlar, dine karşı ve bu din erbabına karşı ilan-ı harp eylemişler."
Kurtuluş Savaşı’nda Allah’ın açık yardımından sonra nankörlük edip Rablerinin hükümlerine sırtını dönenlerin ve kendileriyle savaştıklarının kanunlarına tâbi olanların dayatmalarına kıyam ediyordu Şeyh Said… Savunmasında şu açıklamalarda bulunmuştur Şeyh Said: "Kıyamımızın [direnişimizin] sebebi şeriat meselesi… Hükümet şeriatın bir kısmını kaldırdı. Bunun iadesine sebep olursak sevaba nail olurduk diyordum… "Kıyamı kalbimde tasavvur ediyordum, fakat muharebe (savaş) suretiyle değil, risale (broşür) yazıp şeriat-ı ahkâmı tasrih ederek (açıkça belirterek) kanunları da şeriata mutabık (uygun) bir şekilde talep etmek istedik, Meclis-i Mebusan’a (Türkiye Büyük Millet Meclisi) göndermek istedik. Meclis’in büyük bir kısmı dindardır, isteklerimizi kabul ederler, medreseleri açarlar dedik…"
"BENİM ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR"
İdama giderken son sözleri "Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve din içindir" olan değerli âlim bulunduğu çağda duruşunu göstermiş ve bunun bedelini ödemiştir.
Allah’a hamdolsun ki, bu ümmet içerisinde her zaman ve şartta ilmiyle âmil, gerçeği her ne pahasına olursa olsun haykırabilen, Allah için bedel ödemekten çekinmeyen, tarihe mal olmuş gerçek âlimler daima olmuştur. Onlar ümmet gemisinin gediklerini gerektiğinde bedenleriyle kapamaya çalışmış olan Rabbanî âlimlerdir. Onlar tevhid ağacını kanlarıyla sulayan ve gelecek nesillere ışık olan gerçek dava erleridir. Burada sadece onlardan küçük bir demet sunmuş olduk. Rabbim onlar gibi davasını anlayan ve bedelini ödeyebilenlerden eylesin…
Şeyh Said'i şehadetinin yıldönümünde rahmetle anıyoruz.