Birlikten yapılan açıklamaya göre, TBB İnsan Hakları Merkezi tarafından 10 Aralık İnsan Hakları Günü kapsamında "Yargı Reformu Stratejisi 2019'un Değerlendirilmesi" etkinliği düzenlendi.
Etkinliğe, Anayasa Mahkemesi üyesi Recai Akyel, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, TBB Yönetim Kurulu üyesi Sabri Çepik, TBB İnsan Hakları Merkezi Başkanı İzzet Varan ve TBB İnsan Hakları Merkezi üyeleri ile avukatlar ve vatandaşlar katıldı.
'SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR'
Feyzioğlu, burada yaptığı konuşmada, "Siyasi yelpazenin neresinde olursak olalım, hepimiz, devletimizin insanı ve insan haklarını merkeze almasını istiyoruz. Devlete merkezinde insan olduğu için sahip çıkıyoruz ya da insan olsun diye sahip çıkıyoruz." diye konuştu:
TBB'nin, "Yargı Reformu Strateji Belgesi"ni ne kadar önemsediğinin bilindiğini, bunun çok etkili ve faydalı bir belge olduğunu düşündüklerini ifade eden Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bir taraftan kuvvetler ayrılığını sağlayacak, en çekingen hakime bile kitapta ne yazıyorsa o kararı vermesi halinde çekinecek hiçbir şeyi olmadığı güvencesini verecek yeni bir Hakimler ve ayrıca Savcılar Yüksek Kuruluna ihtiyaç var. Yapısının bir taraftan demokratik, bir taraftan da liyakate önem verir şekilde olmasını sağlama zorunluluğumuz da var. Seçim işinin bir kısmını çok nitelikli çoğunlukla Meclise bırakmak, kalan kısmını Türkiye Barolar Birliği, Yargıtay, Danıştay kurullarına yine çok nitelikli çoğunlukla bırakmak önerimiz ortada. Yani sistem değişikliğine ihtiyacımız var."
Yargı alanında iyi uygulamaları çoğaltıp yanlış olanları azaltmak gerektiğini belirten Feyzioğlu, "Bu sistemi getirdiğimizde şunu da çok iyi dengelemek zorundayız. Biz kürsüden siyaset yapan hakim de istemiyoruz. Siyasetin kürsüye müdahalesinden rahatsızız. Müdahale imkanının bulunmasından rahatsızız. İspatını aramaya ihtiyacımız yok. Çünkü sistem HSK'nin oluşumu nedeniyle ön ve arka kapıları açmış durumda. Bir kişi bile fiilen müdahale etmeyebilir. Ama müdahale imkanı varsa on binlerce çalışkan hakimimiz, savcımız, avukatımız müdahale yok diye bunun garantisini veremez. Ağızlarıyla kuş tutsa bile yargı toplumsal çatışmanın sebebi olur. Zaten durum bu. Dolayısıyla bunu düzeltmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.