TBMM Başkanı Kurtulmuş: Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır

“Dünya sistemi eğer İsrail’in bundan sonraki vahşi adımlarını durduramazsa artık dünyanın hiçbir başkentinin sükunet içerisinde, rahat içerisinde olması mümkün değildir” TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde dünyayı çok büyük felakete doğru sürüklediği aşikardır.” dedi. Kurtulmuş, CNN Türk canlı yayınında, Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye’ye, İran’ın başkenti Tahran’da kaldığı konutta suikast … TBMM Başkanı Kurtulmuş: Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır Devamı »

Eklenme Tarihi: 31 Tem 2024
6 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 31 Tem 2024
TBMM Başkanı Kurtulmuş: Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır

“Dünya sistemi eğer İsrail’in bundan sonraki vahşi adımlarını durduramazsa artık dünyanın hiçbir başkentinin sükunet içerisinde, rahat içerisinde olması mümkün değildir”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde dünyayı çok büyük felakete doğru sürüklediği aşikardır.” dedi.

Kurtulmuş, CNN Türk canlı yayınında, Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye’ye, İran’ın başkenti Tahran’da kaldığı konutta suikast düzenlenmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Filistin davasına yürekten destek veren insanlara ve İslam alemine başsağlığı dileyen Kurtulmuş, Filistin halkının, dünyadaki “insanlık cephesi”nin fevkalade büyük bir acıyı yaşadığını söyledi.

Kurtulmuş, “Filistin davasında ömrünü vermiş, hayatı boyunca bu büyük mücadelenin öncülerinden birisi olmuş İsmail Heniyye kardeşimiz, çok hain, alçak, kalleş bir saldırıyla şehit edildi.” ifadesini kullandı.

İsmail Heniyye ile evlatları ve torunlarının şehit edildiği saldırıdan sonra telefonla görüştüğünü, kendisinin, acı bir tablo karşısında bile ne kadar büyük bir sabır ve metanet içerisinde olduğunu, davasına ve şehadete nasıl kilitlediğini gördüğünü aktaran Kurtulmuş, “Aslında İsmail Heniyye, yaşayan bir şehitti. Bugün de tam manasıyla Cenabıallah onu kendi katına aldı. İsmail Heniyye açısından bu büyük bir mükafatlandırılmadır. Ama insanlık olarak yaşadığımız, bu ağır saldırı, bütün insanları uyandırmalıdır.” dedi.

Amerikan Kongresi’nde sergilenen bir şovun, her cümlesi yalan olan bir konuşmanın defalarca ayakta alkışlanmasının bu ve benzeri saldırılara büyük bir cesaret verdiğini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yani şu söylenmiştir Netanyahu’ya. ‘Sen devam et. Kimi, nerede bulursan öldür. Savaşı ne kadar yaygınlaştırırsan yaygınlaştır biz senin arkandayız ve seni sonuna kadar koruyacağız.’ Bir savaş suçlusu olan Netanyahu da bu aldığı destek ve belki kendisine şifahen daha fazlası vadedilen desteklerden aldığı güçle, böylesine büyük bir saldırganlığın içerisine girmiştir. Bu, Netanyahu’nun kendi hükümetini korumak, kendi iktidarını korumak için attığı çılgınca adımlar olarak tanımlanamaz. Bunun çok ötesindedir. Dün Beyrut’taki saldırı, bugün Tahran’daki saldırı… Bunların hepsini üst üste koyduğunuz zaman niyet çok açıktır.

İsrail bölgeyi bu kadar dağınık bulmuşken, Amerika başta olmak üzere bazı güçlerin de arkasında bu kadar büyük bir destek verdiğini görmüşken arzımevudu gerçekleştirmek için son adımını atmaya çalışıyor. İsrail halkının gerçekten dikkatli olması gerektiğini, Netanyahu ve çetesine teslim olmaması gerektiğini tavsiye ederiz. Bu büyük bir ateşle imtihandır, özellikle bizim bölgemiz başta olmak üzere bütün bu bölgeyi ve dünyayı bir ateşin içine atmaktır. Netanyahu ve çetesi derhal durdurulmalıdır. Yani aksi takdirde dünyayı çok büyük felakete doğru sürüklediği aşikardır.

İsrail’in suikastlarının, saldırılarının, bombalamalarının nasıl durdurulacağına yönelik bir soruya karşılık Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

Çok açık… Uluslararası camia, alınmış olan Birleşmiş Milletler kararlarını, derhal acil ateşkes sağlanmasıyla ilgili kararları uygulayacak. Zaten şu anda bütün kurum ve kuruluşlarla felç olmuş olan dünya sistemi, eğer İsrail’in bundan sonraki vahşi adımlarını durduramazsa artık dünyanın hiçbir başkentinin sükunet içerisinde, rahat içerisinde olması mümkün değildir. Aslında Netanyahu’yu durdurmak dünyadaki birçok ülke için kendi güvenliğini sağlamak meselesidir. Buna başta ABD olmak üzere de söylüyorum. Yani Amerika zannetmesin ki ‘Uzakta bir yerlerde bir şeyler oluyor, bu bizi etkilemez.’ Kendi halkı, bu anlamda hükümetiyle farklı düşünmektir. ABD Kongresinin içerisinde bu sahne şovu sergilenirken dışarıda binlerce insan buna karşı çıkıyor. Dünyanın birçok başkentinde yüz binler sokaklara çıkarak Netanyahu’ya ‘dur’ diyor. Yine aynı şekilde o gün, müşterek toplantı senatoda yapılırken demokratların yarıdan fazlası toplantıya katılmıyor.

İnsaf ve vicdan sahibi insanlar gidişatı görüyorlar. Bu gidişat, insanlık tarihinin yakın dönemde yaşadığı tehlikelerin hepsinden daha büyük bir tehlikedir. Kendi dini birtakım fanatizminden kaynaklanan arzımevut planına uymuş bir çete gidiyor ve arkasında da dünyanın en büyük askeri gücü var. Bu derhal durdurulmalıdır, alınan kararlar derhal uygulanmalıdır, geciktirilmeden bu kararın uygulanması bütün insanlığın menfaatinedir.

“Bizim için Filistin, bir milli davadır”

“İsrail’in soykırımına karşı Türkiye, dünyada öncü ülke olabilir mi?” sorusu üzerine ise Kurtulmuş, zaten başından beri Türkiye’nin bu konuda öncü olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, bizlerin, hepimizin ortaya koyduğu şey bu. Çünkü bizim için Filistin davası milli bir meseledir. Biz Filistin’le ilgili konuşurken uzaktaki bir yerle ilgili konuşmuyoruz. Tarih boyunca gönül bağımız olan, dört asrı aşkın bir süredir ecdadımızın yönettiği bir topraktan bahsediyoruz, kardeşimiz olan bir halktan bahsediyoruz. Dolayısıyla bizim için Filistin, bir milli davadır. Yani Kıbrıs davası neyse, Azerbaycan’ın Karabağ davası neyse, bizim için, Türk milleti için Filistin aslında böyle bir davadır. Bunun için çok şükür dünyada hükümetleriyle halkının müşterek olarak hareket ettiği ender ülkelerden birisiyiz. Bu fevkalade önemli ve değerlidir.” açıklamasında bulundu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, 7 Ekim’den bu yana onlarca uluslararası toplantıya katıldığını ve bütün bu toplantılarda İsrail’in saldırganlığının durdurulması için çağrı yaptığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise bütün uluslararası platformlarda İsrail’in bu saldırganlığının durdurulması için öncülük yaptığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

Artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki, İsrail söz de anlamıyor. Bunun tedbirleri alınarak uluslararası sistem, İsrail’i durduracak mekanizmaları mutlaka kurmak zorundadır. Herkesin başını belaya sokmaya kararlı, aklını kaybetmiş, izanını ve vicdanını kaybetmiş bir yönetimden bahsediyorum. Türkiye olarak tarihin bu en zor dönemlerinden birisinde üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye gayret ediyoruz. Büyük riskler alarak bu mücadeleyi sürdürüyoruz, bunu sürdürmek de bizim milli bir vazifemizdir.

“Dışarıdan birtakım tehditlere pabuç bırakacak ülke değiliz”

“İran’da bulunan Hamas lideri Heniyye’yi İsrail’in vurmasını değerlendirecek olursak, Türkiye’ye yönelik de bu açıklamalar vardı. Çünkü zaman zaman Hamaslı yetkililerin Türkiye’ye geldiği de söyleniyordu. Bununla ilgili Türkiye’nin almış olduğu tedbirler ve önlemler var mı?” sorusunu değerlendiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

Hiç şüphesiz. Yani Türkiye, kendi topraklarını koruyacak güçlü, muktedir bir ülkedir. İsrail’in de böyle bir hayalperestliğin, maceraperestliğin içerisine gireceğini asla tahmin etmiyorum. Türkiye, burada yapılacak olan herhangi bir saldırıyı doğrudan kendisine yapılmış bir saldırı olarak kabul eder. Her türlü tedbiri de zaten devlet olarak alıyoruz ve böyle dışarıdan birtakım tehditlere de pabuç bırakacak ülke değiliz.

“Aklını yitirmiş Netanyahu ve çetesinden her türlü şey beklenir”

Kurtulmuş, dünyada bu tür suikastların devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin soruya yanıt verirken de şu ifadeleri kullandı:

Aklını yitirmiş Netanyahu ve çetesinden her türlü şey beklenir. Zaten arka arkaya bu suikastları gerçekleştirmiş olmaları, bu tür saldırıları devam ettireceklerinin de işaretidir. Dediğim gibi, arkasına büyük bir desteği aldığı için buna da güveniyor. Ayrıca Amerika’daki seçim öncesindeki belki siyasi otorite boşluklarını falan da kendi lehine değerlendirmek istiyor. Bu, çok riskli, çok tehlikeli, kendilerini de ateşe atacak bir oyunun zaten içerisindeler. Daha ileri adım atacakları görünüyor.

Burada şunu da üzülerek ifade etmek isterim. Bizim başından beri her platformda söylediğimiz şudur; İslam ülkeleriyle yaptığımız toplantılarda bunu dile getiriyoruz. İsrail’in en büyük gücü; ne askeri gücüdür ne arkasındaki Amerika Birleşik Devletlerinin gücüdür ne uluslararası medyadaki hakimiyetidir ne uluslararası finans çevrelerindeki gücüdür. Bunların hepsi belki var ama bunların hepsinden daha önemli gücü İsrail’in, bölge ülkelerinin dağınıklığı, bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı ve inisiyatif kullanamaz hale getirilmiş olmasıdır. Bir kere öncelikle bu belanın savuşturulması için bölge ülkeleri arasında yüzde yüz bir ittifakın oluşturulması, İslam ülkeleri arasında siyonist rejimin bu yayılmacılığına karşı çok kesin bir içtihadın oluşturulması mecburidir. Uluslararası sistemin de uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarla İsrail’i durduracak mekanizmaları kurması gerekir. Artık ben şunu da görüyorum. Hakikaten çok zor bir sürece doğru giriliyor. Bundan sonra sözün hiçbir karşılığının olmadığı bir döneme doğru giriliyor. İsrail, son adımlarını atmaya çalışıyor. Bütün dünyanın bu felaketten kendisini kurtaracak tedbirleri alması lazım.

Dünyaya bu konuda verilecek bir mesajının olup olmadığı sorusu üzerine de Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bir kere Netanyahu ve çetesinin mutlaka durdurulması gerekir. Türkiye dahil olmak üzere bütün bölge ülkeleri için, yapılan bu son suikastlar, açık bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Netanyahu ve yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri halkı için bir güvenlik sorunu haline gelmiştir. Bu ölüm mekanizmasının, uluslararası hukuktan kaynaklanan bütün imkanlar kullanılarak hep beraber durdurulması gerekir. Bu, siyasette bir taraf tutmanın çok ötesine geçmiştir. İnsanlıktan yana olanlarla insanlığın karşısında olanlar arasında bir mücadeleye dönmüştür. Sözü hiç uzatmadan, şu anda uluslararası sistemin alabileceği tedbirlerin hepsinin alınması zaruridir.”