Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Furkan Vakfı soruşturması kapsamında tutuklu yargılandığı Bolu F Tipi Cezaevinden 24 Ocak’ta tahliye edilen ancak 25 Ocak’ta tekrar tutuklanan Alparslan Hoca'ya yapılan hukuksuz muameleyi eleştirdi. Karamollaoğlu, "İfade etmekte ihtiyaç duyuyorum. Alparslan Kuytul kardeşimiz, ama fikren bize de karşı olan bir insan, geçmişte hiçbir zaman bizi desteklememiştir. Ama bir hakkı çiğneniyorsa ben o hakkıda korumakla mükellefim onun için bu sözleri söylüyorum." dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde gündemi değerlendirdiği haftalık basın toplantısında Furkan Vakfı soruşturmasında kapsamında tahliye edilip siyaseten tekrar tutuklanan Alparslan Kuytul Hoca hakkındaki haksız karara tepki gösterdi.
BU MEMLEKET SİZİN, BİZİM, YAPMAYIN ETMEYİN!
Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul Hoca'ya yapılan muameleye dikkat çekmek istediğini belirten Karamollaoğlu şunları söyledi:
"1 yıldır tutuklu bulunan Alparslan Kuytul geçtiğimiz hafta mahkeme tarafından verilen tahliye kararıyla serbest bırakıldı. Tutukluk hali bir gözaltı halidir, mahkumiyet hali değildir. Sonra Alparslan Kuytul'u çıktığı ilk mahkemede tahliye ettiler. Çıkarkende şunu demiş 'biz doğruları söylemeye devam edeceğiz' sen misin bunu söyleyen 24 saat sonra yeniden gözaltına aldılar. Bu memleket sizin, bizim. Sizin gibi düşünmeyenlerin bizim gibi düşünmeyenlerin de memleketi. Burası bir hukuk devleti. Anayasa var adalet var. Siz polisi hükümetin elinde bir kırbaç gibi kullanmaya kalkarsanız o kırbaç bir gün kafanızda patlar. Yapmayın, etmeyin. İnsanları bu kadar tahrik etmek insanlık dışıdır. Beğenirsiniz beğenmezsiniz. İfade etmekte ihtiyaç duyuyorum. Alparslan Kuytul kardeşimiz ama fikren bize de karşı olan bir insan, geçmişte hiçbir zaman bizi desteklememiştir. Ama bi'hakkı çiğneniyorsa ben o hakkıda korumakla mükellefim onun için bu sözleri söylüyorum.
KİM OLURSA OLSUN HAKSIZLIKLARA NE'ME LAZIM DEYİP GEÇEMEYİZ
Bakınız yaşadığımız gelişmelerle alakalı burada tarihten şu örneği vermek istiyorum. Kanuni Sultan Süleyman “Osmanlı Devleti çökmeye yüz tutar mı?” diye düşünmeye başlar. Ardından alim bir zat olan süt kardeşi Beşiktaşlı Yahya Efendi’ye bir mektup yazarak bunu sorar. Yahya Efendi Mektuba Ne’me lazım diyerek cevap verir. Durumu anlamaya çalışan Kanuni bir mektup daha yazarak Yahya Efendi’ye neden böyle bir cevap verdiğini sorar. Yahya Efendi’nin cevabı manidardır. “Sultânım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de “neme lâzım” deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryâdı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimâd ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir...” Biz işte bu misal de olduğu üzere bu ülkede yaşayan kim olursa olsun Hangi inançtan, ideolojiden, ırktan olursa olsun yapılan haksızlıklara neme lazım deyip geçemeyiz."