ABD’de göreve geldikten sonra Suriye rejimi ve destekçisi güçleri beş kez vuran düzenleyen Trump yönetiminin, Esad güçlerine yönelik yeni bir saldırı düzenleyip düzenlemeyeceği tartışılırken, dış politika dergisi Foreign Policy’den önemli bir iddia geldi.
BM GENEL SEKRETERİNE SÖYLEDİ
Dergide yer alan özel haberde, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Gutierres ile yaptığı görüşmede, Esad rejiminin kaderinin Rusya’nın elinde olduğunu söylediği öne sürüldü.
DERGİ BİLGİYİ 3 KAYNAĞA DAYANDIRDI
Derginin, söz konusu görüşmeye ilişkin bilgi sahibi üç kaynağa dayandırdığı habere göre Tillerson, son aylarda Esad güçlerine yönelik saldırıların da ‘sınırlı taktik hedeflere’ yönelik olduğunu belirtti. Daha önce ABD Başkanı Donald Trump’ın, kendisini Rusya ile ilişkileri düzeltmekle görevlendirdiğini söyleyen Tillerson, bu saldırıların rejimi kimyasal saldırılardan caydırmak, bölgedeki ABD destekli güçleri koruma amacını taşıdığını, buna karşın Esad yönetimini zayıflatmak veya muhalif grupların ‘müzakere gücünü artırmak’ gibi bir hedefleri olmadığını ifade etti.
ABD ESAD'IN ÜSSÜNÜ VURMUŞTU
ABD, nisan ayında İdlib’in Han Şeyhun beldesinde düzenlenen ve 100 kişinin öldüğü kimyasal saldırının ardından, Esad rejimine ait Şayrat askeri üssünü seyir füzeleriyle vurmuştu. ABD’nin altı yıldan uzun süredir devam eden savaşta Esad rejimine yönelik bu ilk saldırısının ardından Tillerson, Beşar Esad’ın yönetimden ayrılması gerektiğini söylemişti. Haziran ayında ise Amerikan jetleri, Rakka’da rejime ait bir savaş uçağını, ABD destekli SDG güçlerini hedef aldığı gerekçesiyle düşürmüştü. ABD ayrıca Suriye’nin rejim saflarında savaşan İran kontrolündeki milis gruplarına da mayıs ve haziran aylarında üç kez hava saldırısı düzenlemişti.
Geçen hafta ise Washington yönetimi, Esad rejiminin yeni bir kimyasal saldırı hazırlığında olduğuna dair istihbarata sahip olduklarını öne sürmüştü. Moskova ve Şam tarafından reddedilen bu iddiadan birkaç gün sonra ABD Savunma Bakanı James Mattis, Esad rejiminin uyarılarını ciddiye aldığını ve kimyasal saldırı yapmaktan vazgeçtiğini ileri sürmüştü.
