Amerikanın Sesi'nde yer alan habere göre, Trump daha önceki açıklamasında dile getirdiği unsurların altını bir kez daha çizdi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman için “Emri vermiş olsa da vermemiş olsa da bunu kesin bir dille yalanlıyor” dedi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Amerika’nın Suudi Arabistan’la parasal ilişkiyi öne çıkararak insan hakları ve demokrasi değerlerinden taviz verdiği eleştirilerine cevaben “Her ülke bizimle aynı değerleri paylaşmayabilir. Bizim misyonumuz Amerikan halkının güvenliği ve emniyetini sağlamak” diye konuşmuştu.
"SUUDİ ARABİSTAN OLMASAYDI..."
Trump’ın verdiği mesajlar da benzer tondaydı. Trump, Suudi Arabistan’ın güçlü bir müttefik olduğunu vurgularken, “Suudi Arabistan olmasaydı İsrail’in başı dertte olurdu” dedi. Riyad’ın petrol piyasasındaki rolünü bir kez daha öne çıkaran Trump, “Suudi Arabistan petrol fiyatlarının düşük kalmasını sağlıyor. Küresel bir resesyon istiyorsanız, en önemli unsur petrol fiyatlarının yükselmesidir” dedi.
Trump, Kaşıkçı cinayeti için “Bu işlenen suçtan nefret ediyorum, örtbas edilmesinden de. Veliaht Prens de işlenen suçtan benden daha çok nefret ediyor” dedi. Donald Trump, Amerika ve Suudi Arabistan arasında savunma alanındaki anlaşmalara vurgu yaptı. “İnsanlar gerçekten benim yüzbinlerce iş imkanından vazgeçmemi mi istiyor?” diye soran Trump, “Doğrusunu söylemek gerekirse bu standardı gözetirsek, kimse bizim müttefikimiz olmazdı” ifadesini kullandı.
TRUMP AFGANİSTAN’A GİDECEK Mİ?
Trump, ordu mensuplarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde kendi döneminde savunma bütçesinin arttırıldığına dikkat çekti. Son dönemde Pakistan’da 2011 yılında öldürülen El Kaide’nin eski lideri Usame Bin Ladin operasyonunu yöneten komutan Bill McRaven’ı ve Pakistan’ı sert sözlerle eleştirmişti. Amerikan ordusunda daha önce görev yapan ordu mensuplarıyla medya üzerinden tartışmaya giren Trump göreve gelmesinden bu yana 2 yıl geçmesine ragmen 17 yıldır savaşın devam ettiği Afganistan’ı ziyaret etmediği için eleştirilere hedef olmuştu. Trump, Afganistan’da görev yapan Hava Kuvvetleri’ne mensup komutanla telefonda görüşürken “Amerika’da görüşmek üzere. Belki de ben sizi orada görürüm. Neler olacağını bilemeyiz” sözleriyle kendisinin de Afganistan’a gidebileceği sinyalini verdi.