20 Ocak'ta yemin ederek başkanlık koltuğuna oturan ABD Başkanı Donald Trump'un görevinin ilk 100 günü doldu.
ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana dış politikada uyguladığı tutumlarla gündemden hiç düşmedi. "Önce Amerika" söylemiyle göreve başlayan Trump, ilk 100 gününde dünyanın birçok bölgesinde uyguladığı dış politika adımları ile dikkat çekti.
"Seyahat yasağı"
Başkanlık koltuğuna oturduktan hemen sonra imzaladığı başkanlık kararnamesi ile Suriye'den gelen mülteci kabulünü durdurdu ve mülteci başvuruları 4 ay boyunca askıya aldı. 7 Müslüman ülkeden ABD'ye gelen ziyaretçilerin ülkeye girişini yasaklayan kararnameyi imzaladı. Beyaz Saray'ın listesinde, yasaklanan ülkeler arasında Irak, Libya, Suriye, İran, Sudan, Somali ve Yemen bulunuyordu. Bu kararın ardından Trump, dünyanın her yerinde protesto edildi.
"Meksika sınırına duvar"
Meksika sınırına duvar örülmesi, Donald Trump'ın en önemli seçim vaatleri arasındaydı. Trump inşa edilecek duvarın maliyetini Meksika hükümetinin üstleneceğini savunuyordu. Meksika hükümetinin bütçeyi kesinlikle üstlenmeyeceğini açıklamasıyla iki ülke arasında gerginlik tırmandı. Beyaz Saray, bir ertelemenin olmadığını ve duvar planlarının yapılacağını savunuyor.
Trump, füze denemesi yapan İran Hükümeti'ni resmen uyararak "İran ateşle oynuyor" ifadelerini kullanmış ve İran'ın teröre destek veren ülkeler arasında listenin en başında yer aldığını belirtmişti.
"Kuzey Kore krizi"
Trump yönetimi, Kuzey Kore'nin nükleer silah ve balistik füze denemesi üzerine büyük bir çatışmada "kesinlikle" savaşa gidebileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Askeri müdahale dahil olmak üzere tüm seçeneklerin masada olduğunu belirtmişti. Trump yönetimi, Pyongyang'ın nükleer programından geri adım atmaması halinde ülkeye yeni yaptırımlar uygulayabileceğinin sinyalini verdi.
"Şayrat Hava Üssü saldırısı"
Trump'ın Esad rejimine ait Şayrat Hava Üssü'nü füzelerle vurması büyük yankı uyandırdı. Suriye rejminin İdlib'in Han Şeyhun beldesine düzenlediği kimyasal silah saldırısının ardından ABD, 7 Nisan'da, ABD'nin Akdeniz'de bulunan gemilerinden fırlatılan Tomahawk füzeleriyle Suriye rejimine ait Şayrat Hava Üssü'nü vurdu. Trump yönetimi Esad rejiminin kimyasal silah kullanmasına göz yummayacaklarını açıkladı. Ardından iki ülke arasında ipler gerildi. ABD'nin Esad'ın hava üssünü vurmasının ardından Rusya yönetimi ABD'nin saldırısını kınadı. ABD, Esad'ı desteklememesi yönünde Rusya'ya uyarıda bulundu.
"Suriye'de cami saldırısı: 63 ölü"
Suriye'de Halep yakınlarındaki Atarib'in güneyinde bir camiye gerçekleştirilen hava saldırısında, 63 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı. ABD Merkez Kuvvet Komutanlığı saldırıyı üstlenmiş ve Albay John J. Thomas, "Biz herhangi bir camiyi hedef almadık. Bir camiden 15 metre uzakta militanların sıklıkla buluştuğu bir binayı hedef aldık. Cami hala ayakta" iddiasında bulunmuştu.
Ayrıca ABD, 23 Mart'ta 200 kişinin hayatını kaybettiği Musul saldırısını üstlenmişti. ABD, Irak ordusunun talebi üzerine saldırıyı düzenlediklerini açıklarken, koordinatları ise Şii örgüt Haşdi Şabi'den aldığını doğrulamıştı. ABD, Rakka kuşatması kapsamında Fırat Nehri'nin güneyindeki Mansura beldesinde bir okul binası saldırısında 40'a yakın mülteci hayatını kaybetmiş ve ABD, binanın DEAŞ tarafından kullanıldığını savunarak, sivil kayıp iddiaları reddetmişti.
"Yemen baskını: 39 ölü"
29 Ocak'ta ABD özel harekat komandoları, Yemen'in El Bayda kentindeki el Kaide kampına baskın düzenlemişti. Baskın sırasında çıkan çatışmada 39 kişinin öldüğü açıklanmıştı. 14 El Kaide mensubunun da öldüğü
bildirilmişti.
Afganistan'da "Bombaların anası" kullanıldı
ABD Hava Kuvvetleri, DEAŞ'ı "Tüm bombaların anası" olarak bilinen en büyük nükleer olmayan bomba ile vurdu. 14 Nisan'da ABD Hava Kuvvetleri, Afganistan'ın Nangahar şehrinde DEAŞ'ı hedef alarak gerçekleştirdiği saldırıda ölenlerin sayısının 94 kişi olduğu belirtilmişti. Trump, Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada saldırıyla ilgili çok gururlu olduğunu söyleyerek "başka başarılı bir iş" ifadelerini kullanmıştı.