1948 yılında hazırlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildiği 10 Aralık tarihi, her yıl İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Bildirgeye 1949 yılında imzacı olan Türkiye’nin insan hakları karnesi ise bağımsız uluslararası kuruluşların değerlendirmelerine göre her geçen yıl daha da kötüye gidiyor. Sivil ve siyasal özgürlüklerin durumunun değerlendirildiği sıralamada 195 ülke arasında kendisine 146’ncı sırada yer bulabilen Türkiye, hukukun üstünlüğü endeksinde de geçen yıla göre on sıra gerileyerek 117. sırada yer aldı.
FH: Türkiye 195 Ülke Arasında 146. Sırada
İnsan haklarının uygulanış ve ihlallerini takip eden önemli kuruluşların başında Freedom House geliyor. İnsan haklarının iki temel bileşeni olarak kabul edilebilecek siyasi haklar ve sivil hakların vatandaşlar tarafından hangi ölçüde özgürce yaşandığını anket soruları aracılığıyla ölçen kurum, her sene bu doğrultuda bir rapor yayımlıyor.
Freedom House’un çalışmalarında Türkiye’nin insan hakları puanının özellikle 2016 yılında yaşanan darbe girişiminden sonra düşüş eğiliminde olduğu görülüyor. Kuruluş, Türkiye’de başta televizyonlar olmak üzere, ana akım medya tarafından iktidara yakın yayınlar yapıldığından bahsederek, bağımsız medyanın faaliyetlerine devam etmesine rağmen siyasi baskı altında olduğunu ifade etti.
Bunun yanı sıra kuruluş, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yakın çevrelerine görüşlerini ifade edebilseler de kamuya açık ortamlarda kendilerine otosansür uyguladıklarını kaydetti. Raporda Türkiye Cumhuriyeti hukukunda toplanma ve gösteri özgürlüğünün garanti altına alınmış olmasına rağmen, son yıllarda güvenlik gerekçesiyle hükümet karşıtlarının toplanmasına izin verilmediği aktarıldı.
Türkiye, 2016 yılında 53 puanla, 2017 yılında ise 38 puanla “kısmen özgür ülkeler” kategorisindeyken, 2018 itibarıyla puanının 32’ye düşmesiyle birlikte “özgür olmayan ülkeler” kategorisine geçiş yaptı. Güncel endekste 2011’den bu yana iç savaş yaşanan Suriye son sırada kendine yer bulurken, ilk üç sırada Finlandiya, Norveç ve İsveç yer aldı. Mali, Mozambik ve Moritanya gibi ülkeler, 146. sırada yer alan Türkiye’nin üzerinde bulunuyor.
HRW: “Yargıya Müdahale Yerleşik Bir Sorun Haline Geldi”
İnsan haklarının takibi konusunda çalışan başka bir uluslararası oluşum da ABD merkezli Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü). Kurum, sahada çalışan gözlemcilere ve uzman görüşlerine başvurarak ülkelerin insan hakları ihlalleri konusundaki performanslarını inceliyor ancak Freedom House’taki gibi bir puanlama sistemi bulunmuyor. Kurumun 2021 Türkiye Raporu’nda yürütme tarafından yargıya müdahale edilmesinin yerleşik bir sorun hâline geldiği aktarıldı. Human Rights Watch, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar nedeniyle, binlerce insanın Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası suçlarından gözaltına alınıp yargılandığını belirtti. Kurum, kadın hakları aktivistleri, sağlık çalışanları ve muhalefet partilerinin gösterilerinin şehirlerin valileri tarafından Covid-19 bahanesiyle yasaklandığını aktardı.
WJP: Türkiye, Hukuk Devleti Sıralamasında Geriliyor
The World Justice Project (WJP) tarafından her yıl Hukukun Üstünlüğü Endeksi yayımlanıyor. WJP, hukukun üstünlüğü ilkesini dört ana prensip ile bağdaştırıyor. Bu bağlamda hukukun üstünlüğü ilkesinin olmazsa olmazları arasında herkesin hukuk karşısında hesap verebilir olması ile yasaların açık, anlaşılır olması ve temel hakların koruması gibi prensipler bulunuyor. Bunun yanı sıra WJP; yasaların çıkartılması, yönetimi ve uygulanması süreçlerinin erişilebilir, adil ve etkili olması gerektiğini vurgularken adaletin yetkin, etik, bağımsız ve tarafsız yargı tarafından sağlanması gerektiğinin de altını çiziyor. Kurum, 2021 yılı endeksini Ekim 2021’de yayımladı. 139 ülkenin sekiz ayrı başlıkta değerlendirildiği endekste geçen yıl 107. sırada bulunan Türkiye, bu yıl 117. sırada yer aldı.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nin Türkiye başlığı incelendiğinde, en kötü sıralamaya sahip olduğu iki başlık, 139 ülke arasında 134. sırada geldiği “hükümet yetkilerinin kısıtlanması” ve 133. sırada yer aldığı “temel haklar” başlıkları olurken en iyi sıralaması 139 ülke arasında 69. sırada yer aldığı “yolsuzlukların önlenmesi” başlığı oldu. “Yönetimdeki şeffaflık” başlığında ise Türkiye, Afganistan’ın hemen üstünde yer alarak 139 ülke arasından 107. oldu ve ülke genel endeksinde 117. sırada kendisine yer buldu. Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Sudan, Mali ve Angola gibi ülkelerin gerisinde yer aldı.
AİHM: Türkiye, Dava Başvurularında Rusya’nın Ardından İkinci Sırada
Mahkeme, 62 bine yakın başvurunun değerlendirilmeyi beklediğini aktarırken, bunların 11 bin 150’sinin Türkiye’den olduğunu açıkladı. Türkiye’den yapılan başvuruların çoğunluğunu hukuk dışı gözaltıların oluşturduğu kaydedilirken, AİHM başkanı Robert Ragnar Spano, Türkiye’den gelen başvuruların 2020 yılında önceki yıla göre yüzde 27 artış gösterdiğini belirtti.
AİHM’e yapılan genel dava başvurularının yüzde 52,7’si üç ülke tarafından gerçekleştiğini belirtti. 13 bin 800 (yüzde 22,4) dava başvurusuyla birinci olan Rusya’yı, 11 bin 150 (yüzde 18,1) başvuruyla Türkiye ve 10 bin 250 (yüzde 16,7) başvuruyla Ukrayna izledi.
3 Aralık’ta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’in iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını uygulamayan Türkiye için “ihlal prosedürü” başlattı. Konsey, Türkiye’den 19 Ocak 2022 tarihine kadar konu hakkındaki görüşünü iletmesini istedi. Türkiye, 2010 yılından bu yana Azerbaycan’dan sonra bu sürece tabi tutulan ikinci ülke olarak yerini aldı.