Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kenya'dan Somali'ye geçerken uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan'ın gündeminde, İsrail, Rusya ve Almanya ile ilişkiler vardı.
İSRAİL’LE ANLAŞMADA BİR SARKMA OLDU
Netanyahu geçen günlerde, “Anlaşmaya çok yakınız. Önümüzdeki hafta bir Avrupa ülkesinde görüşmeler olacak” dedi. Detay verebilir misiniz?
İsrail ile görüşmeler uzun zamandır devam ediyor. Ben mayıs ayının sonuna doğru görüşmeler neticeye bağlanır diye düşünüyordum. Fakat bazı gelişmeler sebebiyle bir sarkma oldu. Şu anda ilgili arkadaşlar bu işin takibini sürdürüyor. Bizim bu konudaki şartlarımız özür, tazminat, Gazze’ye ambargonun kaldırılması. Özür ve tazminatın ardından, ambargonun nasıl kaldırılacağının netleşmesini bekliyoruz. Malum Gazze’de enerji, su sorunu var. Hastaneler, okullar, bunlarla ilgili inşaat malzemeleri gibi meseleler de var. İsrail tarafı gıda, inşaat malzemesi vesairenin Türkiye üzerinden Gazze’ye götürülmesine “evet” diyor. Enerjiyi, Aşlot Limanı’na yanaştırılacak bir gemi ile çözüme kavuşturmayı önermiştik. Ama orası o gemiye uygun yer değilmiş. Bize farklı bir çözüm önerdiler. Biz, “O da olur ” dedik. Tabii yeni hükümetin bu hususlarda nasıl davranacağı da önemli. Liberman’ın Savunma Bakanlığı’na gelmesi bu durumu nasıl etkiler?
TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile ilişkilerin son durumu ve Putin'in açıklamalarını da değerlendirdi. Erdoğan, "Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili olarak gerek Putin’in gerek sizin pozitif açıklamalarınız oldu. Ama diğer Rus yetkililer, Putin’in yaklaşımından farklı şeylerden de söz ediyorlar. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi:
PUTİN OLMADIK TALEPLERDEN SÖZ ETMESİN
"Ben Putin’in açıklamalarına itibar edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Negatif yaklaşımlar sergilemenin, buna fırsat verecek açıklamalar yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. İyi siyaset, Rusya ile Türkiye gibi iki büyük ülke arasındaki ilişkilerin önünü tıkamayı değil, önünü açmayı esas almalıdır. Dolayısıyla olmayacak taleplerden söz etmek doğru değil. Neler yaşandığını herkes biliyor. Hava sahamıza yönelik ihlaller daha önce zaten konuştuğumuz bir meseleydi. Olay, aidiyeti belli olmayan uçakların hava sahamızı ihlal etmeleri, uyarılara da cevap vermemeleri neticesinde yaşandı. Biz Türkiye-Rusya ilişkilerinin böyle bir hadiseye kurban edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz."
TÜRKİYE ALMANYA İLİŞKİLERİ
Erdoğan, Afrika ziyaretinin Nairobi durağında beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Alman Parlamentosu’nda alınan kararın bir kıymeti harbiyesi yok. Burada da bir üst akıl var. Böyle bir talimat gelmiş olmalı” dedi. Erdoğan, daha önce yaptığı ‘Alman ekolü’ yorumunu hatırlatıp, "Bu ekol, Türkiye üzerinde bazı operasyonlar peşinde” diye konuştu. Erdoğan’a sorular ve yanıtları şöyle:
3 MİLYONU AŞKIN TÜRK CİDDİ POTANSİYEL
"Alman Parlamentosu da 1915 olaylarına ilişkin malum tasarıyı onayladı. Sizin “Sorunları azaltmak, dostları çoğaltmak lazım” sözünüz var. Almanya’daki son gelişmenin ardından nasıl mümkün olacak bu?" sorusuna Cumhurbaşkanı şu karşılığı verdi:
"Önemli olan niyetin ve gayretin o yönde olmasıdır. Sizin niyetiniz ve gayretiniz bu olmakla birlikte, karşınızdaki dost olmamakta direniyorsa zaten yapılacak bir şey kalmaz. Bizler dostlarımızı çoğaltmanın gayreti içinde olacağız. Ama aksi şekilde davrananlar, önemli bir dostlarını kaybetmiş olurlar. Bizim orada 3 milyonu aşkın insanımız var. Bunların Alman ekonomisinde çok ciddi potansiyeli var. Tabii ki orada parlamento içinde yapılan tartışmaların notları henüz bana ulaşmış değil. O notlar üzerinden bir değerlendirme yapacağız. Alman Parlamentosu’nda alınan o kararın, esasen bir kıymeti harbiyesi yok. Bizim 1915 olaylarıyla ilgili yaklaşımımız ortada. Birileri o tür bir karar aldı diye tarihimiz değişecek değil. Farkında olmadıkları konu şu: Türkiye gibi bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıyalar."
ALMAN EKOLÜ OPERASYON YAPTI
(Daha önce yaptığı ‘Alman ekolü’ yorumunu da hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Almanya’da bazı kesimlerin son zamanlarda Türkiye konusundaki tavırlarının pek kabule şayan olmadığını ifade etmiştim. Bu ekol, Türkiye üzerinde bazı operasyonların içinde, peşinde. Bu konuda Alman medyası daha aktif. Tüm bu hususları iyi incelemek lazım.
Yahudi soykırımını yapan, Holokost’un faili olan Almanya, acaba bu kararla deyim yerinde ise kendine ortak mı arıyor?
Holokost ile 1915 olayları arasında herhangi bir benzerlik yok. 1915 olayları ile AİHM’nin aldığı karar da son derece açık. AİHM kararında, Ermeni anlatısının mutlak gerçek olmadığı ve özgürce tartışılabileceği, Ermeni anlatısını sorgulayan görüşlerin ifade özgürlüğünün mutlak koruması altında olduğu, 1915 olayları ile Holokost arasında benzerlik kurulamayacağı açıkça ifade ediliyor. Bu tespitler hukuken de bağlayıcı. AİHM, bunları net olarak söylüyor.
"Alman Parlamentosu’nun kararını, Türkiye’nin mülteci politikasına karşı bir adım olarak yorumlamak mümkün mü? sorusuna Erdoğan'ın cevabı ilginçti:
"Geri Kabul Anlaşması, vize serbestisi gibi meseleler, AB’yle ilgili konular. Bizim bu konulardaki tavrımızın ne olduğu da belli. Bunu Dünya İnsani Zirvesi sırasında Şansölye Merkel’e de anlattım. Söz konusu iki konu eş zamanlı olarak yapılmak durumundadır. Eş zamanlı olarak yapılmazsa, biz de gerekli adımı atmayabiliriz. Yani Geri Kabul Anlaşması’nın TBMM’den, Bakanlar Kurulu’ndan geçmiş olması bu işin artık bitmiş olduğu anlamına gelmez. O işin bizim Göç İdaresi’nden de ayrıca geçmiş olması."