Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin normalleşmesi adımları olarak, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un 9 Mart'taki Ankara ziyareti 2008'den bugüne İsrail'den Türkiye'ye ilk üst düzey ziyaret olarak kayıtlara geçmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile mayıs ortasında Filistin ve İsrail'e bir ziyareti olacağını bildirmişti.
İki ülke arasındaki normalleşme süreci devam ederken, İsrail'in Ankara Büyükelçiliği Misyon Şefi Yardımcısı Shifra Weiss-Kubany, iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğinin ekonomiye etkisini en aza indirmek amacıyla düzenlenen fuar kapsamında konuştu.
Weiss-Kubany, Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme adımlarının iki ülkenin enerji ve sürdürülebilirlik alanlarında iş birliğinin önünü açacağını ve fırsatlar sunacağını belirtti.
Ankara'daki EKO İklim Zirvesi'ne katılmaktan mutlu olduklarını dile getiren Weiss-Kubany, zirvenin İsrail'in Türkiye'ye sunabileceği fırsatları sergilemek ve daha sürdürülebilir bir geleceği güçlü iş birlikleri ile gerçekleştirme olanaklarını değerlendirmek açısından faydalı bulduğunu söyledi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VURGUSU
Weiss-Kubany, EKO İklim Zirve'sinin İsrailli ve Türk şirketler arasında iş birliği oluşmasına sağlayacak temasın artmasını sağlayacağını ve bu kapsamda zirveye temiz enerji teknolojisine odaklanan üç şirketle katıldıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Etkinliğe katılan şirketleri İsrail’de bulunan büyük bir şirket portföyü içinden seçtik. Şirketler özellikle bölgemizdeki iklim değişikliği, küresel ısınma, su sorunu, katı atıkların bertarafı gibi konularda zorlandığımız alanlara çare olması, çözüm bulması ve geliştirmesi açısından çalışan, bu alanda teknoloji geliştiren şirketler. İsrail standında, Türkiye -İsrail ilişkilerinin normalleşme sürecinde hangi alanlarda iş birliği ve çalışma yapabileceğini gösterme fırsatı yakaladık."
ŞİRKETLER İLGİ GÖRDÜ
Weiss-Kubany, İsrail standını ziyaret edenlerin beğenilerinden memnun olduklarını söyledi.
Öğrencilerden kamu ve özel şirketlerin üst düzey yetkililerine kadar birçok yaş ve pozisyon aralığında ziyaretçilerin standı ziyaret ettiğini ifade eden Weiss-Kubany, şunları kaydetti:
"Burada sergilenen firmalardan birisi sürdürülebilirliğin en önemli alanlarından biri olan su arıtma ile ilgili, diğeri tarım sektörü ya da katı atıkların değerlendirilmesi ve kullanımı ile ilgili, üçüncüsü ise havanın temizlenmesi ile ilgili. Bir firmamız doğada bulunan suyu içilebilir hale getirmek için geliştirilen bir teknolojiyi üretiyor.
Sistemin kendisi de geri dönüştürülebilir materyallerden üretildi. Daha çok gelişmekte olan ülkelerin satın almak istediği türden bir ürün. Sistem tıpkı diyaliz makinesine giren insanların kullandığı cihazlardaki membran yapısını kullanarak kanı temizleyen teknoloji gibi suyu saflaştırarak temizlemeye yardımcı oluyor. Çok basit, çok ucuz ve taşınabilir.
Deprem gibi doğa olaylarında ilk etapta ihtiyaç duyulacak suyun temininde kullanılabilir. Göçmen kamplarındakiler için büyük sorun olan su sorununa çare olabilir ya da kırsal alanlarda ihtiyaç duyulan içme suyunun temini için bu cihaz kullanılabilir."
İSRAİL'DE ATIK SUYUN YÜZDE 90'I GERİ DÖNÜŞÜMDEN GEÇİYOR
İsrail'in dünyada atık su yönetimini gerçekleştiren ilk ülke olması açısından bu teknolojiler üzerinde önemle durduğunu ve çalıştığına işaret eden Weiss-Kubany, şöyle devam etti:
"İsrail'de atık suyun yüzde 90'ı yeniden kullanılmak üzere işlemden geçiriliyor. Suyun geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanılması, tarım sektörüne yardımcı olurken, boru hatlarının ömrünü uzatıyor. Bu alanda İsrail'in know- how'ı yüksek kabul ediliyor. Diğer şirketimiz de doğrudan atmosferden karbon yakalayan bir şirket. Havadan direkt karbon yakalayan ve bunun için çok az enerji kullanan bir ürün. Özellikle endüstri alanlarındaki hava kirliliğinin önlenmesinde kullanılabilir. Ayrıca organik atıklardan yerinde pişirmeye imkan veren taşınabilir biyogaz üreten diğer şirketimiz de ilgi topladı."