Türkiye ve Fransa arasında “okul” krizi: “Müstemleke ülkelerindeki gibi davranıyorlar.”

Ankara’da Fransız Elçiliği’ne bağlı uzun yıllardır faaliyet gösteren Charles de Gaulle ve Pierre Loti okullarına Türk öğrencilerin alınması ama Türkiye müfredatına uyulmaması Türkiye ve Fransa arasında krize dönüştü. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: “Fransa, sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranıyor. Öğrencilerin yüzde 90’ı Türk. Bu çocuklar yabancı öğrenciler için yapılan yükseköğrenim sınavına giriyorlar. Adaletsizlik bu.” … Türkiye ve Fransa arasında “okul” krizi: “Müstemleke ülkelerindeki gibi davranıyorlar.” Devamı »

Eklenme Tarihi: 20 Tem 2024
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 20 Tem 2024
Türkiye ve Fransa arasında “okul” krizi: “Müstemleke ülkelerindeki gibi davranıyorlar.”

Ankara’da Fransız Elçiliği’ne bağlı uzun yıllardır faaliyet gösteren Charles de Gaulle ve Pierre Loti okullarına Türk öğrencilerin alınması ama Türkiye müfredatına uyulmaması Türkiye ve Fransa arasında krize dönüştü. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: “Fransa, sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranıyor. Öğrencilerin yüzde 90’ı Türk. Bu çocuklar yabancı öğrenciler için yapılan yükseköğrenim sınavına giriyorlar. Adaletsizlik bu.” Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği: “Fransa, öğrencilerin menfaatine olacak memnun edici bir çözüm bulmak için Türk makamlarına teklifler iletmiştir.”

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Fransa Büyükelçiliği arasında, Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği bünyesinde açılan ve kamuoyunda International School olarak bilinen iki Fransız okuluyla ilgili kriz çıktı.

İddialara göre krizin arkasında MEB’in, Türkiye’de eğitim veren Charles de Gaulle ve Pierre Loti okullarında Türk öğretmenlerin çalıştırılmasını şart koşması, Fransa’daki Türk okulları için de aynı şartları talep etmesi ve okullara Türkiye müfredatındaki din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konmasını istemesi var.

Türkiye Fransız Kültür Merkezi Genel Müdürü ve Kültür Etkinlikleri İşbirliği Müsteşarı Sylvie Lemasson imzasıyla Charles de Gaulle ve Pierre Loti okulları velilerine gönderilen açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendilerine sunduğu anlaşmayı kabul etmeyen okulların, 2024-2025 öğretim yılından itibaren Türk öğrenci kaydı yapamayacağı belirtildi:

“Haziran ayı ortasında Türk tarafı bize şu ana kadar görüşülen önerilerin ötesine geçen bir anlaşma taslağı sundu. 2 Temmuz 2024 tarihinde Türk yetkililerden bu anlaşmanın imzalanmaması halinde Charles de Gaulle ve Pierre Loti okullarının 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren Türk vatandaşı öğrenci kabul edemeyeceğini ve halihazırda okullarımızda kayıtlı olan Türk öğrencilerin Türk okullarına nakledilmesini resmen bildiren bir nota aldık. Bu bağlamda halihazırda sürmekte olan müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda olası sonuçları konusunda sizleri bilgilendirmeyi görev addediyoruz. Bu durum sonuç ne olursa olsun okulların diğer tüm öğrencilere açık kalması gerekse bile Türk öğrenciler için 2024-2025 öğretim yılına başlama koşullarını tartışmaya açabilir.”

“Bu çocuklar yabancı öğrenciler için yaptığımız yüksek öğretim kurumu sınavlarına giriyorlar, adaletsizlik bu”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, tartışmayla ilgili olarak AK Parti Erzurum İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu:

“İki Fransız okuluyla ilgili, enteresan bir kitle var. Yalan yanlış şeyleri uyduruyorlar ve yazıyorlar. Mevzunun aslını burada açıklamam lazım. Çünkü benim açımdan önemli. Cumhuriyet’le beraber Lozan Anlaşması’nı imzaladık. Ve Lozan Anlaşması’nda cumhuriyetimizin kurucu kadrolarımızın altına imza attığı Türkiye’de yabancı okullarımız var. On iki tane yabancı okul var. Fransız okulları var. Alman okulları var. İtalyan okulu var. Onlarla ilgili hiçbir sıkıntımız da yok.

Fakat enteresan bir biçimde Fransa bu mektuplarda da olmayan sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranarak Türkiye’de iki tane daha okul açmış. Bu okulları açarken de biz buraya Fransızları alacağız sadece demiş olmalarına rağmen şu an öğrenci sayısı yüzde doksan oranında Türk vatandaşı. Hangi Türk vatandaşları olduğunu tahmin ediyorsunuz. Yani Fransız okuluna çocuğunu gönderen Türk vatandaşlarını. Bizim çocuklar için bizim sistemimizde legal ve on iki yıllık zorunlu eğitim uygulamakla mükellefiz. Dolayısıyla o okula giden bir Türk vatandaşı eğer bende kaydı yoksa ben o çocuğu okullaştırmadığım için görevimi yapmıyorum demektir. Ben şimdi diyorum çocuklar nerede? Okulda. Hangi okulda? Bizim kaydımızda yok. Nereye gidiyorlar? O iki Fransız okuluna. Resmi olmadığı için bu çocuklar okullaşmamış gözüküyorlar.

Fransız büyükelçiye söyledim. Ya bu yaptığınız doğru değil. Ben müsteşarken yazmıştım yazıyı. Oyaladılar bizi. Okula müfettiş gönderiyoruz. Öğrenci var mı diye bakalım diye almıyorlar. Şimdi “siz bizi denetleyemezsiniz” diyorlar. Sonra çocuklar mezun oluyorlar. Diplomasının, denkliğini bize getiriyor. Yani vatandaşla beni karşı karşıya getiriyor. Yetmedi bu çocuklar ayrıcalıklı bir pozisyonda YÖS sınavlarına giriyorlar, yabancı öğrenciler için yaptığımız yüksek öğretim kurumu sınavlarına giriyorlar. Yani bir kere de adaletsizlik var orada. Şimdi diyoruz ki bunlara, gelin konuşalım. İşte geliriz, yarın geleceğiz, öbür gün geleceğiz. İşte şöyle oldu. Büyükelçiyi davet ettik. Geldi. İlk fırsatta çözeceğiz. Ne zaman konuştuk bunu Aralık ayında? İlk fırsatta çözeceğiz demesinin üzerinden yedi sekizinci ay geçti. Hala lütfedip bizi muhatap almıyorlar. Ben de diyorum ki ya kardeşim bak biz sömürdüğünüz ülkeler gibi değiliz.

Biz bağımsız ve milli bir devletiz. Dolayısıyla bizim literatürümüze göre burada eğitim vermek istiyorsanız bizim şartlarımıza göre hareket edeceksiniz. Gelin bu okulları meşru hale getirelim. Bunun karşılığında da sizden biz de Fransa’daki Türk vatandaşları için bazı taleplerimiz olacak. Sen benim oradaki vatandaşlarımızın taleplerini engelle kafana göre hareket et. Ondan sonra da biz resmi yazı gönderdik. Şimdi de büyük köşe yazarlarına yazılar yazdırıyorlar. Öyle saçma sapan bir yazı yazmış ki mesela çok büyük bir gazeteci diyor ki ‘Milli Eğitim Bakanı bu okullarda din kültürü dersi veremediği için okulları kapatıyor’. Ahlaksızlık yapmayın. Gerçekten ahlaksızca bir yalan bu. Şimdi şu vesileyle ben bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve uluslararası hukuku korumak adına sorumlu davranan bir Milli Eğitim Bakanı olarak bu okulların biz gerekli adımları attık. Bizim şartlarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler. Gelmezlerse de paşa gönülleri bilir. Biz de gerekli hukuki prosedürü takip ederiz. “

“Milli Eğitim Bakanlığı ile istişare görüşmesi talep ettik”

Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’nden de konuyla ilgili açıklama geldi.

“Türk makamları, geçtiğimiz 2 Temmuz tarihinde, Fransa Büyükelçiliğine, Pierre Loti ve Charles de Gaulle liselerinin yasal statülerine ilişkin bir anlaşmaya varılamaması halinde bu okulların 2024-2025 eğitim yılı itibarıyla Türk vatandaşı öğrenci kabul edemeyeceklerini ve okullarda kayıtlı mevcut Türk öğrencilerin Türk okullarına nakil edilmesi gerekeceğini resmi olarak bildiren bir nota iletmiştir. Bu bağlamda, yükümlülüğümüz velileri bu hususta bilgilendirmekti ve 12 Temmuz tarihli yazı ile bu yükümlülük yerine getirildi.

Bazı gazeteciler ve öğrenci velileri bizden, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Fransa tarafından muhatap olarak değerlendirilmediğinin doğru olup olmadığını öğrenmek istediler. Cevabımız açıktır, Fransa Büyükelçiliği elbette T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile sürekli olarak iletişim halindedir. Henüz birkaç gün önce, Türk Millî Eğitim ve Dışişleri Bakanlıkları ile bir istişare görüşmesi teklif edilmiştir. Söz konusu görüşmeler T.C. Dışişleri Bakanlığı’nda 12 Temmuz Cuma günü gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin ardından, Türk Milli Eğitim Bakanlığı ile istişare görüşmesi talebimizi resmi olarak yineledik ve talebimizin önümüzdeki günlerde kabul edileceğini ümit ediyoruz.

Bahse konu iki eğitim kurumunun statüsü, uzun yıllardır Fransa ve Türkiye arasında yoğun teatilere konu olmaktadır. Fransa’nın amacı on yıllardır, özellikle de kültürel ve ekonomik düzeyde ikili ilişkilerin gelişimine önemli katkılar sağlayan ve Türkiye’deki eğitim kurumlarımızda okumak isteyen herkesi okullarına kabul etmeye devam etmektir. Fransa, böylesi bir bağlamda, öğrencilerin menfaatine olacak memnun edici bir çözüm bulmak için Türk makamlarına teklifler iletmiştir. Bu müzakereleri bir çözüme ulaştırmaya son derece odaklı bir şekilde sürdürmeye kararlıdır.”