Sarımsağı, samanı bile ithal eden Türkiye, geçen yıl 54,9 milyar dolarlık enerji alımı gerçekleştirdi. Doğalgazı Rusya ve İran’dan alan Türkiye, Bulgaristan ve battığı söylenen Yunanistan’dan bile elektrik ithal ediyor. Enerjide dışa bağımlılığa rağmen yatırımlarının üçte ikisine yakın kısmı ise henüz başlamadı. Bu veriler gösteriyor ki her alanda laf üreten iktidar iş icraata gelince yine sınıfta kaldı.
Kendine yetecek enerjiyi bir türlü üretemeyen ülkemizin, enerjide dışa bağımlılığı devam ediyor. Dış ülkelerin enerji satışını durdurmaları durumunda Türkiye’de bir tek “ampul” bile yanmaz...
SADECE LİSANS DAĞITIYORLAR
İktidar her seferde enerjiye yaptığı yatırımlarla övünürken lisans alan enerji santral yatırımlarının, üçte ikisine yakın kısmının (yüzde 62,97), henüz yatırıma başlamadığı ortaya çıktı. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu tarafından hazırlanan raporda, tüm lisanslı santral yatırımları içinde sırasıyla en büyük paya sahip doğalgaz santrallerinde yüzde 66,6, HES‘lerde yüzde 60,3, ithal kömürde yüzde 74,9, RES‘lerde yüzde 71,9’inin yatırımları gerçekleşmediğini rapor etti.
ENERJİDE DÜNYA YENİ DÖNEME GİRDİ
Petrol mühendisi Doç. Dr. Şamil Şen, “Dünya artık konvansiyonel (yani yatak petrol-gazdan) dönemden ankonvansiyonel (kaya gazı gibi) döneme girdi. Bu teknolojinin alt yapısının ülkemizde kurulması lazım. Birkaç girişim oldu fakat yeterli teknolojinin olmayışı ve yanlış yerlerde yapılan uygulamalar sonucu başarı sağlanamadı” dedi.
“KULLANDIĞIMIZ ENERJİNİN YÜZDE 75’İ DIŞARIDAN”
Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger de, “Türkiye’de bir sürdürülebilir kalkınma olması şart. Bu noktada enerji de çok önemli bir yer tutuyor. Çünkü enerjide yüzde 75 oranında dışa bağımlıyız” dedi. Ediger, Ülkede bir aramacılık faaliyetinin başlaması gerektiğini ve bu işe yatırılan paranın arttırılarak bulunacak sahaların daha etkin ve verimli kullanılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİNE ÖNEM VERİLMİYOR
Türkiye’nin yarısı kadar güneş almayan ülkeler, (Almanya gibi) güneş enerjisinde rekor kırarken, ülkemizde ise büyük bir nimet olan güneş enerjisi yok sayılıyor. Yapılan çalışmalara göre ülkemizde 11.000 km² alana tesis edilecek GES‘ler ile 363 TWH elektrik üretmek, çatı uygulamalarıyla bu rakamı 400 TWH‘a çıkarmak mümkün. Böyle büyük kapasitede potansiyel değerlendirmeyi beklerken, 2015‘te izin verilecek GES projelerinin toplamı 600 MW. 2019 hedefi ise 3 000 MW ile sınırlı tutuldu. Bu tablo, enerjiye son derece muhtaç Türkiye’nin güneş enerjisine gerekli önemin verilmediğinin en büyük göstergesi.
Kendine yetecek enerjiyi bir türlü üretemeyen ülkemiz, enerjide dışa bağımlılığı devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın (ETKB) açıkladığı 2013 birincil enerji verilerine göre ithal kaynakların oranı 2012‘de yüzde 71,5 iken 2013‘de yüzde 73,5‘a yükseldi. Şu anda enerjide dışa bağımlılık yüzde 75 seviyelerinde. Doğalgazı Rusya ve İran’dan alan Türkiye, Bulgaristan ve battığı söylenen Yunanistan’dan bile elektrik ithal ediyor. 2013‘te yerli kaynakların birincil enerji tüketimindeki payı ise yüzde 26,5. Önümüzdeki yıllarda yerli kaynakların artmak bir yana daha da düşmesi söz konusu. Tükettiği enerjinin yaklaşık dörtte üçünü dışarıdan ithal eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında yer alıyor. 2014 yılında enerji hammaddeleri ithalatına 54,9 milyar dolar ödendi. Enerjide dışa bağımlılığa rağmen yatırımlarının üçte ikisine yakın kısmı ise henüz başlamadı. Bu veriler gösteriyor ki her alanda laf üreten iktidar iş icraata gelince sınıfta kaldı.
YATIRIMLARIN YÜZDE 62,97’Sİ HENÜZ BAŞLAMADI
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu tarafından hazırlanan raporda, enerji yatırımlarının çoğunun gerçekleştirilmediği rapor edildi. Raporda, enerji için lisans alan enerji santral yatırımlarının, üçte ikisine yakın kısmının (yüzde 62,97), henüz yatırıma başlamadığı söyleniyor. Raporda tüm lisanslı santral yatırımları içinde sırasıyla en büyük paya sahip doğal gaz santrallerinde yüzde 66,6, HES‘lerde yüzde 60,3, ithal kömürde yüzde 74,9, RES‘lerde yüzde 71,9 düzeyindedir. Bu veriler, verilen lisansların çokluğuyla övünen yöneticilerin övünmeyi bırakıp, gerçekleşmelerin neden bu denli düşük düzeyde olduğu üzerinde düşünmeleri gerektedir deniliyor.
GÜNEŞ ENERJİSİNE ÖNEM VERİLMİYOR
Türkiye’nin yarısı kadar güneş almayan ülkeler, (Almanya gibi) güneş enerjisinde rekor kırarken, ülkemizde ise büyük bir nimet olan güneş enerjisi yok sayılıyor. Yapılan çalışmalara göre ülkemizde 11.000 km² alana tesis edilecek GES‘ler ile 363 TWH elektrik üretmek, çatı uygulamalarıyla bu rakamı 400 TWH‘a çıkarmak mümkün. Böyle büyük kapasitede potansiyel değerlendirmeyi beklerken, 2015‘te izin verilecek GES projelerinin toplamı 600 MW. 2019 hedefi ise 3 000 MW ile sınırlı tutuldu. Bu tablo, enerjiye son derece muhtaç Türkiye’nin güneş enerjisine gerekli önemin verilmediğinin en büyük göstergesi. Biz de güneş enerjisine gerekli önem verilmezken, Türkiye’ye göre çok daha az güneş alan Almanya güneş enerjisinde rekorlar kırıyor. Geçtiğimiz yıllarda, güneş ve rüzgar üretimlerinde rekorlar kıran Almanya, ortasında elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 75’ini yenilenebilir kaynaklardan elde etti. 2050’ye kadar elektrik ihtiyacının yüzde 80’ini yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Yenilenebilir enerjilere yaptığı yatırımlar sonucunda Almanya güneş santrallerinden 20 nükleer santrale eşdeğer elektrik üretti ve dünya rekoruna imza attı.
“KULLANDIĞIMIZ ENERJİNİN YÜZDE 75’İ DIŞARIDAN”
Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Enerji ve Değer Konferansı’nda konuşan Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, “Türkiye’de bir sürdürülebilir kalkınma olması şart. Bu noktada enerji de çok önemli bir yer tutuyor. Çünkü enerjide yüzde 75 oranında dışa bağımlıyız” dedi. Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlılığını 3 şekilde önleyeceğini söyleyen Ediger, bu yolların üretim ve tüketimde azalmaya gitmek ve enerji verimliliğini arttırmak olduğunu söyledi. Ediger, “Ülkede bir aramacılık faaliyetinin başlaması gerektiğini ve bu işe yatırılan paranın arttırılarak bulunacak sahaların daha etkin ve verimli kullanılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
ENERJİDE DÜNYA YENİ DÖNEME GİRDİ
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığıyla ilgili konuştuğumuz petrol mühendisi Doç. Dr. Şamil Şen, enerjide dünyanın yeni bir döneme girdiğini söyledi. Şen, “Dünya artık konvansiyonel (yani yatak petrol-gazdan), ankonvansiyonel (kaya gazı gibi) döneme girdi. Bu teknolojinin alt yapısının ülkemizde kurulması lazım. Birkaç girişim oldu fakat yeterli teknolojinin olmayışı ve yanlış yerlerde yapılan uygulamalar sonucu başarı sağlanamadı. Türkiye eğer enerjide dışa bağımlılığını azaltmak istiyorsa bu teknolojiye muhakkak öğrenmeli ve uygulamaya koymalı” dedi.