Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 'Deprem, adam öldürmüyor. İnsanı öldüren kötü yapılar, kendi yaptıklarımız. Niye deprem geldiğinde Japonya'nın bir kentindeki insan evinde rahat sırtüstü yatıyor, hiç aldırış etmiyor da bu ülkede insanların tepesine yıkılıyor, insanlar ölüyor ki? Demek ki biz işimizi zamanında hakkıyla yapmadık' dedi.
Merkez Melikgazi ilçesindeki Kazım Karabekir Mahallesi 392 dairelik kentsel dönüşüm konutları ve sosyal tesislerinin temel atma törenine katılan Bakan Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'deki neredeyse 15 milyon yapı stoğunun, bir depremde yaklaşık yarısının riskli gözüktüğünü ve yıkılabilecek durumda olduğunu ifade etti.
'Peki niye biz böyle yaptık? Niye güzel, mükemmel binalar yapmadık?" sorularını yönelten Özhaseki, şunları söyledi: "Kardeşlerim, bizde belediyecilik biraz geç, doğru. Göçler olduğunda insanlar başlarını sokmak için bir tarafta alelacele bir şeyler yapmışlar, bunlar da doğru. Ama genel olarak bizim zamanımızda tedbir alıp, belediyeler olarak tedbir alıp köyden gelen kardeşlerimize bir plan dahilinde yer gösterip, 'işte şuraya oturun' dememiz lazımdı. 50, 60 sene öncesinden bunu demediğimiz için zaten bu durumdayız. İnsanlar İstanbul'a, Ankara'ya, Kayseri'ye gelirken belediyeler yok muydu? Binlerce insan göç ederken, o devlet kurumlarında yöneticiler yok muydu? Hakikaten bunu zamanında yapsaydık şimdi ikinci bir emek olmazdı. Şimdi yeni baştan başlıyoruz. Tüm ülkemizi depreme hazırlıklı hale getirmek istiyoruz.'
'JAPONYA'DA DEPREM GELİNCE İNSANLAR EVİNDE SIRTÜSTÜ YATIYOR DA, BU ÜLKEDE NİYE İNSANLAR ÖLÜYOR?'
Depremin önlem alındığı taktirde korkulacak bir şey olmadığını vurgulayan Özhaseki, şöyle devam etti: "Tabiatın bir kuralı var. Deprem çalışıyor ve o zamanı geldiğinde dışarıya vurduğunda silkeliyor, etrafı sarsıyor. Deprem, adam öldürmüyor. İnsanı öldüren kötü yapılar, kendi yaptıklarımız. Niye deprem geldiğinde Japonya'nın bir kentindeki insan evinde rahat sırtüstü yatıyor, hiç aldırış etmiyor da bu ülkede insanların tepesine yıkılıyor, insanlar ölüyor ki? Demek ki biz işimizi zamanında hakkıyla yapmadık. Bundan dolayı da şimdi birtakım sıkıntılarla karşı karşıyayız. Ülkemizin topraklarının yüzde 66'sı birinci ve ikinci derecede deprem kuşağında. Nüfusumuzun yüzde 71'i deprem kuşağındaki bölgelerde yaşıyor. Son yüzyıl içerisinde bu ülkede 6 ve üzerinde 56 deprem var. Yüz bine yakın insanımız can vermiş. 100 milyar dolarlık bu devletin kaybı var. Şimdi de yakın zamanda gelebilecek İstanbul'daki bir depremden dolayı bütün hocalar bizi korkutuyorlar.'
'Senede 500 bin bağımsız birimi yıkıp yeniden yapacak bir formül geliştirdiklerini aktaran Özhaseki, şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız bunu sonuna kadar destekleyeceklerini, yakında kanun çıkarılarak tüm Türkiye'de bir seferberlik başlatılacağını ifade ettiler. İnşallah, gelecek yıldan itibaren biz de İstanbul başta olmak üzere bütün şehirlerimizde bu iyiliği yapmaya çalışacağız. Onun formüllerini geliştirdik. Sıkıntılı alanları belirledik, finansman sorununu çözdük, rezerve alan sorununu çözdük. Yasalar konusundaki bütün hazırlıkları yaptık. Meclis açıldığında inşallah bu kanunlar da geçecek ve gelecek yıldan itibaren başlayacağımız bu çalışmalarla 15 yıl içerisinde Türkiye'yi en şiddetli depreme bile hazırlıklı hale getireceğiz, Allah izin verirse. Hesaplarımızı çok iyi yaptık. Daha birçok kazancımız olacak. Bir kere Türkiye'yi baştan sona bina, şehir olarak yenilemiş olacağız. Sosyal donatı alanlarını yeniden dağıtmış olacağız. Akıllı evler, yeşil evler yapılacak şimdi ve piyasada da o 500 bin binanın yapılmasıyla milyarlarca dolarlık bir hareket olacak. İnşaat sektörü günümüzde yaklaşık 250 sektörü etkiliyor. Yani camından halısına, penceresinden ahşabına kadar, boyacısına, asansörcüsüne kadar çok değişik alanlarda 250 sektöre can verecek bu iş. Piyasadaki bu hareketlilik de istihdamı tetiklemiş olacak. İnşallah, yapacağımız bu faaliyetlerle gelecek yıl Türkiye'de başlatacağımız bu çalışmalarla bir taraftan hem ülkemizi depreme hazır hale getireceğiz hem de ekonomiye müthiş bir can vermiş olacağız.'