Buna göre 2013- 2015 arasında Türkiye’deki yurtiçi fiyatlar dünya fiyatlarının ortalama yüzde 20 üzerinde iken, 2015-2017 arasında dünya fiyatlarının ortalama yüzde 28 üzerine çıktı. Raporda bunun temel sebebinin ‘ticaret bozucu’ olarak nitelendirilen doğrudan tarım destekleri olduğu belirtiliyor.
Sebebi, plansız üretim
Cumhuriyet'ten Gamze Bal'ın haberine göre Türkiye’de çiftçiye verilen destekler yüzde 25 ile OECD’nin üzerinde. Kanada ve Meksika gibi ülkeler üretici desteklerini 2016’da 4 milyar ABD Doları ile sınırlarken, Türkiye’deki 2016 desteği 17 milyar dolar oldu. Ancak bu durum, OECD tarafından eleştiriliyor. Sebebi de desteklerin üretimi planlamaya yetmemesi. Buna göre desteklerin verildiği üretici, hangi bölgede ne kadar üretim yapacağını bilmiyor. Çiftçi para kazanamadığı ürünü ya hayvana yem olarak veriyor ya da tarlada bırakıyor. Bir sonraki yıl da ekmiyor. Bu durum, bir yıl sonra üretimin azalmasına, fiyatın da yükselmesine sebep olduğu için tüketiciyi pahalı sebze ve meyve satın almaya mecbur bırakıyor. Kısır döngü halinde yinelenen bu olay da, her sene değişik Gıda ürünlerinin zamlanmasına yol açıyor.
Buğday üretimi 1 milyon tona inecek
Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) bu sezon küresel buğday üretiminin, geçen sezona göre 21 milyon ton azalarak 737 milyon tona düşeceği öngörüsünde bulundu. Rapordaki buğday tüketimi tahmini ise, 2017-2018 sezon sonu için 738 milyon ton olacağı yönünde. Bu rakamın IGC’nin mayıs ayı öngörüsünden 3 milyon ton düşük olduğu belirtildi. Konsey; başlıca ihracatçıların 2017-2018 sonunda 81 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dönem sonu buğday stoklarının, 2018- 2019 döneminde 11 milyon ton düşük, 70 milyon ton düzeyinde öngörüldüğünü açıkladı. Diğer yandan IGC, bu sezonki küresel soya üretiminin de geçen sezona göre 21 milyon ton artışla 358 milyon tona yükseleceği öngörüsünde bulundu. Konsey, dünya soya fasulyesi tüketiminin de 2018-2019 döneminde mayıs ayı öngörüsünden 2 milyon ton, 2017-2018 sezonundan 13 milyon ton daha yüksek olmasını bekliyor.
Söz konusu haber şöyle devam ediyor:
Mutfaktaki yangın sürecek
Diğer yandan Merkez Bankası, enflasyondaki yükselişe en belirgin katkının sebze ürünleri öncülüğünde işlenmemiş Gıda grubundan geldiğini belirtirken, üretimdeki plansızlıklar sebebiyle Türkiye’de her yıl farklı Gıda ve tarım ürünleri zam şampiyonu olmaya devam ediyor. 2015’te zeytinyağı, sarımsak ve yeşil soğanda yüzde 107’leri bulan fiyat artışları, 2016’da nohut, çarliston biber ve yumurtadaki yüzde 58’leri aşan artışlarla devam etmişti. Geçen yıl ise yüzde 71.1’lik fiyat artışı ile domates zamşampiyonu olurken, bu yıla damgasını vuran ürünlerden patates, kuru soğan ve iç antep fıstığı fiyatları çok tartışıldı.
Önceki gün açıklanan enflasyon verileriyle de yıllık fiyat artışları kuru soğanda yüzde 185, patateste yüzde 109 ve havuçta ise yüzde 110’u aştı. Ancak fiyat artışları bu ürünlerle sınırlı değil. Sivri biber ve çarlistonda yüzde 50’nin üzerinde fiyat artışları yaşanırken; beyaz etteki artış yüzde 9’u aştı. Yumurtadaki yıllık artış ise yüzde 36’yı buldu. Öte yandan OECD’nin Dünya Gıda Örgütü (FAO) ile birlikte hazırladığı bir başka rapor “Tarımsal Görünüm, 2018-2027” raporuna göre, önümüzdeki on yılda ana tarım ürünlerinde fiyatların düşmesi bekleniyor. Tarımsal ürünlere ve gıdaya yönelik küresel talepteki zayıflamaya dikkat çekilen raporda, küresel tarım ve balık üretiminin gelecek on yıl içinde yüzde 20 artış göstereceği ifade edildi. Sahra altı Afrika, Güney ve Doğu Asya, Ortadoğu ile Kuzey Afrika tarım üretiminin daha fazla artacağı tahmininde bulunulan raporda, özellikle gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinde ise tarım üretiminin düşeceği tahmininde bulunuldu.
Kurban Bayramı’na 1.5 ay gibi kısa bir süre olmasına rağmen bazı marketler şimdiden kurbanlık satışına başladı. Bu yıl üreticinin kurbanlıklara enflasyona paralel olarak yüzde 10’un üzerinde zam uygulayacağı öğrenildi. Bu yıl küçükbaş hayvanın ortalama 1000, büyükbaşın ise ortalama 7000 liradan başlayan fiyatlarla satışa çıkmasını öngördüklerini dile getiren Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, en büyük sıkıntının yükselen döviz kuru nedeniyle maliyeti artan yem ve yakıt olduğunu kaydetti.