Alparslan Kuytul Hocaefendi, canlı yayında gerçekleştirdiği tefsir dersi sonrasında kendisine yöneltilen sorulara cevap verdi. Hocaefendi’ye yöneltilen, “İfade vermek için savcılığa gittiğinizi sosyal medyadan duyduk. Son durum hakkında bize bilgi verebilir misiniz?” sorusuna verdiği cevapta, hemen hemen her gün ifadeye çağrılarak bıktırılmaya çalışıldığı ifade etti.
Hocaefendi kendisini mahkeme yoluyla susturmaya çalışanlara, “Ne yaparsanız yapın hakkı konuşmaya devam edeceğim” diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koydu. “Onlar, beni mahkemelerle uğraştırarak susturmak istiyorlar. Üst üste dosyalar, mahkemeler gelmeye başlıyor."
Hocaefendi’nin Mersin’de yaptığı, son dönemde memlekette zulmün iyice arttığına değindiği konuşmasında bu gidişattan sorumlu tuttuğu AK Parti Hükümeti hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunarak AKP’nin adının ‘ZKP: Zulümle Kalkınma Partisi’ olarak değiştirilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Ayrıca bu konu ile ilgili video, birçok haber sitesi dahil sosyal medyada yayılarak Türkiye gündeminde büyük yankı uyandırmıştı.
ZULÜMLERİNE ZULÜM DEYİNCE, YANLIŞLARINI REDDEDİNCE HER GÜN BİR DOSYA DAHA GÖNDERİYORLAR
Hocaefendi, "Sen bize AKP değil, ZKP dedin" diyorlar. Evet dedim, diyorum da. Aleyhinizde konuşan herkesi susturmanız, ZKP olduğunuzun en büyük delilidir! Bildiğiniz gibi İskenderun olayına 1,5 sene oldu. 1 ay kadar evvel mahkeme başlattılar. Adana’daki olaya 8-9 ay oldu. Tenkit edince mahkeme açtılar.
Geçen hafta ben de dâhil 10-15 kişiye 914 lira para cezası kesildiğini söylemiştim. Ben öyle biliyordum, buradan aşağı indiğimde arkadaşlar bana evrakı gösterdiler 96 kişiymiş. Sadece para cezası da değil, kendilerince başka şeyler de eklemişler, onlardan dolayı da mahkeme açıyorlar" dedi.
ALÇALMAYIN BU KADAR, İFTİRA ATMAYIN
Alparslan Kuytul Hocaefendi, 15 Temmuz’da darbeye karşı çıkan halka, cani dediği şeklinde iftira atıldığını söyleyerek asıl meselenin hükümeti tenkit etmesi olduğunu ifade etti.
Televizyonları üzerime saldırttılar, gazeteleri ile saldırdılar, iftiralar attılar. Ben 15 Temmuz’da darbeye karşı çıkan halka cani demişim! Ben, askerlerin kafasını kesenlere cani dedim, halka cani demedim. Alçalmayın bu kadar, iftira atmayın. Ahireti unutmuşlar. Eğer ben İslam’ı bilmesem böyle Müslümanlara bakıp İslam’dan soğurdum. Şu memlekette nice dinsizlerin dinsiz olmasının sebebi böyle Müslümanlardır. Göz göre göre bizimle uğraşıyorlar. Mahkemeler açıyorlar, televizyonlarıyla ve gazeteleriyle saldırıyorlar, iftira üzerine iftira atıyorlar. Bütün mesele; onları tenkit etmem. Akılları başlarına yeni gelmiş, yıllar evvel yaptığım konuşmaları çıkarıp onlardan dolayı ifadeye çağırıyorlar.
BEN İSLAM HUKUKU AÇISINDAN BAKIYORUM
Hocaefendi, ifadeye çağrıldığı meselelerde suç teşkil eden bir şey olmadığının avukatlarca da ifade edildiğini söyledi ve “Demokrasi diyorsunuz, fikir özgürlüğü diyorsunuz ben de görüşümü söylemişim hepsi bu” dedi.
Önce emniyete çağrılınca, savcılıkta ifade vermek istediğimi söyledim. Savcılıkta ifade verdim. Benim konuşmalarımı altı yerden kırpmışlar, “Neden böyle dedin? İfade ver” diyorlar. “Savcı Bey, bu soruları siz mi hazırladınız? Bunları siz mi böyle kestiniz? Yoksa emniyet mi?” diye sordum. Emniyet dedi. “Emniyet hazırlar, bana getirirler ben onların arasından sadece birkaç tanesini seçtim. Yoksa onlara kalsa…” dedi. Yani onlar daha neler neler, her cümleyi yazmışlar. Hepsinden mahkeme açmak istiyorlar. Savcı, “Ben onların çoğunu kabul etmedim” dedi. Kabul ettiği şeylerde de bir şey yok. Herhalde kendince en kötü olanları seçmiş tahmin ediyorum. Onlara da kaç tane avukat baktı, “bunlarda bir şey yok” dedi. Ben İslam hukuku açısından bakıyorum bunda bir şey yok. Demokrasi diyorsunuz, fikir özgürlüğü diyorsunuz ben de görüşümü söylemişim hepsi bu…
Oraya ifade verdik, dün karakoldan aradılar. Bugün sabah başka bir ifade için tekrar aradılar. Neden hepsini bir defada istemiyorsunuz? Maksat, her seferinde karakola, emniyete, adliyeye gideyim. Kıyamet günü Allah da size böyle muamele edecek. Kimsenin yaptığı yanına kalmaz.