Şık’ın yazısına göre Türkiye’den Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ürünlerde pestisit kalıntı analizleri yapılıyor. Bir sorun tespit edildiğinde, örneğin üründe kullanılması yasak olan bir pestisit kalıntısı çıktığında o ürün tüketime sunulmuyor ve ihracatçı ülkeye geri gönderiliyor. Pestisitler tarımda kullanılan kimyasal maddeler.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yapılan analizlerin kayıtlarına erişmek mümkün. Sistemde yer alan son iki yıllık kayıtları gözden geçiren Şık, Türkiye’de kullanılması yıllardır yasak olmasına rağmen hala kullanılan çok sayıda pestisit olduğunu tespit etti.
Pestisitlerin insan sağlığına, çevreye ya da belirli bir canlı türüne örneğin arılara zarar verdiği kesin olarak kanıtlandığında kullanımı yasaklanıyor. Ancak bu yasaklama sürecinin tartışmalı olduğunu, bir pestisitin yol açtığı zararların belirlenmesi ile yasaklanması arasındaki zaman dilimin on yıllara yayılabileceği belirtiliyor.
Bir pestisitin kullanılmasına izin verilmesi sürecinde insan ve çevre sağlığı ile çeşitli canlı türlerine zarar verip vermediğini tespit etmeye yönelik çalışmalar yapıldığı belirtilse de, bu çalışmaların kapsamı sınırlı bulunuyor. Dolayısıyla güvenilir olduğu iddiası ile piyasaya sunulan, on yıllar boyunca kullanılan ancak zararlı olduğu anlaşılınca kullanılması yasaklanan çok sayıda pestisit var.
Kullanımı yasaklanan pestisitler piyasadan toplatılıyor. Dolayısıyla yasaklanan ve piyasadan toplatılan pestisitlerin tarımda kullanılmayacağı için gıda ürünlerinde kalıntısının çıkmaması gerekiyor. Ancak gerçek durumun böyle olmadığı anlaşılıyor.
Şık, Avrupa Birliği kayıtlarına göre kullanılması yasak olmasına rağmen Türkiye tarımında kullanılan pestisitleri tabloya döktü:
Listede yer alan chlorpyrifos etil Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bitki koruma ürünleri listesinde yer almıyor. Bakanlık çocuk sağlığı için çok zararlı olan klorpirifosun (klorpirifos etil) kullanılmasını 2016 yılında yasaklamış ve bu pestisitin piyasadan toplatılması kararını almıştı. Ancak klorpirifos kullanımı yasak ve toplatma kararına rağmen yıllarca devam etti. Bu zehri piyasadan toplatma işlemi yapılmadı. Bu konuda Meclis’te verilen soru önergeleri yanıtsız kaldı.
Şık’ın yazısının devamı şöyle: ”Çocukların sinir sistemine ve bilişsel gelişimine zarar verdiği için kullanılması AB ülkelerinde yıllardır yasak olan klorpirifos Türkiye’de neden hala kullanılıyor?
Bu zehirli maddeyi hangi şirketlerin ithal ettiği ya da Türkiye’de ürettiği, hangi şirketlerin pazarladığı ve aradan geçen yıllar içinde hangi şirketlerin bu pis işten kar ettiği sorularına yanıt aramak gerekiyor.
Bu mesele hala da bitmiş görünmüyor. Klorpirifos etil kalıntısı gıda ürünlerinde hala var çünkü.
AB kayıtlarına göre Türkiye’den ihraç edilen gıda ürünlerine yapılan analizlerde, analiz sonucu uygunsuz çıktığı için geri çevrilen gıda örneklerinde en fazla tespit edilen tarım zehri klorpirifos etil. 2020 yılında uygunsuz çıkan örneklerin yaklaşık yüzde 10’u ve 4 Ekim 2021 tarihine kadar uygunsuz çıkan örneklerin yüzde 12‘sinin ise klorpirifos etil içerdiği belirlenmiş.
Üstelik mesele sadece klorpirifos etil de değil…
Yaptığım hesaplara göre (30 Eylül 2021’de yasaklananları dikkate almadım) AB ülkelerine Türkiye’den ihraç edilen gıda ürünlerine yapılan analizlerde, 2020 yılında uygunsuz çıkan örneklerin yaklaşık dörtte birinin, 2021 yılında ise beşte birinin tarımsal üretimde kullanılması yasaklanmış pestisit içerdiğini söyleyebilirim. Üstelik bazı pestisitlerin yasaklanmasına yönelik kararın üzerinden on yıl geçmesine rağmen, bu pestisitlerin neden piyasadan toplatılmadığı, eğer toplatıldılarsa nasıl hala kullanılabildikleri soruları yanıt bekliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin verecekleri bir yanıtları varsa elbette…”