Yaygınlaşan Bonzai zehri ve ölümle sonuçlanan kullanımlar nedeniyle, madde bağımlılığı konusu, yaklaşık üç yıldır Türkiye'nin ağırlıklı gündemlerinden biri sayılıyor. Köprü altında baygın yatan gençlere olduğu gibi, konuya da kimse el atmak istemiyor. Uyuşturucu madde, silahtan sonra en yaygın yasadışı ticaret alanı... Türkiye'nin nüfusu en kalabalık ili olan İstanbul'da uyuşturucu trafiğini ve buna karşı verilen mücadeleyi araştırdık. 2017 yılının ilk yarısında Türkiye'de uyuşturucu madde kullanımının sosyolojik altyapısını, ihmalleri, rakamları ve örnekleri yazı dizimizle göstermeyi amaçladık. İLK BEŞ AYDA 17 BİN GÖZALTI Emniyet kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucuyla Mücadele Şubesi ve ilçe müdürlükleri, 2017'nin ilk beş ayında toplamda 110 operasyon yaptı. Operasyonların bir kısmı ilçe bazında, bir kısmı da teknik takip sonucu kentteki çetelere yönelik düzenlendi. Uyuşturucu madde satıcılığı suçlamasıya 2 bin 100 kişi tutuklandı. Tutukluların tamamına yakını “torbacı” denilen satıcılar. Yılın başından bu yana 17 bin 232 kişi uyuşturucu madde şüphesiyle gözaltına alındı. 2016'da toplamda 26 bin kişi gözaltına alınmıştı. Bu yıl sonu toplam rakamın geçen yıla göre yüzde 40 artması öngörülüyor. Beş aylık operasyonlarda 3 bin 300 kilogram uyuşturucu madde ele geçirildi. Bunun 2 bin 65 kilosu esrar. 910 bin kilo da hap ele geçirildi. Gelir seviyesi düşük ilçelerde madde satışı yaygın. Emniyet'in en sık operasyon düzenlediği ilçeler de bunlar. Özellikle Esenyurt, Esenler, Bağcılar, Küçükçekmece, Güngören ilçelerinde dönem dönem 'toplama operasyonları' yapılıyor. Suç örgütlerine yönelik derin soruşturmalar ise gizlilikle yürütülüyor. Kokain ve hap türü uyuşturucular Avrupa'dan, eroin Afganistan ve İran'dan ülkeye giriyor. Esrar genellikle ülke içinde, Doğu-Güneydoğu bölgelerinde yetiştiriliyor. Çeşitli yollarla diğer illere ve şehir merkezlerine dağıtılıyor. Uyuşturucu madde İstanbul'a otobüs ya da kargo gibi yollarla taşınabiliyor. Komisyoncular aracılığıyla mahallelerde torbacılara kadar ulaşıyor. Bölgede yapılan terör operasyonları, İstanbul'daki uyuşturucu trafiğini doğrudan etkiliyor. Doğu-Güneydoğu'da kontrol arttıkça, İstanbul'daki ticaret azalıyor. KARGOLAR İÇİN ÖNLEM Uyuşturucu taşımanın en kolay yollarından biri kargo. Özellikle yurtdışına giden ya da gelen kargoların sorgulanmasında güçlük yaşanıyor. Emniyet, kargoları önce bir alanda topluyor. Ardından eğitimli narkotik köpekleri kargolar arasında dolaştırıyor. Tespit edilebilen kargo paketlerine el konuyor. Uyuşturucuyla Mücadele Daire Başkanlığı, kargo şirketlerinin ve kargo adreslerinin de havalimanındaki 'yolcu sorgulama programı' gibi taranabilmesi için bir proje hazırlıyor. SANAL DEVRİYE Kargo yöntemi bireysel satışlar için de kullanılıyor. İnternet üzerindeki bazı alışveriş siteleri, giyim eşyasının arasında bile uyuşturucu madde gönderiyor. Bunun için de önlem alan polis “sanal devriye uygulaması” başlattı. İlgili birimler, alıcı gibi pazarlığa girerek bu ticaretin arkasındaki isimlere ulaşıyor. Ayrıca zararlı içerikli siteler tek tek tespit edilerek, mahkeme kararıyla kapatılması sağlanıyor. Emniyet okul önlerinde uyuşturucu satışını önlemek için de çalışma yaptı. İstanbul'daki 5 bin okuldan 17'sinde olay olduğu belirlendi ve müdahale edildi. Torbacıların yaş grubu, yaşam tarzı gibi konular merak uyandırsa da bu konuda yapılmış bir çalışma yok. Torbacılarla ilgili bilinen nokta, çoğunun farklı suçlardan sabıkasının olması. Söz konusu suçlar en çok 'hırsızlık ve gasp'. Uyuşturucu şüphelilerinden, sanık ya da hükümlülerden bazılarının, örgüt geçmişi de var. Burada karşılaşılan örgüt ise PKK. TAHLİYEDEN SONRA NE OLACAK? Cezaevlerindeki mahkumların toplamının yüzde 21'i uyuşturucu madde suçundan yatıyor. Bu ciddi oran önemli bir sorunun yanıtına önem kazandırıyor: cezasını yatıp çıkan uyuşturucu madde sabıkalısı, topluma nasıl geri dönecek, ne yapacak? Cezaevlerinde rehabilite edilmiyorlar, istihdam sağlanmıyor, çoğunlukla caydırıcı ceza almıyorlar ve suça karıştıkları yaşam alanlarına geri dönüyorlar. İstanbul'da tespit edilebilen ortalama torbacı sayısı 7-8 bin. Kentte 200 bin kadar da içici bulunuyor. Bunlar tahmini rakamlar... Üstelik artık sığınmacılar da uyuşturucu işinin içinde! NE KARAKOLA ALIYORLAR NE HASTANE KABUL EDİYOR! Madde etkisiyle duvar diplerine yığılan insanların görüntüleri hafızalarımızda. Madde etkisindeki birine müdahale etmek isteyince çıkmaz sokağa varıyorsunuz. Polis çağırsanız, suç kapsamında olmadığından karakola götüremiyor. Ambulans çağırdığınızda da görevliler, kriz halleri dışında bir sağlık sorunu yaşanmadığı için hastaneye almıyor. Yurttaşların da tek başına yapabileceği bir yardım yok. Madde etkisindeki genç, ayılana kadar sokaklarda her türlü tehlikeye açık halde kalıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü kentin iki yakasında, birer toplama merkezi kurulması için adım attı. İl Sağlık Müdürlüğü'nden bina talep edildi. Toplama merkezlerinin kurulmasıyla sokaklarda başıboş kalan, madde etkisi altındaki kişiler buralara getirilecek, ayılana kadar kalabilecek. Madde bağımlıları ayıldığında görevli psikologlarla görüştürülecek ve tedaviye ikna edilmeye çalışılacak. ZEHİRLENMEYİ 'UYUŞTURUCU KAFASI' SANIYORLAR
Son yıllarda yol açtığı ölümlerle, kriz geçiren kullanıcılarla gündeme gelen uyuşturucu madde 'sentetik kannabinoid': bilinen adıyla Bonzai. Ölümler nedeniyle gençler kullanmaya çekinse de torbacılar görsel benzerliği nedeniyle Bonzai'yi esrar olarak tanıtıp satabiliyor. Çünkü, Bonzai'nin üretimi torbacı için daha kolay ve maliyeti düşük. Bonzai, uyuşturucu madde bile değil, zehir! Kurutulmuş, parçalanmış herhangi bir bitkiye kimyasal maddelerin eklenmesiyle yapılıyor. İnce kristal toz halindeki sentetik kannabinoid maddesi, çözeltici kimyasallarla karıştırılarak kurutulmuş bitkinin üzerine sıkılıyor. Tozlar, çözünme için solvent türü çözücülerle karıştırılıyor. Solvent türü çözücüler arasında sinek-fare ilacı, aseton gibi maddeler yer alıyor. Merdivenaltı mekanlarda hazırlanıyor. İçen gençler ise ağır ağır zehirleniyor. Bonzai, ilk olarak 2004'te Avrupa’da üretildi, 'zararsız' denilerek pazarlandı. Bugün 400'den fazla sentetik kannabinoid çeşidi bulunuyor. Kolay ulaşılabiliyor ve standart madde testlerinde tespit edilemiyor. Türkiye’de ilk kez 2010’da bir internet sitesinde satışına rastlandı. Uzun süre internet kanalı ile temin edildi. 2011'de Bakanlar Kurulu kararıyla yasadışı maddeler sınıfına alındı. DAĞITIM MERKEZLERİNE OPERASYON
Sınır illerimizden Van'da, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri sıkı denetimler yapıyor. Dedektör köpeklerinin de katıldığı operasyonlarda 2017'nin başından bu yana 288 bin 332 kilo esrar ele geçirildi. Yakalanan eroin miktarı geçen yıl bin 36 kiloydu, 2017'nin ilk beş ayında 942 bin oldu. Operasyonlardan bazıları şöyle: -27 Mayıs'ta Başkale'de planlı operasyon sonucu bir araçta 54 kilo 529 gram eroin ele geçirildi. -18 Mayıs'ta Van İstihbarat ve Narkotik şubeleri ortak çalışmayla il merkezinde bir aracı yakaladı. Lisa adlı dedektör köpeğinin katıldığı aramada, 33 kilo 200 gram eroin ele geçirildi. Lisa'nın katıldığı 30 Nisan tarihli araç aramasında 40 kilo 655 gram, 15 Nisan'da bir başka araçta yapılan aramada da 60 kilo 400 gram eroin bulundu. -8 Mayıs'ta bir kargo şirketinin aktarma merkezinde emniyet görevlileri Şila adlı dedektör köpekle arama yaptı. Kanada'ya gönderilen kargoda büyük bir poşette bulunan fasülyeler incelendiğinde, 2 kilo 463 gram ağırlığında fasülye görünümlü Afyon sakızı ortaya çıktı. Bir başka kargo aramasında Lisa adlı köpekle müzik kolonlarına gizlenmiş 7 kilo 468 gram eroin ele geçirildi. Dedektör köpeği Şila da yine kargo aktarma merkezinde üç pirinç çuvalına saklanmış 6 kilo 220 gram eroini buldu. İstanbul'da kargoyu almaya gelen iki erkek yakalandı.