Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'ye büyük silah satışlarının askıya alınmasının gündeme geldiği ABD'ye tepki göstererek “F-35 uçağı satışının iptali kabul edilebilir değil, olursa Türkiye’den karşılığını alırlar” ifadesini kullandı. Önümüzdeki hafta ABD'ye giderek resmi temaslarda bulunacağını da vurguladı.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle;
S-400 alımı ve ABD'de Türkiye'ye ambargo uygulanmasının istenmesine yönelik soru üzerine) Bir ülkenin başka ülkeyle ilişkileri üçüncü bir ülke tarafından bu şekilde sorgulanmaz. Bunun karşılığına da hazır olman gerekiyor. ‘Ben süper gücüm’ BM var, uluslararası örgütler var. Oralardan bir karar çıkarsa herkes uyar. Dolayısıyla ABD’nin bize yaptırım uygulaması mantıksız ve yanlış. ABD bize ambargo veya bize yönelik adım atarsa Türkiye mutlaka buna cevap verir. Ama biz bunu arzu etmeyiz.
'ABD KARŞILIĞINI ALIR' Benim hava sahamı korumam lazım. İhtiyaç olanları almam lazım. Benim acil olarak ihtiyacım var. Sen vermezsen ben başkasından alacağım. Hem vermiyorsun hem başkasından aldığım da ambargo uygulayacaksın. Türkiye senin emrine bir ülke değil ki. Üst perdeden konuşmak veya tehdit etmek doğru bir yaklaşım değil ve müttefikliğe sığmaz. S-400’lerin kontrolü bizde olacak ve müttefiklerimizi düşman olarak tanımlamayacağız. Benim ülkemdeki satın aldığım ya da ürettiğim bir savunma sistemi ya da herhangi bir silah, benim müttefikimi düşman olarak tanımlamaz, tanımlayamaz. Bu konularda hassas iken bize tehditvari konuşmaları doğru değil. Biz ilişkileri düzeltmeye çalışırken böyle adım atarlarsa Türkiye’den karşılığını alırlar. Artık eski Türkiye yok.
ABD'YE ZİYARET En son NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı’na da söyledim. Gelecek hafta içinde bir tarih önerdiler, biz de kendilerine 11’i Cuma günü, Londra öncesi. Ve 15’inde Cumhurbaşkanımızın Londra’da programı bitiyor. 16’sını önerdik. Önümüzdeki hafta büyük ihtimalle bu ziyaretimiz olur. Daha önce ön mutabakat sağladığımız yol haritasının onaylanması anlamında ABD’lilerin de kararlı olduğunu gördük. Ve hemen döner dönmez davet geldi. Ortak adımlar ilişkilerimizin normalleşmesine de vesile olabilir ama ABD’den de bizim beklentilerimiz var.
ÖN MUTABAKAT SAĞLANDI Münbiç konusunda ön mutabakat var. Bu yol haritası onaylandığı zaman belli bir takvimde YPG’nin çekilmesi, buraları kimin yöneteceğine ortak karar verilmesi vesaire olumlu bir yol haritası diyebilirim. Bizim ilişkilerimizin kritik bir safhasında daha önce Tillerson’ın gelmesiyle başlayan bir süreç. Beklentilerimizi ilettik, masaya koyduk ve ön mutabakat sağlandı.
RAHİP BRUNSON Rahip Brunson uzun zamandır Türkiye’de görev yapan bir kişi. Hiçbir zaman bir sorunla karşılaşmamış ta ki tercümanı şikayet edinceye kadar. Soruşturma başladı epey sürdü. Kullanılan cihazlar, karmaşık ilişkiler. En sonunda iddianame ortaya çıktı, mahkeme kabul etti ve tutuklu. Bu arada konsolosluk erişimi, ailesinin erişimi cezaevi değişikliği talebi zaten karşılandı.
İddianamede tüm suçlamalar ortada. “Bu masumdur” diyerek geçiştirmek mümkün değildir. Delilleri mi görmek istiyorsun? Gelinir, görülür. Böyle konuşulması doğru değil. “Hükümet serbest bıraksın” diyor. Benim elimde mi? Yargının vereceği bir karar. Ortada bir iddianame varken, ‘bu doğru değil’ demek… Neye göre doğru değil diyorsunuz?
'GİZLİ SERVİSLER KULLANIYOR' Anlayış yanlışlığı şurada. Batılılar da bunu söylüyor. Alman Bakan ile görüştük. Beş vatandaşımız var diyor Türkiye’de tutuklu. Dedim ki, ‘Almanya’da Türkiye’den gidip de tutuklu sayısı kaç biliyor musunuz’ dedim. 2 bin civarında. Her bir vatandaşımla ilgili problem yaşamaya başlasam, sizin vatandaşlarınız olunca suçsuz oluyor, bizim vatandaşlar olunca suçlu oluyor öyle mi?
Bir vatandaşınız olabilir. Son zamanlarda moda şu. Gazetecileri ajan olarak kullanmak… Bakıyorsunuz din adamlarıyla ilgili oluyor… Gizli servisler tarafından insanların kullanıldığını görüyoruz. Ortaya çıktığında daha kolay kurtarırız anlayışı var. Bu doğru değil, suç işleyen kimse kanunlara tabi olmak zorunda. Kimse muaf değil ve dokunulmazlığı yok.
HAKAN ATİLLA DAVASI Hakan Atilla davasının, bugün baktığımız zaman iddianamede Zarrab’ın da hiçbir şekilde suçlamadığı bir kişi. Netice itibariyle bunun FETÖ motifli bir dava süreci olduğunu biz de biliyoruz ABD’li muhataplarımıza da anlattık. Atilla’nın bu konularla hiçbir ilgisi yok. İmzası da yok. Jüri uzun süre karar veremedi. Jürinin bu şekilde karar verememesi bile bu sürecin ne kadar suni ve siyasi motifli olduğunun göstergesidir.
İRAN İLE NÜKLEER ANLAŞMA Avrupa tarafı tamamen karşıydı. Ama hem Macron’un hem Merkel’in ziyaretinde ne oldu tam bilmiyoruz. Basın toplantılarından sonuç çıkarıyoruz. Almanya bu anlaşmanın devam etmesinden yana. Trump’ın biliyorsunuz beklenmedik adımlar atması da. Ama İran bir daha müzakere yapmayacağını söylüyor. Bu sefer daha da gerginleşecek ortam. O nedenle biz iki tarafın da uzlaşacağı şekilde, eğer tadil edilecekse de biz Türkiye olarak devam etmesini isteriz. Eğer herhangi bir tadilat yapılacaksa da uzlaşıyla yapılması gerekiyor. Bizim temennimiz bu anlaşmanın devam etmesi.
NETENYAHU'NUN İRAN AÇIKLAMALARI... Biz İsrail’in açıklamaları üzerinden gitmeyiz. Burada şeffaf bir sürecin işlemesi gerektiğini başından beri söyledik. Anlaşma var, bu işin uygulaması ve gözlemlenmesi şeffaf bir şekilde olmalıdır. Sanırım bu mekanizmayla İran arasında işbirliği var. İsrail’in İran’ı eleştirmemesi anormal olur. Hal bu iken bu değerlendirmeler ne kadar objektif değil ona bakmak lazım. Biz resmi kurumların dikkate alınmasını istiyoruz.