Türkiye'den Mısır'a Kınama

Mısır İçişleri Bakanlığı, Anadolu Ajansı'nın Kahire'deki ofisine düzenlenen polis baskınıyla ilgili açıklama yaptı. Bakanlık, söz konusu büronun "yalan" ve "olumsuz" bilgi yaydığını savundu. Olayın ardından Mısır'ın Ankara'daki maslahatgüzarı AA'ya yönelik polis baskınıyla ilgili olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

Eklenme Tarihi: 16 Oca 2020
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Türkiye'den Mısır'a Kınama

Reuters'ın haberine göre açıklamada, "Milli güvenlik makamları, Türk elektronik medya komitelerinden birinin, bir daireyi muhalif faaliyetleri için merkez olarak kullandığını tespit etti" denildi. Bakanlık, bu faaliyetlerin arkasında Türkiye'nin ve Mısır'da terör örgütü olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler'in olduğunu belirtti.

Anadolu Ajansı, Kahire'deki ofisine düzenlenen baskında bir Türk ve üç Mısır vatandaşı çalışanının polis tarafından bilinmeyen bir yere götürüldüğünü bildirmişti. Ajans, gözaltına alınan kişilerin, AA Kahire Ofisi Mali ve İdari İşler Sorumlusu Hilmi Balcı ile Abdelselam Muhammed, Hüseyin el Kabbani ve Hüseyin el Abbas olduğunu belirtti. AA haberinde, Muhammed'in Türkiye merkezli Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) çalışanı olduğu ifade edildi.

Türkiye'den kınama

Olayın ardından Mısır'ın Ankara'daki maslahatgüzarı AA'ya yönelik polis baskınıyla ilgili olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı yayımladığı yazılı açıklamayla da olayı kınadı. Açıklamada, "Anadolu Ajansı’nın Kahire Bürosu'na dün akşam Mısır güvenlik güçlerince baskın düzenlenmesi ve büro çalışanlarından bazılarının gerekçe gösterilmeden gözaltına alınması Türk basınına yönelik bir taciz ve yıldırma eylemidir, şiddetle kınıyoruz" denildi.

AA çalışanlarının derhal serbest bırakılması için çağrıda bulunan bakanlığın açıklamasında, "AA’ya yönelik bu şiddet eylemi, Mısır’daki yönetimin sadece basın özgürlüğüne yönelik menfi yaklaşımını değil, demokrasi ve şeffaflık konularındaki vahim durumunu da bir kere daha gözler önüne sermiştir. Bu pervasız tutumda basın ve ifade özgürlüğü konusunda hassas görünen Batılı ülkelerin bu ülkedeki ihlallere göz yummasının da payı bulunmaktadır" ifadesi kullanıldı.