Alparslan Kuytul Hocaefendi, dün akşam canlı yayında gerçekleştirdiği Tefsir Dersi sonrası kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Hocaefendi “Suudi Arabistan Veliaht prensi Muhammed B. Selman'ın 88 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Büyük Yatırım Konferansında; ılımlı İslam fikrine döneceğini ve aşırılığı yok edeceğini söylemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna “Türkiye’nin düştüğü kuyuya şimdi onlar düşüyor” diyerek cevap verdi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin verdiği cevap şu şekilde;
İslam âlemini laikleştirme, ılımlı hale getirme rolü Türkiye’ye verilmişti. Şimdi Türkiye’den bu rol alındı, Arabistan’a verildi.
Ilımlı İslam, laikliği kabul eden İslam, bu rol AKP’ye verilmişti. Ama son 1-2 yıldır AKP’nin Amerika’yla karşı karşıya gelmesi, dün Allah için, Irak için, Irak Müslümanları için Amerika’yla karşı karşıya gelmeyen hükümet, bugün Türkiye’nin bölünme tehlikesini görünce, karşı karşıya geldi ve her gün birbirlerine laf söylüyorlar. Hâlbuki dün de Irak için karşı karşıya gelmeliydi. Demek ki karşı karşıya gelebiliyormuşuz. Amerika’ya “Ey Amerika” diyebiliyormuşuz. O zaman da demeliydik. Ben o zaman sadece Amerika’ya yardım etmesin diyordum.
Bana, ‘ne yapsın canım, demek ki böyle gerekiyor, mecbur’ diyenler oluyordu. Ben de onlara, ‘nasılsa bombalar sizin başınıza düşmüyor, o yüzden böyle rahatsınız. Sizin başınıza düşseydi, eliniz ayağınız kopsaydı, ananız, babanız, çocuğunuz ölseydi böyle konuşmazdınız’ demiştim. Şimdi, o zaman Amerika’yla karşı karşıya gelmemek için Amerika’ya yardım eden Türkiye, son 1-2 yıldır Türkiye’nin bölünme riski arttıkça Amerika’yla karşı karşıya gelmeyi göze aldı ve Rusya’ya yakınlaştı ve Türkiye tarihi bir dönüş yaptı. Tarihi bir dönüş yaptı. Demek ki mümkünmüş.
Irak’a, İran’a, Rusya’ya yönlerini döndüler. Şimdi, böyle olunca Amerika da yönünü Arabistan’a döndü. Amerika’ya göre ılımlı İslam’ı yaymak için en güzel aday Türkiye’ydi. Çünkü yani burada bütün devrimler yapılmış, laiklik yerleştirilmiş, kılık kıyafetinden tut harf devrimine kadar her şey yapılmış, kafalar da kesilmiş, medreseler de bitirilmiş, âlim bırakılmamış. Böyle bir ülke olduğumuz için, onlar için en güzel aday bizdik. O yüzden bu rolü bize vermişlerdi maalesef. Ve şimdi bu karşı karşıya gelmelerden ötürü bu rol bizden alındı ve Arabistan’a verildi. Bizden sonra demek ki Amerika, Arabistan’ı seçti.
Ve şimdi Suudi Arabistan Kralı, Veliahttı ve memleketin kaymağını yiyenler, Amerika’yla birlikte olmanın gururunu yaşıyorlar. Allah’ın ve Resul’ünün ve müminlerin yanında izzet, şerefi aramayan alçaklar, şimdi Amerika’nın yanında izzet buldular. Trump onları ziyarete gitti ya, tabi 480 milyar dolarlık da mal sattı onlara.
Şimdi bunlar Türkiye’nin müttefik olması gibi, Türkiye’nin kendini Büyük Ortadoğu Projesinde eş başkan zannetmesi gibi, şimdi de Arabistan kendini Amerika’nın stratejik müttefiki zannediyor.
Bizim yaptığımız hatayı şimdi onlar yapıyor.
Türkiye’nin düştüğü kuyuya şimdi onlar düşüyor.
Ve işte kralın veliahttı böyle konuşuyor; Ilımlı İslam olacağız artık.
Zaten sen şimdiye kadar Amerika’nın İslam’ıydın ki.
Sen ne zaman gerçek İslam oldun?
Yani hırsızın elini kesmek İslam mıdır?
Yani kadınlara çarşaf giydirmek İslam mıdır?
Kadınlar şoförlük yapamaz, araba kullanamaz demek İslam mıdır?
Geç bu yalancı şeriatçı numaralarını.
Sen bal gibi Amerika’nın uşağısın.
Oldubitti öylesin ve Amerika’nın sayesinde ayakta duruyorsun.
Eğer orada da bir Arap Baharı estirilmediyse Amerika’nın uşağı olduğun için.
Suriye’deki, Libya’daki, Yemen’deki, Irak’taki olan olaylar Arabistan’da olmadıysa, Amerika’nın uşağı olduğun için.
Sanki bu güne kadar gerçek İslamcıymışlar da, şimdi Ilımlı İslamcı olmaya karar vermişler.
Burada üzerinde durulması gereken husus, yani sorunun baş kısmında ifade ettiğim nokta. Yani dün Türkiye kendini Amerika’nın stratejik müttefiki ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı zannediyordu. Şimdi de Arabistan kendini öyle zannediyor. Demek ki Amerika herkesi aynı yolla kandırıyor.
Bundan sonrası şöyle olacaksınız, böyle olacaksınız, arkanızda ben varım artık, bundan sonra vesaire, vesaire, vesaire…
Kral da zaten salağın teki. O da bunlara inanıyor. Bir şeyden anlamayan cahiller, o makama geliyorlar. Ve bunlar da kendini gerçekten de Amerika’nın müttefiki, gerçekten de artık bundan sonra Amerika’nın partneri falan görmeye başlıyorlar. Görecekler yakında. Onlar da, işleri bittiği zaman kâğıt peçete gibi atıldıklarında anlayacaklar.
Amerika dünyayı böyle idare ediyor.
Her memlekette üç beş tane geri zekâlıyı o makamlara getiriyor. Her memlekette üç beş tane hain aile buluyor. Aile olarak onları o memleketin başına bela ediyor. O ailenin güdümünde o memleket.
Bakın, Ortadoğu’nun hepsi bir ailenin güdümünde.
Suriye’de Esad ailesi, Libya’da Kaddafi ailesiydi, ondan sonra Irak’ta Saddam ailesi, daha evvel, devrimden evvelki İran’da Pehlevi Hanedanı vs. vs.
Her tarafta böyle hanedanlar meydana getiriyor. Devletleri onlara teslim ediyor. Kafası çalışmaz adamlar ama hain. Zeki değiller, bilgili değiller ama kurnazlar. İnsanları nasıl aldatacaklarını iyi bilen. Ve onlara öğretiliyor tabi bu yöntemler öğretiliyor. Ve bu şekilde, devletler ayakta duruyor. Amerika’yı da ayakta tutmuş oluyorlar. Bu ülkelerde devrim yapılmadıkça, Amerika’nın saltanatı devam eder. Amerika’nın gücü, Ortadoğu’yu sömürmekten geçiyor. Ahtapot gibi her tarafa bir kolunu uzatmış, her tarafı sömürüyor, onunla güçleniyor. Kendi marifetiyle değil.