1948 yılında hazırlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildiği 10 Aralık tarihi, her yıl İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Bildirgeye 1949 yılında imzacı olan Türkiye’de insan hakları ise bağımsız uluslararası kuruluşların değerlendirmelerine göre gerilemekte. Sivil ve siyasal özgürlüklerin durumunun değerlendirildiği sıralamada 195 ülke arasında kendisine 144’üncü sırada yer bulabilen Türkiye, hukukun üstünlüğü endeksinde de 140 ülke arasında 116. sırada bulunuyor.
FH: Türkiye 195 Ülke Arasında 144. Sırada
İnsan haklarının uygulanış ve ihlallerini takip eden önemli kuruluşların başında Freedom House geliyor. İnsan haklarının iki temel bileşeni olarak kabul edilebilecek siyasi haklar ve sivil hakların vatandaşlar tarafından hangi ölçüde özgürce yaşandığını anket soruları aracılığıyla ölçen kurum, her sene bu doğrultuda bir rapor yayımlıyor.
Freedom House’un çalışmalarında Türkiye’nin insan hakları puanının özellikle 2016 yılında yaşanan darbe girişiminden sonra düşüş eğiliminde olduğu görülüyor. Kuruluş, Türkiye’de başta televizyonlar olmak üzere, ana akım medya tarafından iktidara yakın yayınlar yapıldığından bahsederek, bağımsız medyanın faaliyetlerine devam etmesine rağmen siyasi baskı altında olduğunu ifade etti.
Bunun yanı sıra kuruluş, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yakın çevrelerine görüşlerini ifade edebilseler de kamuya açık ortamlarda kendilerine otosansür uyguladıklarını kaydetti. Raporda Türkiye Cumhuriyeti hukukunda toplanma ve gösteri özgürlüğünün garanti altına alınmış olmasına rağmen, son yıllarda güvenlik gerekçesiyle hükümet karşıtlarının toplanmasına izin verilmediği aktarıldı.
Türkiye, 2016 yılında 53 puanla, 2017 yılında ise 38 puanla “kısmen özgür ülkeler” kategorisindeyken, 2018 itibarıyla puanının 32’ye düşmesiyle birlikte “özgür olmayan ülkeler” kategorisine geçiş yaptı. Güncel endekste Tibet son sırada kendine yer bulurken, ilk üç sırada Norveç, Finlandiya ve İsveç yer aldı. Uganda, Tanzanya ve Moritanya gibi ülkelerin, 144. sırada yer alan Türkiye’nin üzerinde bulunması dikkat çekiyor.
HRW: “Yargıya Müdahale Yerleşik Bir Sorun Haline Geldi”
İnsan haklarının takibi konusunda çalışan başka bir uluslararası oluşum da ABD merkezli Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü). Kurum, sahada çalışan gözlemcilere ve uzman görüşlerine başvurarak ülkelerin insan hakları ihlalleri konusundaki performanslarını inceliyor ancak Freedom House’taki gibi bir puanlama sistemi bulunmuyor. Kurumun 2022 Türkiye Raporu’nda yürütme tarafından yargıya müdahale edilmesinin yerleşik bir sorun hâline geldiği aktarıldı.
WJP: Türkiye, Hukuk Devleti Sıralamasında Geriliyor
The World Justice Project (WJP) tarafından her yıl Hukukun Üstünlüğü Endeksi yayımlanıyor. WJP, hukukun üstünlüğü ilkesini dört ana prensip ile bağdaştırıyor. Bu bağlamda hukukun üstünlüğü ilkesinin olmazsa olmazları arasında herkesin hukuk karşısında hesap verebilir olması ile yasaların açık, anlaşılır olması ve temel hakların koruması gibi prensipler bulunuyor. Bunun yanı sıra WJP; yasaların çıkartılması, yönetimi ve uygulanması süreçlerinin erişilebilir, adil ve etkili olması gerektiğini vurgularken adaletin yetkin, etik, bağımsız ve tarafsız yargı tarafından sağlanması gerektiğinin de altını çiziyor. Kurum, 2022 yılı endeksini Kasım 2022’de yayımladı. 140 ülkenin sekiz ayrı başlıkta değerlendirildiği endekste geçen yıl 117. sırada bulunan Türkiye, bu yıl 116. sırada yer aldı.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nin Türkiye başlığı incelendiğinde, en kötü sıralamaya sahip olduğu iki başlık, 140 ülke arasında 135. sırada geldiği “hükümet yetkilerinin kısıtlanması” ve 134. sırada yer aldığı “temel haklar” başlıkları olurken en iyi sıralaması 139 ülke arasında 67. sırada yer aldığı “nizam ve güvenlik” başlığı oldu. “Yönetimdeki şeffaflık” başlığında ise Türkiye, 140 ülke arasından 105. oldu ve ülke genel endeksinde 116. sırada kendisine yer buldu.
AİHM: Türkiye, Dava Başvurularında İlk Sırada
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 75 bin 350 başvurunun değerlendirilmeyi beklediğini aktarırken, bunların 19 bin 850’sinin Türkiye’den olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz yıl Türkiye için bu sayı 11 bin 150’ydi.
AİHM yapılan genel dava başvurularının yüzde 63,2’si üç ülke tarafından gerçekleştiğini belirtti. 19 bin 850 (yüzde 26,3) dava başvurusuyla birinci olan Türkiye’yi, 17 bin 50 (yüzde 22,6) başvuruyla Rusya ve 10 bin 750 (yüzde 14,3) başvuruyla Ukrayna izledi.