Türkiye'nin Önümüzdeki Ay Onaylayacağı Paris İklim Anlaşması Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Eylül tarihindeki Kabine toplantısının ardından Türkiye'nin ekim ayında Paris İklim Anlaşması'nı onaylayacağını ve devasa değişiklikler yapılacağını açıkladı. Peki, Türkiye'nin de onaylayacağı Paris İklim Anlaşması nedir? Anlaşma neden önemlidir?

Eklenme Tarihi: 28 Eyl 2021
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Türkiye'nin Önümüzdeki Ay Onaylayacağı Paris İklim Anlaşması Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli?

Dünya çapında her yıl yeni sıcak ve soğuk hava rekorları kırılıyor, daha da kuraklaşıyor, buzullarını kaybediyor. Özellikle son 10 yıl içinde somut bir şekilde görülebilen iklim değişikliği, tüm Dünya ülkelerinde de yeni ve aslında yaşamamız için bir harekete neden oldu. Ülkeler, artık küresel ısınmanın önüne geçebilmek için fedakarlık yapmak zorunda kalıyorlar.

Günümüzde hayatımızın her alanındaki işleyişin değişimini gerektiren bu fedakarlıklar arasında 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda imzalanan en kapsamlı iklim anlaşması olan Paris İklim Anlaşması da yer alıyor. Türkiye'yse bu anlaşmaya, anlaşma imzalandıktan 6 yıl sonra katılacağını açıkladı. Peki Paris İklim Anlaşması nedir? Neden bu kadar önemli?

Paris İklim Anlaşması nedir?

21. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) üzerinde anlaşma sağlanan Paris İklim Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması'nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C'nin olabildiğince altında tutulmasıdır

Anlaşma, küresel sera gazı salımının %55'ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylamasıyla 4 Kasım 2016'da yürürlüğe girdi. Anlaşmaya bugüne kadar 197 ülke ve özerk yönetim imza attı. Bunların 191'iyse anlaşmaya 'taraf' olarak süreci tamamladı.

Anlaşmaya taraf olmayan ülkeler, Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ve Türkiye'ydi. Anlaşmayı imzalamak ve 'taraf' olmak arasındaki farksa şu şekilde: Anlaşmanın imzalandığı ülkelerde yürürlüğe girmesi için, anlaşmanın aynı zamanda o ülkelerin parlamentoları tarafından da onaylanması gerekiyor. Yani ülke, anlaşmaya imza atsa bile iç onay süreçlerinden geçmediği sürece taraf olamıyor ve anlaşmanın gereksinimlerine tabi olmuyor. Bu iç onay mercii, ülkemizde TBMM'nin ta kendisi. Türkiye, 22 Nisan 2016'da New York'ta anlaşmayı imzalamıştı, ancak o zamandan beri taraf olmamıştı.

Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı onaylayacak:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Eylül tarihindeki Kabine toplantısının ardından Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı ekim ayında TBMM'de onaylayacağını açıkladı. Erdoğan, bu anlaşmayla birlikte ülkede birçok alanda köklü değişikliklerin yapılacağına da işaret etti. Türkiye, bu zamana kadar anlaşmayı imzalamayan tek OECD ve G20 üyesiydi. Erdoğan, aynı zamanda Türkiye'nin 2053'e kadar 0 emisyon oranını hedeflediğini ve bunun için çalışmaların başladığını da açıkladı.

Paris İklim Anlaşması, sera gazı salımını azaltmak anlamında devrimsel hedeflere yer vermiyor. Fakat dünya çapında pek çok ülke bu anlaşmayı imzaladığından, anlaşma büyük bir başarı olarak görülüyor. Anlaşma, tüm ülkeler için ortak düzenlemeleri şart koşuyor ve bu düzenlemeler, ülkelerin karbon salımını nasıl azaltacakları ve daha yoksul ülkelere nasıl mali yardım yapılacağını gösteriyor.

Anlaşmanın öne çıkan maddeleri:

Küresel sıcaklık artışını, 1850-1900 yılları arasındaki "sanayi öncesi döneme" kıyasla 2 dereceyle sınırlamak, mümkünse 1,5 dereceye kadar düşürmek. (Mevcut artış 1 - 1,2 derece düzeyinde tahmin ediliyor.) İnsan faaliyetleriyle ortaya çıkan sera gazlarını, 2050- 2100 yılları arasında ağaç, toprak ve okyanusların doğal yollardan sindirebileceği bir noktaya çekmek.

Her ülkenin karbon salımını kesme performansını beş yılda bir değerlendirmek ve yeni hedefler belirlemek. Zengin ülkelerin daha yoksul ülkelere "iklim finansı" vermesini sağlayarak iklim değişikliğine uyumunu geliştirmek ve yenilenebilir enerjiye geçişlerini sağlamak.

Kömür ve fosil yakıtlara dayanan enerji üretimini mümkün olduğunca azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını finanse etmek, buna uygun iş alanları yaratmak ve enerji geçişini belirlenen tarih aralıklarında tamamlamak. NOT: Türkiye, anlaşmada 'Gelişmiş ülkeler' listesinde yer alıyordu. Bu nedenle bir itirazda bulunmuştu ve anlaşma için taahhütlerini gerçekleştirmek üzere desteğe ihtiyacı olduğunu savunmuştu.