Elazığ'ın köyünde doğmuş, gençliği Kasımpaşa'da geçmiş, patronluğa da dişi tırnağıyla kazıyarak en alttan tırmanmış bir isim. MÜSİAD Başkanlığına koysan kimse yadırgamaz. Hasbelkader TÜSİAD Başkanı olmuş...
Önceki gün genel kurullarında iktidara, desteklerinin yanında öneri ve eleştirilerini de sıraladı.
Vay sen misin, ekonominin toparlanması için hukukun üstünlüğü ve yargıya güvenin sağlanmasını isteyen?
Orhan Turan'a demediklerini bırakmadılar.
Adalet Bakanı mı yok aralarında, AK Parti yöneticileri mi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı mı, iktidarın 32 kısım tekmili birden fedâi takımı mı... Koltukların el değiştireceği AK Parti kongresinin arifesinde, kendini gösterme fırsatı bulmuş gibi alayı birden sahaya indi. Tepkide birbirleriyle yarışıyorlar.
Bir yaygara ki Taksim Meydanı'nda adam boğazlanıyor, TÜSİAD silahlı kalkışma başlattı, iktidarı devirecekler de... İktidar muhafızları ondan darbe alarmı çalıyor, milleti acilen püskürtmeye çağırıyor sanırsınız.
Yahu, altı üstü hukukun üstünde kimse olmasın, haksız tutuklamalar yaşanmasın, yargıya güvenilebilsin, kanun önünde herkes eşit muamele görsün, son dönemde artan soruşturma gariplikleri son bulsun, yoksa yatırım gelmez; demişler. Dış ticaretin yüzde 80'ini, kamu hariç istihdamın yüzde 57'sini, kurumlar vergisinin yüzde 80'ini karşılıyorlar. Tek kelime demeseler miydi?
Muhtıra vermekle suçlanıyor TÜSİAD'çılar, hadleri bildirilecekmiş. Jet hızıyla soruşturma açılmaz mı, açıldı. Eleştirdikleri şey başlarına dahi geldi.
Kim oluyorlar da iktidarı uyarmaya, yargıyı eleştirmeye cüret ediyorlarmış. Kimse uyarmasın; iktidar ve yargı, yanlış olsa bile bildiğini mi yapsın?
Eski Türkiye özlemi içindeymiş TÜSİAD ama o günler geçmiş, kimse kendini milli iradenin üstünde vesayet odağı gibi konumlandıramazmış. Siyasete karışacaksa parti kursun, seçimde karşılarına çıksınlarmış.
Lâ havle ya...
Sormazlar mı; sıkışınca ekonomiyi düzeltmek için neden TÜSİAD'a koştunuz o hâlde? İnsan Hakları Eylem Planı hazırlarken niye TÜSİAD'dan görüş, eleştiri aldınız?
Hem siyaseti etkilemeye, yönlendirmeye çalışmayacaksa bu STK'lar niçin var? Meselâ TÜGVA, TÜRGEV vesair siyasete karıştığında aynı şeyi onlara da söylüyor musunuz?
İNSAN HAKLARINI TÜSİAD'A SORAN SİZ DEĞIL MİYDİNİZ?
"İnsan hakları TÜSİAD'a sorulacak ha" başlığıyla, 27 Kasım 2020'de yazmıştım.
Cumhurbaşkanı, iş dünyası örgütlerinden yargı reformu için hazırlık yapmalarını istemişti.
TOBB ve MÜSİAD gibi, TÜSİAD da bu örgütler arasındaydı.
İnsan Hakları Eylem Planı da TÜSİAD'la görüşülecekti.
Oysa TÜSİAD, buraya gelineceğini çok önceden görmüş, iktidarı uyarmayı da denemişti.
Fakat ne zaman ağızlarını açıp haktan, hukuktan, demokrasiden bahsetmeye kalktılarsa hep işlerine bakmaları söylendi.
Azar işittiler, kötü niyetle suçlandılar, fena hırpalandılar.
Zora düşünce de görüşlerini sormak için kapıları çalınacak.
Tuncay Özilhan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olarak Mayıs 2019'da, iktidara şöyle seslenmişti:
"Dünyada yargının bağımsızlığında 111., kamu düzenlemelerine karşı yargıda hak aramada 109., basın özgürlüğünde 129. sıradayız. Bu nedenle diyoruz ki ekonominin düzelmesi için hukuk ve adalet sisteminin düzelmesi gerekiyor."
Yine ağzına tıkılmıştı reform çağrısı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cevabı ağırdı. Şöyle terslemişti:
"Buram buram demokrasi hazımsızlığı kokan, üstüne bir de Türkiye'yi karalamak için istatistik cinliğine başvuran konuşmasını üzüntüyle dinledim... Ben sizin 17 yıl önceki durumunuzu da biliyorum, bugünkü durumunuzu da. Yeri gelirse bunları da teşhir ederim ama şunu bilin ki Türkiye'yi dışarıdan vuranlar vurmaya çalışıyor ama içeriden vuranlara bunun hesabını sormasını da bilirim."
Bir yıl geçmeden TÜSİAD'ın sadece dediğine değil kapısına da geldi iktidar.
Demokrasi ve hukuk olmadan ekonominin toparlanmayacağını, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan duyar olduk.
Hak ve özgürlüklerdeki kötüleşmeler, iş dünyasını bire bir ilgilendiriyormuş, onların da işiymiş, anlamayan kalmadı.
İnsan Hakları Eylem Planı bile TÜSİAD'la görüşülmeden tamamlanamıyormuş meğer. İktidar gösterdi.
İKTİDAR TÜSİAD'IN KAPISINI YİNE ÇALMASIN DA
Yeni Başkan Orhan Turan, daha 2022'de enflasyonla büyüme modelini eleştirdiği, fakirleşerek büyüdüğümüzü söylediği, yanlış teşhis yüzünden ekonomik sorunların çözülemediğinden yakındığı zaman da iktidarın hışmına uğramıştı.
Sen misin, fikri sorulmadan aklınca uyaran, reform çağrısı filan yapan! Hedef olmasına yetmişti.
Orhan Turan, o gün de CHP ağzıyla konuşmak, yerli ve milli olmamak, bu işleri anlamamak, iktidara ders vermeye kalkmak ve haddini bilmemekle suçlanmıştı. Kim oluyordu! Bu kafayla giderse iktidarın kapısını bir daha çalamazdı.
"İktidar TÜSİAD'ın kapısını çalmasın da" başlığıyla, 16 Haziran 2022'de yazmıştım.
Orhan Turan'ı bugün yine halktan saymıyorlar. Kabak tadı verdi ama iktidarın mızıka takımı tekrarlamaktan usanmadı.Halk düşmanı elit, tepeden bakan seçkinci, çoğunluğu sömüren mutlu azınlıktanmış. Oysa bildiğiniz, Bayraktar kardeşler gibi iş hayatında başarmış bir Anadolu insanı.
TÜSİAD, ekonominin hangi çıkmaza sürüklendiğini baştan görüp iktidarı uyarmayı denediğinde, 3 yıl önce ne olduysa aynısı, hatta beteri oluyor.
Unutmasınlar ki o zaman TÜSİAD’ın sadece dediğine değil, kapısına da bir yıl içinde gelmişti iktidar.
Bugün kendilerine saklamalarını istedikleri görüşlerini sormak için, yarın yine TÜSİAD’ın kapısını çalmayacakları ne malum!
Kaynak: Karar