Tutuklu Furkan Gönüllülerinin Avukatları: Emniyet birçok hukuksuzluğa imza attı!

Adana Emniyetinde insanlık dışı işkencelere maruz kalan Furkan Gönüllülerinin avukatları, delil yetersizliğine rağmen tutuklu yargılamaları devam eden gönüllülerin son durumunu ve Sarısaçlı'nın ifadesini değiştirmesi sonrası dosyadaki detayları Furkan Tv özel yayınında anlattı.

Eklenme Tarihi: 19 Kas 2021
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Tutuklu Furkan Gönüllülerinin Avukatları: Emniyet birçok hukuksuzluğa imza attı!

Adana Emniyetinde insanlık dışı işkencelere maruz kalan ve yaklaşık 2 aydır tutuklu yargılanan Furkan Gönüllülerinin avukatları, 4 gönüllünün son durumunu ve Koray Sarısaçlı'nın ifadesini değiştirmesi sonrası dosyadaki detayları Furkan Tv özel yayınında anlattı.

Koray Sarısaçlı'nın daha önce verdiği ifadeyi değiştirmesi üzerine gönüllülere isnat edilen 'Silahlı yağmalama' iddiasının detayları üzerine konuşan avukatlar, bu süreçte emniyetin bir çok hukuksuzluğa imza attığını belirterek şu ifadeleri kaydetti:

"Pazartesi günü sabah saat 10.00 civarında savcılık kalemi tarafından arandık. Bu konuya ilişkin ben zaten bir açıklama yapmıştım ve müvekkillerimizin yeni bir suçlamayla haklarında soruşturma başlatıldığını öğrendik. Bu soruşturmanın da “Nitelikli yağma suçundan” dolayı, birden fazla kişiyle silahlı yağma suçuyla müvekkiller hakkında soruşturma başlatıldığını, müvekkillerden bu konuyla alakalı savcılığın ifade alacağını ve ifadeye gelmemiz gerektiğini izah ettiler.

Biz de avukat arkadaşlarımızla bunun üzerine adliyeye gittik. Tabii o arada müvekkiller SEGBiS ile bağlandılar. Savcı kendilerine Koray Sarısaçlı’nın ifadesini değiştirdiğini, ifadesinde kendisini kaçıran şahısların Yusuf ve Haydar olduğunu, bunu kesin olarak gördüğünü ifade etmiş ve kendisini kaçıran şahıslar tarafından zorla alıkonulduğunu, kendisini darp ettiklerini ve üzerinde bulunan cüzdan, kendisine yazılı bir çek, önemli evraklar, ev ve araba anahtarlarını ve bu kişilerin 300 lira paralarıyla beraber gasp ettiğini söylemiş ve kendisini geri bıraktıklarında sadece 300 lira parayı vermişler ama diğer eşyalarını almışlar. Aslında çelişkinin başı buradan başlıyor. Şimdi seni gasp için kaçıran birisi üzerindeki diğer eşyaları alıp paranı bırakır mı? Niye seni parayla bıraksın? Zaten çelişkinin başı burada.

Biz aslında dosyayı incelediğimizde dosyada nitelikli yağma suçuyla alakalı olarak konuşuyorum. Sadece mağdurun, müştekinin beyanlarından başka hiçbir somut delil olmadığını gördük ve bunu gördüğümüzde zaten şu kanaate vardık; müvekkiller üzerine yeni bir suç isnat edilmeye çalışılıyor ve emniyet tarafından ya da savcılık tarafından yeni bir suç yıkma girişimi var. İşin ilginç tarafı da şudur; Dosya kapsamı incelendiğinde dosyada müştekinin beyanlarından başka hiçbir delil yok ve yerleşik yargı içtihatları soyut beyanlarla mahkûmiyet kararı verilemeyeceğini açıkça ifade ediyor.

Mesela Koray Sarısaçlı, Yusuf Tapan ve Haydar Akoraler hakkında ilk ifadesinde: “Hiçbirinin yüzünü görmediğini” ifade etmiş, konuşmasında her kişinin yüzünün maskeli olduğunu söylemişti. Sonraki değiştirdiği ifadesinde diyor ki; Yusuf’un yüzü açıktı ve Yusuf’un yüzünü gördüm, öteki de Haydardı. Çelişki buradan başlıyor. Hani hepsi maskeli idi? Sonrasında çıkıyor ve diyorsunuz ki: Yusuf’un yüzünü gördüm, Yusuf’un yüzü açıktı.

Gelelim Emrah ve Erdal’a… Erdal ve Emrah hakkında ise müştekinin hiçbir beyanı yok. Ne ilk ifade vermesinde ne de sonraki ifade değiştirdiği süreçte ne Erdal ne de Emrah hakkında müştekinin hiçbir beyanı yok. “İşte beni Emrah ve Erdal kaçırdı, bunlar da vardı, bunlar da olaya dahildi, bir şekilde yardım etti…” gibi hiçbir beyanı yok.

Şunu da söyleyeceğim; emniyetin yaptığı bir hukuksuzluğu daha anlatmak istiyorum. Erdal Bey’in aracı suça karışan araç olarak nitelendiriliyor ve emniyette Erdal Bey’in aracı yapılan incelemeler sonucunda, kendisi serbest bırakıldıktan sonra polis memurları Erdal Bey’e teslim etmek istiyor ve teslim tutanağı düzenliyorlar. Hukuki olması açısından usulen bir teslim tutanağı düzenleniyor ve bu teslim tutanağında emniyet Erdal Bey’e eksiksiz aldım diye imza attırmak istiyor. “Aracı tam ve eksiksiz aldım.” diye imza attırmak istiyor. Erdal Bey ise “Ben aracı görmeden tam ve eksiksiz diye imza atmam, aracı görmem gerekiyor.” diyor. Polis memurları da Erdal Bey’i aracın başına götürerek inceletmek istediğinde, Erdal Bey, polis memurlarının sol şoför koltuğunun başlığını ve bagaj havuzunun emniyet tarafından alındığını görüyor ve bunun üzerine diyor ki:

“Siz bagaj havuzunu ve şoför koltuk başlığını almışsınız ama bana tutanağı ‘tam ve eksiksiz aldım.’ olarak imza attırmak istiyorsunuz. Ben bunu bu şekilde imzalamam, bunun altına kayıt düşerim.” diyor ve kendisi tutanağı kayıt düşerek imzalıyor. Kolluk, şayet arabada bir delil varsa, bir inceleme yapmak istiyorsa onun üzerinden bir örnek alır; adli tıpa götürür ve adli tıp da bunu inceler. İnceleme sonucunda bir kanaate varır ve bunu kararlaştırır. Usul bu şekilde yürür. Biz kolluğun o parçaları almasındaki amacın aslında sonradan ortaya var olmayan, ortada olmayan bir delil çıkartma amacı içerisinde olduğunu ve kötü niyetli olduğunu anlıyoruz."

HABER VİDEOSU: