Yıllar önceydi, ekonomide yaşanması muhtemel senaryoları anlatıyordum: “Abi senin Erdoğan düşmanlığın bu kara senaryoları çizmene neden oluyor” demişti arkadaş…
O zaman yeniden ama yine yeniden yazayım:Mesele ne iktidar ne de muhalefettir. Tek derdimiz güzel ülkemizdir…Evlatlarımızın, torunlarımızın güzel bir gelecek bulmalarıdır derdimiz.
Bu ülkemi KİŞİ PEŞİNDE KOŞACAK kadar az sevmiyorum.
Yıllar sonra arayıp “Abi batıyorum, ne yapayım” diye sormuştu aynı kişi.
Şimdi biz soralım:
2018-2023 Başkanlık dönemi: İstihdam 2 milyon 342 bin kişi arttı (Çalışabilir nüfusun %3,6’sı).
2013-2018 arası 5 yıllık dönem: İstihdam 4 milyon 853 bin kişi artmıştı (Çalışabilir nüfusun %8,0’i)
2008-2013 arası 5 yıllık dönem: İstihdam 4 milyon 328 bin kişi artmıştı (Çalışabilir nüfusun %7,8’i)
Eğer ülkemiz maceracı bir yönetime gitmeseydi, yani reel yönetilseydi çalışabilir nüfusun en azından yüzde 7,8’i olan 5 milyon 90 bin kişi istihdam edilecekti. KÖTÜ YÖNETİMDEN DOLAYI 2 milyon 750 bin kişi iş bulup çalışamadı.
Bu vebali kim ödeyecek? Hangi ümmet bunun hesabını verebilecek? Maaşı garanti camilerdeki vaaz görevlileri bu yönden hiç düşünüyorlar mı?
Birileri çıkıp o imama “göster maaşını” derse ne olacak?
2018-2023 Başkanlık dönemi: İstanbul’da fiyatlar %347,7 gıda fiyatları ise %395,0 arttı.
2013-2018 arası 5 yılda ise İstanbul’da fiyatlar %54,2 ve gıda fiyatları da %57,7 artmıştı.
2008-2013 arası 5 yılda ise İstanbul’da fiyatlar %49,9 ve gıda fiyatları da %59,1 artmıştı.
Neden İstanbul’u verdik? Çünkü enflasyonda TÜİK bilgileri çok şaibeli…
Başkanlık sistemi öncesi 5 yılda %50 artan fiyatlar Başkanlık sistemi ile 5 yılda %350 artınca sorun olmuyor mu? Hayat pahalılığı kriz değil midir?
Hayat pahalılığından kim sorumlu olabilir?
2018-2023 Başkanlık dönemi: Son 5 yılda iç borçlanmaya 757 milyar TL ve dış borçlanmaya 205 milyar TL ile bütçeden toplam 962 milyar lira faizi kim ödedi?
2013-2018 arası dönemde bütçeden ödenen faiz ödemesi 252 milyar liraydı.
Son 5 yılda faiz ödemesini 3,8 kat kim nasıl artırdı?
Bu ülkeyi bu faiz batağına hangi akıl soktu?
Son 4 yılda fakir sayısı 9 milyon 690 binden 11 milyon 163 bine çıktı. Bunun vebalini nasıl taşıyacağız?
Fakirliğin arttığı bir ülkede Millet mi ya da Ümmet mi kurtulmuş olacak?
Bu ülkeden iyi eğitimliler gidiyor. Bu ülkeye savaşçı nitelikte Afgan ağırlıklı Ortadoğu ve Afrika’dan bilinçli bir göç programı uygulanıyor. Yani içten içe yok oluyor, eriyoruz.
Ülkeyi düşünmek yerine kendi dar çevresini düşünenler mi bu vatanı seviyor? Ya da kendi ülkelerinde bile oy kullanamayanlara parayla oy verme hakkı satıp, bu vatanın bekasını onlara vermek mi vatanseverlik?
Ekonomimiz 2016’dan beri düzelmiyor ama daha kötüsü önümüzdeki günlerde gelecek. 2022 yılından beri bir sanal refah yaşıyoruz. Ucuz krediye dayalı aşırı tüketim refahında sınırları zorluyoruz.
İthalat patladı, ihracat artmıyor. Döviz açığımız had safhada ama döviz alabileceğimiz yerler de yok.
Putin bizi ne karşılığı ve ne kadar daha ayakta tutacak?
Erdoğan’ın Biden ile görüşmesinden sonra Afganlılara açılan sınırlarımız size bir şey ifade ediyor mu?
Yani diyeceğim o ki, yaşadığımız ekonomik çıkmaz Türkiye için zaten bağımsızlık ve beka sorunu haline gelmiştir. Bu sizi hiç dertlendirmiyor mu?
Bu ülkenin uzmanları ülke düşmanı değildir. Bu zihniyet bile bu ülkenin çöküşüne zemin hazırlar.
Doktor bile dövebilecek kadar şımarmış ise bir kesim işimiz feci demektir.
Onlar başkaları değil, sizin bizim evlatlarımız-yakınlarımız.
Bi kendimize gelelim. Ne yaptığımızı ve güzel ülkemizi nereye getirdiğimize bakalım. Ülkemiz Venezuela olma yolunda hızla ilerliyor. Bunu ya durdururuz ya da çöker gideriz.
Bu o kadar belli ve kesin ki… Korkumuz ondandır.