Uluslararası Af Örgütü'nün bugün yayımladığı rapor, "Savaş bölgesine gönderildiler: Türkiye'nin Suriyeli mültecileri yasa dışı biçimde sınır dışı etmesi" başlığını taşıyor.
Af Örgütü, raporun, Temmuz ayından bugüne çok sayıda kişiyle görüşülerek hazırlandığını açıkladı.
Raporda, Türk polisinin bazı Suriyeli mültecileri döverek ya da tehdit ederek, gönüllü olarak ülkelerine dönmek istediklerini deklare ettikleri formlar imzalamaya zorladığı iddia ediliyor.
Kaç Suriyeli mültecinin bu belgeleri imzalayarak ülkelerine döndüklerine dair resmi bir veri yok.
Af Örgütü'nün tahminine göre ise son aylarda muhtemelen "yüzlerce" kişi bu şekilde Suriye'ye döndü.
Raporda, Af Örgütü'nün en az 20 kişinin zorla sınırdışı edildiğini belgelediği bilgisi de yer alıyor.
Af Örgütü, Türk yetkililerin, Suriye'ye dönenlerin hepsinin bunu gönüllü yaptıklarını iddia ettiklerini ve dönenlerin sayısını 315 bin olarak açıkladıklarını kaydediyor.
'Cömertlik, bahane olarak kullanılmamalı'
Uluslararası Af Örgütü'nün Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Anna Shea, Türkiye'nin 8 yıldan uzun süredir 3 milyon 600 binden fazla Suriyeliyi ağırladığı için takdiri hak ettiğini ancak bu cömertliği, uluslararası hukuka da aykırı şekilde insanları sınırdışı edip aktif savaş bölgesine göndermek için bahane olarak kullanamayacağını söyledi:
"Türk yetkililer, insanları zorla Suriye'ye göndermeyi durdurmalı ve bu şekilde sınırdışı edilenlerin yeniden güvenli bir şekilde Türkiye'ye girebilmelerini, gerekli hizmetlere yeniden erişebilmelerini temin etmelidir."
Uluslararası Af Örgütü geçen hafta da, Türk ordusunun ve Türkiye destekli Suriyeli silahlı grupların Barış Pınarı Harekâtı sırasında savaş suçları işlediğini ve buna ilişkin kanıtlar topladığını iddia etmişti.
İşlendiği öne sürülen savaş suçları arasında, yerleşim birimlerine yönelik orantısız hava ve havan topu saldırıları düzenlenmesi ile bir fırın ile okulun bombalanarak aralarında çocukların da olduğu bazı sivillerin ölümüne neden olmak da vardı.
Deutsche Welle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da yabancı basın mensuplarıyla düzenlediği toplantıda konuyla ilgili bir soruya; Suriye Milli Ordusu içinde bu tür hataları yapanların bulunduğu, ordunun konuyu araştırdığı ve istihbarat yöntemleri ile sorumluların bulunacağı yanıtını verdiğini bildirmişti.