Filistin’de bir araya gelen çeşitli insan hakları kuruluşlarının temsilcileri, İsrail’in “Apartheid” rejiminin sona erdirilmesi için uluslararası kamuoyuna çağrı yaptı.
Aralarında İnsan Hakları Gözlemevi (HRW), Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları Uluslararası Federasyonu’nun (FIDH) yetkilileri, Filistinli sivil toplum kuruluşu El-Hak’ın Ramallah’taki merkezinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya HRW Program Direktörü Sari Bashi, Af Örgütü’nün Kampanya ve Hukuk Direktörü Nathalie Godard, FIDH’in Onursal Başkanı Suheyr Bilhasen, FIDH Yardımcı Direktörü Alexis Deswaef ve El-Hak’ın Genel Direktörü Şavan Ceberin katıldı.
İnsan hakları kuruluşlarının yetkilileri, yaptıkları ortak açıklamada, İsrail’in 18 Ağustos’ta Filistinli STK’ların ofislerini “terör örgütü listesine alındıkları” gerekçesiyle basarak kapılarına mühür vurmasını, “Eleştirel faaliyetleri durdurma ve Filistinlileri daha fazla susturma girişimi” olarak değerlendirdi.
“Uluslararası Toplum Harekete Geçmeli”
Açıklamada, söz konusu STK’ların, “istismarcı ve sürekli işgale, toprak ilhakına, dokunulmazlığa ve Apartheid rejimine karşı” Filistinli ortaklarıyla dayanışmak ve Filistin sivil toplumuna verdiklerini desteği göstermek için bir araya geldiği vurgulandı. “Apartheid” ve zulmün, insanlığa karşı suçlar olarak cezalandırılma kapsamında olduğu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) yargı yetkisine girdiğine işaret edilen açıklamada, “Dünya devletleri, Filistin’deki insan haklarını korumak ve İsrail’in apartheid rejimini ortadan kaldırmak için harekete geçmelidir.” ifadelerine yer verildi.
Burada konuşan Af Örgütü yetkilisi Nathalie Godard, İsrail’e, Filistinli sivil toplum kuruluşlarına yönelik “terörizm” suçlamasını kaldırma çağrısı yaparak, “Filistin sivil alanının bastırılması apartheid sisteminin bir parçasıdır.” dedi.
Godard, ayrıca, İsrail’in herhangi bir suçlama ya da yargılama olmaksızın “idari tutukluluk” kapsamında alıkoyduğu Filistinli insan hakları savunucusu Salah Hammuri’yi “derhal serbest bırakmasını” istedi.
İsrail, Filistinli 7 STK’nın Kapısına Mühür Vurmuştu
İsrail ordusu 18 Ağustos’ta, işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah ve El-Bire kentlerinde 7 Filistinli STK’nin ofislerini “terör örgütü listesine alındıkları” gerekçesiyle basmış ve bu kurumların kapılarına mühür vurmuştu.
İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, STK’ların İsrail’de terör örgütü kabul edilen Filistin Halk Kurtuluş Cephesi adına faaliyet yürüttüğü, finansman ve eleman sağladığı gerekçesiyle kapatıldığı iddia edilmişti.
Bu kurumlar: İnsan Hakları İçin Hukuk El-Hak, Damir Esirleri Koruma Kurumu, Bisan Araştırma ve Kalkınma Merkezi, Samidun Filistinli Esirleri Savunma Ağı, Tarımsal Çalışma Komiteleri Birliği ve Uluslararası Çocuk Haklarını Savunma Hareketi Filistin Şubesi. Ayrıca daha önceden listeye alınmamış ancak hakkında kapatma kararı bulunan Sağlık İşleri Komitelerinin ofisleri de basıldı.
İsrail Yeterli Delil Sunamadı
İsrail Adalet Bakanlığı, Ekim 2021’de uluslararası itirazlara rağmen 6 Filistinli STK’yı Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne finansman sağladıkları gerekçesiyle “terör örgütü” ilan etmişti.
Almanya, Fransa, İspanya, Belçika, İsveç, Hollanda, İtalya ve İrlanda, İsrail’in söz konusu kuruluşlar hakkında ileri sürdüğü terör suçlamasında yeterli delil sunamadığını belirterek, söz konusu Filistinli STK’lara mali destek sağlamaya devam edeceklerini açıklamıştı.
İsrail’e Yönelik “Apartheid” Suçlamaları
Uluslararası Af Örgütü’nün Şubat 2022’de yayımladığı ve İsrail’in Filistinlilere karşı kurumsal ve sistematik “apartheid” rejimi uyguladığını öne süren rapor, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı.
Uluslararası Af Örgütü’nün raporu, İsrail’in “Filistin topraklarına ve mallarına kapsamlı şekilde el koyma, yasa dışı öldürmeler, zorla nakil, şiddetli hareket kısıtlamaları, idari gözaltı ve Filistinlilerin vatandaşlık hakkından mahrum edilmesi” gibi uygulamalarını örneklerle ortaya koyarak, bu sistemin Roma Statüsü ve Apartheid Sözleşmesi’nde insanlık suçu olarak tanımlanan apartheid uygulamasını destekleyen ihlaller içerdiğini savunuyordu.
İsrail daha önce de apartheid uygulamakla itham edilmişti. İsrail’in önde gelen insan hakları grubu B’Tselem, 2021’de yayımladığı bir raporda Filistinliler üzerinde apartheid uygulamasına varan bir “Yahudi üstünlüğü rejimini” tanımlayan bir rapor yayımlamıştı. Bir başka İsrailli grup olan Yesh Din, “Batı Şeria’da insanlık suçu olan apartheid uygulanıyor.” şeklinde hukuki bir görüş bildirmişti.
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “Bir Eşik Geçildi” başlıklı raporunda, İsrail makamları tarafından yürütülen belirli eylem ve politikaların uluslararası hukukta tanımlandığı şekliyle apartheid ve zulüm suçları olup olmadığını değerlendirmişti.
Haziran 2021’de, eski BM Başkanı Ban Ki-moon, İsrail’in Filistinlilere apartheid uyguladığını öne sürmüştü. Geçtiğimiz yıl, BM bünyesindeki 47 bağımsız insan hakları uzmanı, İsrail’in Filistin topraklarını yasa dışı bir şekilde ilhak etme planlarının, “21. yüzyılda bir apartheid vizyonu” oluşturacağını belirtmişti.