"İsrail devleti, 1948 yılındaki kuruluşundan 70 yıl sonra, bugün, yeni bir yasa çıkararak kuruluş felsefesindeki eşitlik prensibini milliyetçilik ve ırkçılıkla değiştirdi. Şimdi ülkedeki Arap nüfusu ikinci sınıf vatandaşlar olarak kabul eden bir yasamız var. Bu "apartheid'ın (ırk ayrımcılığı) çok açık bir türü. Bugün İsrailli olduğum için utanıyorum."
Bu sözler dünyaca ünlü İsrailli piyanist, orkestra şefi, aktivist Daniel Barenboim'e ait.
La Scala ve Berlin Devlet Operası gibi dünyanın en büyük operalarının müzik direktörlüğünü yapan, Filistinli düşünür Edward Said ile birlikte Batı - Doğu Divanı Orkestrası'nın kurucusu Barenboim, Haaretz gazetesi için kaleme aldığı makalede İsrail parlamentosunda onaylanan Yahudi Ulus devlet tasarısını sert ifadelerle eleştirdi.
Bağımsızlık bizi 'Yahudi'lik'ten 'İsrailli'liğe taşımıştı
Barenboim, makalesine, 2004 yılında Parlamento'da İsrail devletinin bağımsızlık ilanı ile ilgili yaptığı bir konuşmada işgalci İsrail'in bağımsızlığını, kendilerini Yahudilikten İsrailliliğe taşıyan ideallerin ilham kaynağı olarak gördüğü yönündeki sözlerini hatırlatarak başladı.
Barenboim, Bağımsızlık Bildirgesi'nin özgürlük, adalet ve barış kavramları üzerinde kurulu bir İsrail'in din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm vatandaşlarının siyasal ve toplumsal haklarının tamamen eşitliğini garantilemesini sağlayacağını düşünmüş olduğunu belirtti.
Yeni yasayla kendi kaderini tayin hakkı sadece Yahudilere tanınıyor
Ünlü müzisyen, İsrail Parlamentosu'nda geçtiğimiz hafta onaylanan ve ülkede kendi kaderini tayin etme hakkının sadece Yahudilere ait olduğunu vurgulayan yeni ulus yasasının bağımsızlık bildirgesiyle çeliştiğini ifade etti.
Barenboim, dinsel ve etnik referanslardan kaçınılan vatandaşlık din, etnisite ve cinsiyet ayrımına tabi tutulmadan eşitlik ilkesi etrafında kurgulanan ilkelerin 70 yılın sonunda ırkçılık ve milliyetçilikle değiştirildiğini savundu.
Daniel Barenboim, "Yeni yasa kendi kaderini tayin etme hakkın sadece Yahudilere ait bir hak olarak düzenliyor.Bu beni derin bir üzüntüye sevk ediyor. Bugün bağımsızlık deklarasyonunda vaat edilenlerle İsrail'in bugünkü gerçekleri arasında telafi edilemez bir farkı inkar edebilir miyiz?" ifadelerini kullandı.
Tasarı Filistinlilerin varlığını inkar ettiği için eleştiriliyor
Yahudi ulus devlet yasa tasarısı halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları yasayla hükme bağlayacağı yönünde eleştiriliyor.
Tasarıyla Arapça resmi dil olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Bununla birlikte tasarının en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor: "Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır ve İsrail'in başkenti Kudüs'tür."
Tasarıda "İsrail tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi anavatanıdır" denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve hakları da görmezden gelinmiş oluyor.