Ürdün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sınırdaki Ürdün Vadisi’ne (Ağvar) yaptığı “baskını” kınadı.
Netanyahu 11 Eylül’de İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile 8 Eylül’de 3 İsraillinin öldürüldüğü Kral Hüseyin Sınır Kapısı ve Ürdün sınırındaki Ürdün Vadisi (Ağvar) bölgesinde incelemelerde bulunmuştu.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı da Netanyahu ve bakanının söz konusu Ağvar bölgesine gitmeleri üzerine yazılı açıklamada bulundu.
“İsrail Başbakanı ve Maliye Bakanının işgal altındaki Filistin Ürdün Vadisi’ne baskınını kınıyoruz.” ifadelerine yer verilen açıklamada, Netanyahu’nun bölgede yaptığı ve İsrail’in işgal altındaki Filistin toprakları üzerindeki kontrolünü genişletmeyi amaçlayan açıklamaları da “yanlış iddialar” şeklinde tanımlanarak kınandı.
Açıklamada, “İsrail’in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde egemenliği olmadığı” vurgulanarak, uluslararası topluma yasal ve ahlaki sorumluluklarını üstlenerek, İsrail’i ve aşırılık yanlısı hükümetini Gazze’ye yönelik saldırganlığını ve Batı Şeria’daki gerilimi durdurmaları yönünde adım atmaları çağrısında bulunuldu.
Netanyahu Ağvar bölgesinde incelemelerde bulunmasının ardından, Ürdün üzerinden işgal altındaki Batı Şeria ve İsrail’in kentlerine silah ve “terörist” olarak nitelediği insan kaçakçılığının arttığını savunarak, bunu durdurmak için tüm taraflarla işbirliği yaptıklarını söyleyerek şunları kaydetmişti:
“Burada kaçakçılık girişimlerine karşı sağlam duvar inşa etmek için çalışacağız, bunu da komşularımızla koordineli olarak yapıyoruz. Bu sınırların barış ve güvenlik sınırları olarak kalmasını sağlamak bizim için önemli.”
İsrail ile Ürdün, 1994 yılında “Vadi Araba Anlaşması” olarak isimlendirilen barış anlaşmasını imzalamıştı.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, 13 Ağustos’ta İran Devrim Muhafızlarının Ürdün’e, oradan da Batı Şeria’ya silah ve para kaçırmak için Lübnan’daki Hamas ile işbirliği yaptığını iddia ederek Ürdün sınırına hızlı şekilde duvar inşa edilmesi çağrısı yapmıştı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise İsrailli Bakan’a şu ifadelerle cevap vermişti:
“Ürdün’ü hedef alan aşırılık yanlısı İsrailli yetkililerin yaydığı yalanlar, uydurma iddialar, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası hukuku ve Filistin halkının haklarını ihlal etmesi, İsrail’in bölgenin güvenliği ve istikrarı için en büyük tehdit olduğu gerçeğini gizleyemeyecek.”