Uygur Babanın Feryadı: İmanım Olmasa İntihar Ederdim

DOĞU TÜRKİSTANLI ÖMER FARUK (32): 4 YIL ÖNCE EŞİM VE 2 KIZIMLA GELDİM, ORADA KALAN 2 KIZIMDAN HABER ALAMIYORUM.

Eklenme Tarihi: 12 Kas 2021
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Uygur Babanın Feryadı: İmanım Olmasa İntihar Ederdim

ANNEM HAYATTA MI, BİLMİYORUM

“ÇİN yasalarına göre iki çocuktan fazlasının yasak olması sebebiyle 4 çocuğumdan sadece ikisine pasaport çıkarabildim. Abilerim diğer kızlarımı arkamdan gönderecekti, ama ben Türkiye’ye geldikten sonra ailemle iletişimim tamamen kesildi. 67 yaşındaki tekerlekli sandalyeye bağlı annemin hayatta olup olmadığını bilmiyorum.”

İMANIM OLMASA İNTİHAR EDERDİM

“İMANIM olmasaydı intihar ederdim. Kızlarımı çok özledim. Evlat acısı çok zormuş. Aldığım haberlere göre, kayınvalidemi, kayınpederimi ve iki abimi toplama kampına götürmüşler. Sebep, kayınvalidem ve kayınpederimin namaz kılmaları. Çin, ailemizi paramparça etti.”

Uygur Babanın Feryadı

32 yaşındaki Uygur Türkü Omer Faruh, 2017 yılında Çin’den, Türkiye’ye gelirken 2 kızını ve bütün akrabalarını arkasında bırakmak zorunda kalmış ve 4 yıldır kızlarından haber alamıyor.

Uygur Türkleri ve diğer azınlıklar Çin’de maruz kaldıklarını söyledikleri insan hakları ihlâlleri sebebiyle başka ülkelere göç ediyorlar. 32 yaşındaki Omer Faruh, 2017 yılında Çin’den, Türkiye’ye eşi ve 2 kızı ile gelirken diğer 2 kızını ve bütün akrabalarını arkasında bırakmak zorunda kalmış. VOA Türkçe’ye konuşan Uygur Türkü Faruh, yaşadıkları sorunların Çin’in 2016 yılında Doğu Türkistanlılar’ın pasaportlarına el koymak istemesiyle başladığını söylüyor.

“4 yıldır kızlarımdan haber alamıyorum”

Çin yasalarına göre iki çocuktan fazlasının yasak olması sebebiyle 4 çocuğundan sadece ikisine pasaport çıkarabildiğini ifade eden Faruh, 2016 yılında işleri sebebiyle Suudi Arabistan’da bulunduğu sırada eşinin kendisini aradığını ve Çin polisinin pasaportlarını almak için eve geldiğini söylemiş. Bu haberin kendisini çok tedirgin ettiğini belirten Faruk, olayın devamında yaşananları şöyle aktarıyor: “Eşimin ve çocuklarımın da pasaportlarına el koyabilirler diye düşünerek eşimden, polislere pasaportları daha sonra getireceğini söylemesini istedim. Polisler bu teklifi kabul edip gittiğinde de eşimi ve çocuklarımı ülkeden çıkarmak istedim. Maalesef Çin yasalarına göre iki çocuktan fazlası yasaktı. O yüzden iki kızımın pasaportu vardı. Diğer iki kızıma ise pasaport alamamıştım ve maalesef onları orada bırakmak zorunda kaldım. Abilerim, kızlarımı arkamdan gönderecekti ama ben Türkiye’ye geldikten sonra ailemle iletişimim tamamen kesildi. O yüzden dört senedir hâlâ kızlarımın sesini duyamıyorum. 67 yaşındaki tekerlekli sandalyeye bağlı annemin, hayatta olup olmadığını bilmiyorum.”

Uygur Türkleri asimile ediliyor - Yeni Şafak

‘Akrabalarım toplama kamplarında’

Çin aleyhinde herhangi bir açıklama ya da eylemde bulunmadıklarını kaydeden Faruh, durum karşısında çok şaşkın olduğunu ifade etti: “Suudi Arabistan’da okurken ya da Türkiye’de yaşarken Çin’e karşı hiçbir örgüte katılmadım. Çin’e karşı hiçbir şey söylemedim. Abilerim de sadece ticaret yapan ve Çin’e karşı hiçbir şey yapmayan insanlardı. Böyle insanlar olmamıza rağmen karşılaştığımız durum bu. Çin, ailemizi paramparça etti. Sadece ben yurtdışında kaldım. Abilerim, akrabalarım şu anda orada toplama kamplarında ya da zindanlarda. 5-6 yaşındaki çocuklarımın ne suçu var? Çin, neden onları bana geri vermiyor?”

Allah’a inanmasaydım çoktan intihar edecektim

Omer Faruh, Türkiye’de bir çocukları daha dünyaya gelmesine rağmen yaşadıkları travmayı atlamadıklarını ve ailece psikolojilerinin bozulduğunu belirtti: “Gerçekten çok zor durumdayız. Eşimin psikolojisi bozuldu, benimle konuşmaz oldu. Geceleri hep ağlıyor. Büyük kızım da olanlardan çok etkilendi. Bana sürekli kardeşlerimize ne zaman kavuşacağız diye soruyor. Gerçekten bir baba olarak çok zor durumda kaldım. Eğer imanım olmasaydı, Allah’a inanmasaydım çoktan intihar edecektim. Kızlarımı çok özledim. Başka bir acı olsa insan belki dayanabilir ama evlat acısı çok zor bir acıymış. Bunu sadece benim gibi yaşayanlar anlayabilir. Büyük kızım etkilenmesin diye kendi acı mı onlara hissettirmemeye çalışıyorum ama geceleri beni de uyku tutmuyor.” Omer Faruh son olarak, “Ümidimi kesmiyorum. İnşallah kızlarıma kavuşacağım. Bütün dünyadan yardım talep ediyorum. Bizleri kendi yerlerine koyup empati kurmalarını, benim acımı anlamalarını ve yardım etmelerini istiyorum” diyerek sözlerini tamamladı.