Uyuşturucuda '1 Numara' olduktan sonra harekete geçiliyor

Türkiye uyuşturucuda utanç verici dünya birinciliğinin ardından harekete geçiyor. gençleri madde bağımlılığı bataklığından korumak için eğitim seferberliği başlattı

Eklenme Tarihi: 28 Haz 2017
13 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Uyuşturucuda '1 Numara' olduktan sonra harekete geçiliyor

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Bonzai başta olmak üzere gençler arasında kullanımı artan sentetik uyuşturuculara karşı, devletin top yekun seferberlik içinde olduğunu belirterek ailelerin, çocuk-larının bonzai ve uyuşturucu madde kullandığını nasıl tespit edebileceğini ve nelere başvurabileceğini ayrıntılarıyla an-lattı. Yılmaz'ın verdiği bilgilere gore, devlet, uyuşturucu ile mücadele eylem planı ile terör örgütü PKK'yla olduğu gibi hayatın her alanındaki uzman kadrosuyla mücadele ediyor. İşte Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz'ın sorularımıza verdiği cevaplar:

DEVLET SEFERBERLİK İLAN ETTİ

Türkiye'de, bonzai ve uyuşturucu kullanımıyla ilgili Bakanlığınızın ve irtibatlı olduğunuz birimlerle nasıl bir mücadele veriliyor?

2014 yılında özellikle sentetik kannabinoidlerin gençler arasında yayılma eğilimine girmesiyle birlikte halk sağlığının yanı sıra huzur ve güvenliği de tehdit eden bu soruna yönelik mücadelede yöntem değişikliğine ihtiyaç duyulmuştur. Sorunun sadece polisiye tedbirlerle çözümlenemeyeceğinden hareketle bu soruna çok paydaşlı multidisipliner bir yak-laşımla en üst düzeyde kararlılıkla müdahale edilmesi kararlaştırılmıştır.

2014 yılına kadar İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığına bağlı Türkiye Uyuştu-rucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) koordinasyonunda yürütülen uyuşturucuyla mücadele çalışma-ları Başbakanlık genelgesiyle çok daha güçlü bir yapıya kavuşturulmuştur. Yapılan ve yürütülen her çalışma bilimsel temellere oturtularak siyaset üstü bir yaklaşımla tüm topluma hitap edecek şekilde planlanmıştır.

13 Kasım 2014 tarihli ve 29174 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2014/19 sayılı "Uyuşturucu ile Mücadele" Başbakan-lık Genelgesi ile oluşturulan bu yeni yapıya resmiyet kazandırılmıştır. Genelge ile Başbakan yardımcısı başkanlığında ilgili 8 bakanın (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Adalet Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı ile Sağlık Bakanı) katılımlarıyla Uyuşturucuyla Mücadele Yüksek Kurulu oluşturulmuştur. TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Vural Kavuncu başkanlığında yine ilgili 8 bakanlığın müsteşar yardımcılarının yanı sıra Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) temsilcilerinin katılımlarıyla benim başkanlığını yaptığım Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu, sahalarına giren konuların teknik kısımlarını çalışmak üzere ilgili bakanlıkların uzmanlarının katılımı ile de Uyuşturucu ile Mücadele Teknik Kurulu oluşturulmuştur. Ayrıca çalışmaların il düzeyinde yürütülmesini sağlamak üzere vali/vali yar-dımcısı başkanlığında İl Uyuşturucuyla Mücadele Koordinasyon Kurulları oluşturulmuştur. Oluşturulan bu yeni yapının koordinasyonu, merkezde Sağlık Bakanlığına illerde ise halk sağlığı müdürlüklerimize verilmiştir.

Kurumlar arası işbirliği neticesinde oluşturduğumuz 2015 Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı yayımladı ve konu-ya ilişkin çalışmalar seferberlik anlayışı ile sürdürüldü. Uyuşturucuya ilişkin toplumumuzda oluşan duyarlılığa hızla cevap verecek faaliyetleri öncelikli olarak hayata geçirilmiştir. 2015 Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planından devam edecek faaliyetlere yeni strateji ve faaliyetlerin de eklenmesi ile oluşturulan, Ulusal Uyuşturucu ile Mücadele Eylem Planı (2016-2018) yürürlüğe konulmuştur.

Öncelikle uyuşturucuya ilişkin toplumumuzda oluşan duyarlılığa hızla cevap verecek faaliyetler hayata geçirilmiştir. Başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun uyuşturucudan korunması için, özellikle okul, aile, sokak düzeyinde alınacak önlemler ve toplum geneline yönelik çalışmalar önceliklendirilmiştir. Vatandaşlarımızın, kamu kurum ve kuru-luşlarından destek alabileceği, kolay ulaşabileceği ve bu sorunla mücadelede devlet mekanizmalarını yanında hisset-mesini sağlayacak çözüm odaklı çalışmalar hızla hayata geçirilmeye başlanmıştır.

İlgili Eylem Planları kapsamında Bakanlığımız tarafından;

- Birinci basamak sağlık hizmetlerinde görev yapan aile hekimlerinin uyuşturucu kullanımı ya da bağımlılığı olan bireyler ve yakınlarına gerekli müdahaleleri yapabilecek donanıma sahip olmalarını sağlamak amacıyla "Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı" hazırlanmıştır. Bu eğitim programı çerçevesinde 81 ilimizin eğitimci eğitimleri tamamlanmış olup 81 ilden 19.187 aile hekimimize eğitimler verilmiştir. Aile hekimlerimizin, sorumlu olduğu nüfusa erken tanı ve danışmanlık hizmeti sunması, uygun hastaların (yüksek bağımlı olmayan) ayakta tedavilerini sürdürmesini sağlanmış-tır.

- Psikiyatri kliniklerinin kapasitesinin güçlendirilerek uyuşturucu bağımlılarının tedavi sürecinde daha etkin rol alma-larını sağlamak için 742 erişkin ve çocuk-ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzman hekime bağımlılıkla ilgili hizmet içi eğitimler verilmiştir.

- Bağımlı hastalara yönelik acil durumlarda müdahalede bulunan hastane acil çalışanları ve 112'lerde görevli per-sonellerimize yönelik hizmet içi eğitimler vermeye devam edilmektedir. Bu kapsamda 4860 hekim ve 155 hekim dışı sağlık personeli olmak üzere toplam 5015 sağlık çalışanına eğitim verilmiştir.

- ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattının hizmete açtık. Danışma hattı, uyuşturucu ile ilgili danışma ve destek hizmetlerinin doğrudan verildiği, arayan kişinin ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirmelerin yapıldığı 7/24 esasına göre hizmet veren bir çözüm merkezi olarak hizmet sunmaktadır.

- Tedavi merkezlerinin etkinliğinin arttırılması ve tedavi hizmetlerinin güçlendirilmesi amacıyla, Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM) ve Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezlerinin (ÇE-MATEM) sayı ve kapasitelerini artırmaya devam ediyoruz. Bu amaçla ayaktan ve yataklı tedavi hizmeti sunan merkez-lerin sayılarını artırdık ve artırmaya devam ediyoruz. 2015 Acil Eylem Planı öncesinde toplam 33 olan tedavi merkezi sayısını, bugün itibarıyla 93'e yükselttik.

Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye Yeşilay Cemiyeti işbirliğinde bilimsel temelli yaklaşım ile profesyonel bir uzman kadro tarafından her yaş seviyesine özel modüllerden oluşan Türkiye Bağımlılıklarla Mücadele Eğitim Prog-ramı hazırlandı. Bu program kapsamında yürütülecek eğitimlerde görev almak üzere 28.325 rehber öğretmene eğitim verildi ve bu öğretmenlerimiz saha eğitimcisi olarak görevlendirildi. Eğitim alan rehber öğretmenler; örgün eğitimin her kademesinde yer alan öğrencilerin yanı sıra, öğretmenlere, velilere ve toplumun diğer kesimlerine uyuşturucu bağımlılı-ğını önlemeye yönelik eğitimler verdi.

Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından öğretmenler dışında okullarda görevli tüm personele okul güvenliği, riskli durumlara müdahale gibi konularda eğitimler verilmeye devam ediliyor. Ayrıca bu eğitimler ve göreve yeni başlayan tüm personele de veriliyor.

İçişleri Bakanlığı tarafından; Uyuşturucu arzının önlenmesi amacıyla uyuşturucu ile mücadelede sokak bazlı mücadeleyi hedef almış Narkotim'ler kurulmuştur. 11 Aralık 2014 tarihinde 11 ilde faaliyete başlayan Narkotim Projesi'si ülke nüfu-sunun % 72'sini oluşturan 29 büyük İl'e yaygınlaştırıldı.

Ayrıca uyuşturucunun en büyük finans kaynağı olan narkoterörle mücadele çalışmaları güçlendirildi. Yasa dışı ekimle mücadele ve tespit edilmesi halinde yerinde yok edilmesine yönelik çalışmalar artırıldı.

Uyuşturucu kullanıcılarının uyuşturucu kullanım alanları olan metruk binaların yıkılması ya da restorasyonunun sağlan-ması için çalışmalar başlatıldı.

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından; Türkiye Bağımlılıklarla Mücadele Eğitim Programı kapsamında antrenör ve uz-manlara eğitimler verildi. Bu saha eğitimcileri tarafından Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda kalan öğrencilerimize, yaz kamplarına katılan öğrencilerimize, gençlik merkezlerinden faydalanan gençlerimize eğitimler verilmeye devam ediliyor.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından, uyuşturucunun ülkemize yurt dışından girmesini önlemeye yönelik sınır kapıları ve gümrük noktaları güçlendirilecek şekilde teknik ve idari kapasite arttırıldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından; uyuşturucu bağımlısı ve bağımlılık tedavisi görmüş vatandaşlara meslek danışmanlığı, mesleki eğitim kursu, işe girmede aracılık ve toplum yararına programlara katılım hizmetleri ve-rilmeye devam ediliyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından; uyuşturucu ile mücadele çalışmaları kapsamında uyuşturucu bağımlılığı tedavisi gören vatandaşlarımızın sosyal hayata adaptasyonunu sağlamak amacıyla Sosyal Uyum Merkezleri'nin faali-yete başlaması ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Bu amaçla 4 pilot merkez hasta kabulüne başlandı.

Adalet Bakanlığı tarafından yapılan mevzuat düzenlemeleriyle; uyuşturucu ile ilgili suçlarda uygulanan cezai müeyyide-leri artırıldı. Bir kişi hakkında defalarca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilmesi engellendi.

Ayrıca uyuşturucu kullanan kişinin tedavi birimlerine başvurmaktan kaçınmasını önlemek için sağlık personellerimizin ihbar yükümlülüğünü kaldıracak yasal düzenlemeleri de yaptık.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti tarafından vatandaşların yüz yüze danışmanlık alabilecekleri Türkiye için yeni bir model olan 4 Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) hizmete açıldı. Bu merkezlerde uyuşturucu kullanan kişiler ve ailelerine yönelik psiko-soyal danışmanlık hizmetleri, tedavi sitemine erişimi sağlama, tedavi sonrası rehabilitasyon süreçlerine ilişkin çalışmalar yürütülüyor.

Gelinen Noktada;

- Kurumlar arası güçlü bir işbirliği ve koordinasyon mekanizması kuruldu.

- Uyuşturucuyla mücadele konusunda en üst düzeyde gösterilen politik kararlılık kurum, kuruluş ve toplum geneli-nin konuyu güçlü şekilde sahiplenmesine yol açtı.

- Gümrük kapılarının ve sınırların güçlendirilmesi ile birlikte sokak bazlı mücadelenin narkotimlerle desteklenmesi ve narkoterör operasyonlarının artırılmasıyla uyuşturucuya ulaşılabilirlik zorlaştırıldı.

- "Jenerik Sınıflandırma" ile birlikte yeni psikoaktif maddelerin uyuşturucu madde olarak Kanun kapsamına alınması kolaylaştırılarak müdahale etme süresinin kısaltılması sağlandı.

- Yapılan mevzuat düzenlemeleriyle; uyuşturucu ile ilgili suçlarda uygulanan cezai müeyyideler artırıldı.

- Bir kişi hakkında defalarca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilmesi engellenerek sadece bir defayla sınır-landırılması sağlandı.

- Yaş grupları da göz önünde bulundurularak toplumun tüm kesimlerine yönelik verilen eğitimlerle uyuşturucuyla mücadele konusunda toplumsal farkındalığın üst seviyelere çıkması sağlandı.

- Vatandaşın uçtan uca sunulan hizmetlere (manevi rehberlik hizmetleri de dahil olacak şekilde danışmanlık hizmet-leri, tedavi ile iş ve meslek edindirme programlarını da içeren sosyal uyum vb.) erişimi kolaylaştı.

- Ulusal düzeyde yapılan çalışmalar uluslararası kamuoyu nezdinde de karşılık bulmaya başladı. Siyaset, Bürokra-si, Sivil Toplum ve Bilimin birbirini tamamlayarak güçlendirdiği bu çok paydaşlı organizasyon yapısı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da takdirle karşılandı. Uyguladığımız program DSÖ tarafından, iyi uygulama örneği olarak diğer ülkelerin istifadesine sunulmak üzere İngilizceye çevrilerek yayın haline getirildi.

1.3 MİLYON KİŞİ UYUŞTURUCU KULLANMIŞ

Türkiye'de, uyuşturucu kullanımında yüzdeye vuracak olursak türlere göre nasıl bir dağılım söz konusu? Esrar, eroin, bonzai, extazi örnekleri üzerinden türlerine göre?

Ulusal ve uluslararası raporlara yansımış ülkemiz verilerine bakıldığında ise 15-64 yaş arası genel nüfusta en az bir defa uyuşturucu kullanım yaygınlığının % 2,7 olduğu, başka bir deyişle yaklaşık 1,3 milyon kişinin her hangi bir uyuştu-rucu maddeyi en az bir kez denediği yer almaktadır. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan madde esrar olup 15-64 yaş arası genel nüfusta kullanım sıklığı %0,7'dir.

ÇOK HIZLI ÜRETİLEBİLİYOR

Son yıllarda bonzai kullanımının artmasının nedenleri ne olabilir?

Halk arasında bonzai olarak bilinen sentetik kannabinoidler yapısındaki kimyasal bağlar değiştirilerek çok hızlı üretimi yapılabilen sentetik uyuşturucu maddelerdir. Bu sebeple tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yayılma eğilimi gös-termiştir. Genellikle etken maddesi aynı olan farklı kimyasal bağlardan oluşan bu maddelerin tamamı 6 Şubat 2015 tarihinde yapılan Jenerik Sınıflandırma düzenlemesi kapsamında yasal olarak uyuşturucu olarak kabul edilen madde-lerdir. Konuya ilişkin yasal bir boşluk bulunmamaktadır.

TEDBİR YOKSA, AB GİBİ OLURUZ

Başarılı çalışmalarınızı yansıtabilmek açısından, bonzai ve uyuşturuyla mücadelede Türkiye'deki rakamlar ile Avru-pa'daki rakamları karşılaştırabilir miyiz?

Uyuşturucu tüm dünyada ulusal sınırları aşarak toplumların hem bugününü hem de geleceğini tehdit eden küresel bir halk sağlığı sorunudur. Dünya genelinde 15-64 yaş arası genel nüfusta uyuşturucu kullanım sıklığı %5,2'dir. Dünyada her 20 kişiden 1'i yani yaklaşık 247 milyon kişi uyuşturucu kullanmaktadır. Avrupa ülkelerinde her hangi bir uyuşturucu maddenin en az bir defa kullanım yaygınlığının Fransa'da % 41, Danimarka'da % 36, İngiltere'de ise % 34'dür. Tüm bu veriler birlikte değerlendirildiğinde jeopolitik konumu itibarıyla uyuşturucu açısından riskli bir bölgede bulunan ülkemiz-de terör örgütlerinin en büyük finans kaynağı olan uyuşturucunun ülkemizdeki kullanım oranlarının, özellikle Avrupa ülkelerine kıyasla çok düşük seviyelerde olduğu görülmektedir.

Ancak daha sorun küçük seviyelerdeyken ciddi tedbirler alınamaz ve ulusal stratejiler oluşturulamazsa bu sorunun büyüyerek Avrupa'daki seviyelere ulaşacağını tahmin etmek zor değildir. Aynı zamanda Her işin gereğini vaktinde yap. İnsanları yaşat ki, devlet yaşasın! (Şeyh Edebali) nasihatini kendine yaşam şekli edinmiş bu milletin birer ferdi olan bizler için tek bir canın dahi kıymeti çok büyüktür. Bu sebeple ülkemizde tek bir kişi dahi uyuşturucu sebebiyle sağlığı-nı kaybediyorsa bu problem bizim için sonuna kadar mücadele edilmesi gereken çok büyük bir problemdir yani verile-rin istatistiksel olarak küçük olmasının bizim nezdimizde bir kıymeti harbiyesi yoktur. İşte onun için 80 milyonluk ülke-mizde birkaç gencimizin uyuşturucu kullanımı sebebiyle nahoş görüntüleri medyaya yansıdığında toplumsal dinamikle-rin ve hassasiyetlerin en üst düzeyde olması sebebiyle toplumdaki karşılığı ve etkisi çok büyük olmaktadır.

Uyuşturucu madde kullanan bireyler tedaviyi kabul etmedikleri durumlarda ve uyuşturucu kullanımına da devam ettikleri takdirde aile ilişkileri bozulmakta, iş, eğitim yaşamları olumsuz etkilenmekte ve maalesef istenmeyen o kötü görüntüler medyaya yansıyabilmektedir.

Devlet mekanizmaları bu görüntüleri ortadan kaldırabilmek için birçok tedbir almaktadır. Ancak buna rağmen az sayıda da olsa bu tarz vakaların kamuoyunda fazlaca yer alması maalesef yapılan çalışmalarında etkisini azaltmaktadır. Hem uyuşturucu sektörünü cesaretlendirmekte her şeye rağmen varlıklarını sürdürdükleri mesajını topluma vermekte hem de topluma uyuşturucunun ulaşılabilir yaygın kullanılan bir madde olduğu imajı verilerek özellikle gençlerin merak duygu-sundan da faydalanarak uyuşturucu maddeyi aramalarını teşvik ederek yeni kullanıcı kitlesiyle buluşabilmektedirler.

Hele birde adres verilerek yapılan haberler, uyuşturucunun yapılış şekline kadar verilen detaylar hatta maddi karşılığını büyüterek verilen haberler maalesef çocuk ve gençlerin gitmesi gereken adresi, fazla para kazanabilmenin kolay yolu-nu ve hatta uyuşturucu maddeyi nasıl üretebileceklerini öğreten bir rehber niteliği taşımaktadır.

AİLELER, ÇOCUKLARINI TAKİP ETMELİ

Aileler, çocuklarının uyuşturucu veya bonzai kullandığını nasıl anlayabilir. Bu konuda nasıl hareket etmelidir? Nerelere başvurabilirler bu konuda?

Her şeyden önce ailelerin çocukları ile iyi ilişkiler kurması, onların arkadaş çevrelerini bilmesi, okula devam etmelerini sağlamaları ve okul devam durumlarını takip etmeleri büyük önem taşıyor.

Uyuşturucu kullanımının bireyler üzerindeki etkileri farklı olabilir ve uyuşturucu kullanımını anlamanın dışarıdan bakıldı-ğında (kullandığını görmeksizin) kesin bir yolu yoktur. Bu anlamda iyi bir iletişim her şeyden önce gelmektedir. Özellik-le ergenlik döneminde gençlerde birçok davranış değişikliği görülebileceğinden uyuşturucu kullanımı ile bu durumu karıştırmamak gerekir. Genel olarak bakıldığında uyuşturucu madde kullanıldığında bu duruma bağlı bazı davranışsal değişiklikler ve kullanılan maddelere bağlı bazı belirtiler görülebilir.

Özellikle ergenlikle birlikte ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal değişimlerin uyuşturucu kullanma belirtileri ile karıştırılarak güven kayıplarının yaşanmaması çok önemlidir. Bu yüzden iletişim kanallarının karşılıklı saygı, sevgi ve güven içinde tutulması çocuklarımız korumak ve ailelerinden kolay yardım isteyebilmeleri için büyük önem taşımaktadır. Alo 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı bu kaygıyla arayan vatandaşlarımıza da yardımcı olmaktadır.

Uyuşturucu tedavisini gören gençler, daha sonra hayatlarına nasıl devam ediyor?

Uyuşturucu ile mücadele çalışmalarında geldiğimiz noktada;

Başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun uyuşturucudan korunması için, özellikle okul, aile, sokak düzeyinde alınacak önlemler ve toplum geneline yönelik çalışmaları önceliklendirdik. Vatandaşlarımızın, kamu kurum ve kuruluşla-rından destek alabileceği, kolay ulaşabileceği ve bu sorunla mücadelede devlet mekanizmalarını yanında hissetmesini sağlayacak çözüm odaklı çalışmaları hızla hayata geçirmeye başladık.

Bu kapsamda; tedavi birimleri ile devletin diğer organları arasında köprü görevi gören, tedavi sistemine ve alanda sunulan diğer hizmetlere kolay erişimi sağlayan 7 gün 24 saat esasına göre sosyolog, psikolog, çocuk gelişimcisi, hemşire ağırlıklı konuya özel eğitimleri bulunan uzman bir ekip ile hizmet veren ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Da-nışma ve Destek Hattını hayata geçirdik.

Tedavi olmayı istediği halde çeşitli tedavi birimlerine başvurmaktan çekinen vatandaşlarımızın ya da evlatları için korku ve endişe yaşayan ailelerin ve ihtiyaç duyan herkesin en kolay ulaşabileceği devlet kapısı olma özelliğini taşıyan da-nışma hattında arayan kişinin kimlik bilgileri alınmadan ve bizimle paylaştığı bilgileri hiçbir şekilde üçüncü şahıslarla ya da kurumlarla paylaşılmadan veri güvenliğini koruyarak hizmet sunuyoruz.

Yapılan görüşme sonrası tedavi merkezlerine yönlendirilen hastaların, gideceği tedavi merkezinden randevusunu da alıyoruz ve randevusunu kendisine bildiriyoruz. Ayrıca danışma hattını arayarak tedavi sitemine dahil olan vatandaşla-rımızı, belirli periyodlarla (7 gün, 15 gün, 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 12 ay sonra) geri arıyoruz ve tedavi birimleri ile irtibatta kalmaları için destekliyoruz.

Devlet olarak alınan tüm bu tedbirlerin başarıya ulaşabilmesi ancak toplum desteğini almakla özellikle ailelerin sürecin içerisinde aktif olarak yer almasıyla mümkün olabilecektir. Bu sebeple ailelere düşen en önemli sorumluluk çocuklarıy-la kaliteli zaman geçirmeleri yaptıkları hatalar sebebiyle çocuklarını dışlamadan profesyonel yardım alarak çocuklarını desteklemeleridir. Aynı zamanda hiçbir zaman benim çocuğum yapmaz dememeli çocuklarının duygu durumlarında yaşanan değişiklikleri yakından takip etmelidirler. Muhakkak arkadaş çevrelerini tanımalı ama hiçbir zaman yargılayıcı ve güven problemi olduğu hissi oluşturulmamalıdır. Tüm bu süreçlerde ALO 191 uyuşturucuyla mücadele danışma ve destek hattının 7/24 yanlarında olduğunu hiçbir zaman unutmamalı ve kafalarına takılan en ufak soru ve sorunda mer-kezle iletişime geçmelidirler.

Burada yazılı ve görsel medyaya da hiç şüphesiz ki çok ciddi görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Yapılan haberler mutlaka vatandaşı cesaretlendirmeye yönelik yapılmalı hiçbir zaman özendirme ve normal bir olaymış algısı oluştur-mamalıdır. Örnek verecek olursak uyuşturucu maddelerin tek tek adları zikrederek hatta yapılış şekline kadar anlatım-lardan kaçınılmalıdır. Yine yakalanan uyuşturucu miktarlarının TL veya dolar bazlı maddi karşılığı mümkün olduğunca zikredilmemelidir. Aksi takdirde özellikle ekonomik sıkıntı içerisindeki kişiler çok büyük meblağlarda paraların kendileri için bir çıkış kapısı olduğu düşüncesiyle uyuşturucu teröristlerinin tuzağına düşmektedirler.

Yine uyuşturucu bağımlılığının tedavi edilemez bir hastalık olduğu şeklinde haberler yapılmamalı aksi takdirde kullanıcı-ların düştükleri umutsuzluk sebebiyle tedaviye müracaatları dahi mümkün olmamaktadır. Bunun tam tersi çok rahatlıkla bırakılabilecek herkesin kullandığı yaygın bir alışkanlıkmış gibi masumlaştırılmamalıdır.

AİLELER İÇİN ERKEN UYARI BELİRTİLERİ

Aileler, çocuklarının Bonzai kullandığını hem fiziksel hem de ruhsal davranış bozukluklarından anlayabilir. Bonzai içen gençlerde, baş dönmesi, halüsinasyon, hafıza kaybı, idrak zorluğu, görme ve işitmede azalma, tansiyon, nefes darlığı, kas kasılması, öksürük ve göğüs ağrısı, mide bulantısı, nefes darlığı, kanama gibi yaygın belirtiler kendini gös-terir. Bu belirtilerin uzun süre göstermesi veya birden fazlasının aynı anda göstermesi, aileler için alarm durumudur.

KOKUYA DİKKAT EDİLMELİ

Bonzai ve sentetik uyuşturucu kullanan gençlerde, ruhsal olarak da duyguları kontrol etmede sıkıntı ve asabiyet dikkat çeker. sentetik esrar olarak adlandırılmakta ve kokusu esrar kadar olmasa bile kokuludur ve sigaraya küçük miktarlar-da konularak da içilmesi nedeniyle, evdeki ve tuvaletteki çöp kutularındaki malzemelerin kontrollerinden ve kıyafetlerin yakalarındaki farklı kokulardan da aileler anlayabilir. Beyni ve kalbi felç edebilen Bonzainin vücuda zararları da tam olarak tespit edilebilmiş değil ancak bir kaç gün içinde de ölüme neden olabilesiyle en tehkileli uyuşturuculardan biri olarak kabul ediliyor.