Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Bankalar Birliği’nin toplantısında Orta Vadeli Program’ın çıktılarından söz etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Bankalar Birliği’nin (TBB) 67. Genel Kurul toplantısında konuşarak, uygulanan programın sıcak paraya sırtını dayamış bir program olmadığını ve asla da olmayacağını vurguladı.
“Cari açığın milli gelire oranı düşecek”
Şimşek, yüzde 2,5’in altındaki cari açığın dış borcun milli gelire oranını aşağı yönlü bir patikaya evrildiği gibi aynı zamanda kalıcı rezerv birikiminin de önünü açtığını kaydederek şu bilgileri verdi:
“Esas amacımız, kazanımları kalıcı hale getirmek”
Türkiye’nin yapısal dönüşümü ve küresel rekabetteki konumlandırılmasına yönelik perspektiflerini anlatan Bakan Şimşek,
“Programla esas amacımız kazanımların kalıcı hale getirilmesi için yapısal dönüşümdür. En önemli hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyümedir. Sürdürülebilir olması için dengeli bir büyüme gerekiyor. Türkiye ekonomisi, hala yüksek ve çok daha dengeli büyüme patikasına doğru yol aldı. Dengesizliklerin giderildiği, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme sürecinin arifesindeyiz. Geçen sene bu dönemde iç talep çok düşüktü. Bugün net ihracat katkısı pozitife döndü. İç talep makul düzeyde devam etti. Dolayısıyla küresel konjonktürde iyi bir büyüme patikasıyla karşı karşıyayız” diye konuştu.
“Cari açık, endişe kaynağı olmaktan çıkacak”
Programın diğer önemli hedeflerinden birinin sürdürülebilir cari açık olduğunu belirten Bakan Şimşek,
“Son 20 yıla baktığımız zaman ortala cari açığımız milli gelire oranla 3,8, geçen yıl program öncesinde yüzde 6 civarındaydı. Bunu nisan ayı itibariyle yüzde 2,7’ye kadar düşürdük. Yarın mayıs ayı rakamları açıklanacak. Büyük ihtimalle cari açığın milli gelire oranı yüzde 2,5’in altına düşmüş olacak. Bu yıl yüzde 2’nin altında bir cari açıkla devam edeceğiz. Bu Türkiye’de dış borcun milli gelire oranının aşağı yönlü bir patikaya evrildiğini gösterir. Aynı zamanda kalıcı rezerv birikiminin de önün açmaktadır. Dolayısıyla cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkartacağız. Bunun kalıcı bir şeklîde sağlanması için yapısal dönüşüme ihtiyaç olduğu nettir” ifadelerini kullandı.
“Net rezerv, eksi 61 milyar dolardan 18 milyar doların üzerine çıktı”
Bakan Şimşek, “Uluslararası rezervlerde tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hızda düzeltmeyle karşı karşıyayız. Geçmişte 10 yıl alan birikim son 1 yıl içerisinde sağlandı. Bu programa olan güveni gösteriyor. Swap hariç net rezerv eksi 61 milyar dolardan 18 milyar doların üzerine çıktı. Net rezervlerdeki düzelme neredeyse 80 milyar dolar seviyesine ulaştı. Daha önce böyle bir iyileşmeyi 11 yılda sağlamışız. IMF’nın tanımladığı rezerv yeterliliğinde arzuladığımız noktaya ulaştık önemli olan bunun kalıcı hale getirilmesidir” dedi.
“Vergi teşvikleri kalkınca kur korumalı mevduat dönemi de kapanacak”
Kur korumalı mevduatın toplam mevduattaki payının yüzde 26’lardan 12’lere düştüğünü söyleyen Bakan Şimşek,
“Diğer bir hedefimiz kur korumalı mevduattan çıkıştı. Geçen yıl 143 milyar dolarla zirveyi bulan kur korumalı mevduat bugün 60 milyar doların altına inmiştir. Temmuz ayı itibariyle vergi teşviklerini kaldırdığımız için kur korumalı mevduattan çıkış hızlanacak ve Türkiye bu faslı kapatmış olacak. Rezervlerdeki artışın büyük bir kısmı vatandaşların ve şirketlerin programa olan güveniyle dövizden TL’ye geçişiyle açıklanır. Yine program sayesinde bankaların ve reel sektörün dış kaynağa yüzde 100’ün üzerinde ulaşmasından kaynaklanıyor. Program kredi notu artışı da getirdi bu devam edecek. Küresel piyasaların programa olan güveni kredi notumuzun çok üzerinde bir fiyatlamayla kendisini göstermiştir” diye konuştu.
“Enflasyonda en zoru geride kaldı”
Bakan Şimşek, “Ülkemizi gri listeden çıkarma başarısını elde ettik. Türkiye oy birliğiyle muazzam bir alkışla bütün devletlerin desteği ve takdiriyle gri listeden çıkmıştır. Enflasyonda en zoru geride kaldı. Tutarlılığı olan güçlü bir dezenflasyon politikasını uyguluyoruz. Para politikası gecikmeli olarak dezenflasyonu şekillendiriyor. Geçen yıl ağustosta dezenflasyon için 1 yıllık sürece ihtiyacımız var, bu dönemde enflasyon yükselecek dedik. Şu anda dezenflasyon döneminin başındayız. Önümüzdeki ay enflasyon yüzde 60 civarına bir sonraki ay yüzde 50 bir sonraki ay da 50’nın bir tık altına inebilir. Yılı yüzde 38 enflasyonla kapatmayı ümit ediyoruz ama 42’ye kadar da bir bandımız var. Gelecek yıl da enflasyonu kalıcı olarak yüzde 20’nın altına çekmek, bir sonraki sene de yüzde 10’un altına çekmek hedefimizdir. Dezenflasyon programı 3 yıllıktır. Program çalışıyor en zoru geride bıraktık ve başaracağız. Enflasyon beklentilerinde ciddi bir iyileşme var. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki ciddi düşüşle toplumun, piyasanın beklentileri ile bizim hedeflerimiz arasında yakınsama olacağına inanıyoruz” dedi.
“Yükü dar gelirli vatandaşın sırtından alacağız”
Esas gündemlerinin kalıcı refah artışı olduğuna dikkat çeken Bakan Mehmet Şimşek,
“Türkiye 1950’li yıllarda orta gelirli ülkeler grubuna girdi. Bu sene çok büyük ihtimalle kişi başına düşen milli gelirde Dünya Bankası tanımına göre Türkiye, ilk defa yüksek gelirli ülkeler grubuna girecek. Sürdürülebilir yüksek büyüme nihai amaçtır. Daha adil gelir dağılımı bunun olmazsa olmaz bileşenidir. Sürdürülebilir yüksek büyüme için fiyat istikrarı lazım. Fiyat istikrarı dar gelirli vatandaşlar için alım gücünün korunması demektir. Biz bu programın yükünü toplumun dar gelirli kesimin sırtına yüklemeyeceğiz. Bu programın yükü herkes tarafından adil bir şekilde paylaşılmak zorundadır. Vergide adalet ve etkinliği sağlamaya yönelik çaba içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
“Bazı birimler ve programlar kapatılacak”
Verimliliğe dayalı ihracat odaklı bir büyüme peşinde olduklarını aktaran Bakan Şimşek,
“Kamuda harcama disiplini çok önemsiyoruz. Bütün harcamaları gözden geçiriyoruz. 2025,2026 ve 2027 orta vadeli mali çerçeveyi bu gözden geçirmeye göre yapacağız. Bazı birimleri, programları kapatacağız. Biz zaten bakanlık olarak başladık. O çalışanlarımızı yeniden eğiteceğiz vergide adalet ve etkinliği yani kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendirmek için Gelir İdaresi bünyesinde yeniden görevlendireceğiz. Yakında hazinede bazı birimleri birleştirmeyi hedefliyoruz. Benzer çalışmaları diğer bakanlıklardan da istedik onlar da çalışıyor. Cari harcamalarda yüzde 10’luk kesinti yaptık. Yatırım harcamaların yüzde 15’lik kaynağı dondurduk. Bunu üç alana yönlendireceğiz. Bunlar; gıda arzı, yeşil dönüşüm ve OSB’lerin liman yoluyla bağlanmasıdır. Program geçici bir döngüden ibaret değildir” diye konuştu.
“Vergilendirilmemiş bir alan kalmayacak”
Yeni bir çalışma içerisinde olduklarını söyleyen Bakan Şimşek,
“Vergi politikalarında amacımız kayıt dışılıkla mücadelede amasız ve amansız bir döneme girmektir. İşletmelerde pos cihazı ile yazar kasayı birleştirdik. Yapa zeka vergi müfettişleri tarafından herkesin denetlenip bunu bir rapora dönüştürüp bu raporu mükellefe gönderip ‘bu çalışmaya bir bakın’ diyeceğiz şimdi bunun alt yapısını hazırlıyoruz. Maliyede bir ekip kurduk, bu konuda kapasitemize bakacağız yoksa da dışarıdan destek alacağız. Amaç vergilendirilmemiş bir alan bırakmamak vergide adaleti ve etkinliği sağlamaktır. Yük hiçbir şekilde dar gelirliye yüklenmeyecek. Kayıt dışı olanlar üzerinden vergi adaleti sağlanacak. Yeşil dönüşüm önemli bir başlıktır. Dünyadaki bu dönüşümü asla ıskalayamayız. Özellikle kadınların iş gücüne katılımını artırmak için yoğun bir çaba içerisine gireceğiz. OECD ortalamasını yakalarsak Türkiye’nin milli geliri yüzde 20 daha yüksek olacak. Zorlu bir dönemi geride bıraktık ama daha epey mesafe kat etmeliyiz” dedi.
“Zorlu bir süreci geride bıraktık”
Bakan Şimşek, “Türkiye’nin avantajları, güçlü yönleri çok daha baskın. Sadece yapmamız gereken biraz daha sabretmek. Önemli eşiği aştık, zorlu bir süreci geride bıraktık. Sabredersek önümüzdeki birkaç ay bu programın sonuçlarını çok daha iyi bir şekilde göreceğiz, hissedeceğiz” ifadelerini kullandı.