Hem lif hem de içerdiği A ve C vitaminleri yönünden oldukça zengin bir meyve olan kayısı, ramazan ayında yaşanan sıvı ve mineral kayıplarını gideriyor.
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Şahin, kayısının birçok özelliği ile mineralleri içerisinde barındıran ve insan sağlığı için gerekli bir meyve olduğunu belirtti. Ramazan ayında insanların iftar ve sahurda gereğinden fazla yemeklere yüklendiklerini anlatan Prof. Şahin, bunun da istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabildiğini kaydetti. Oluşabilecek sağlık sorunları için kayısının ramazanda tercih edebilecek en uygun meyvelerden biri olduğuna dikkati çeken Prof. Şahin, şöyle konuştu: "Sebebi en fazla lif içeren meyvelerden biri olması. Onun dışında içeriğine baktığınızda gerçekten multivitamin tabletleri gibi içerisinde her türlü vitamin var. Her türlü mineral var. İçerisinde antioksidan özelliği olan birçok etken madde var. Aslında multivitamin hapları yerine kayısı tüketilmesini öneriyoruz çünkü kayısının içeriğinde de bu multivitamin tabletlerinin içerisinde bulunan bir çok mineral ve vitamin, hem de doğal form olarak var. Dolayısıyla benim vermek istediğim en iyi mesaj; multivitamin yerine kayısı yiyin, doğal yoldan aynı vitaminleri, o mineralleri, antioksidanları alırsınız, daha faydalı olur." Kayısının A ve C vitaminleri bakımından çok zengin ve portakalda olduğu kadar C vitamini barındırdığı bilgisini veren Prof. İbrahim Şahin, iftar ve sahurda kayısının meyve olarak ya da hoşaf yapılarak tüketilebileceğini belirtti. Prof. Şahin, "Ramazanda oluşan sıvı kayıplarını, mineral kayıplarını kayısı kompostolarıyla yerine koyuyoruz. Kanserlere karşı olsun, diğer kronik hastalıklara karşı olsun vücudumuzu koruyacak antioksidan içeriği zengin bir meyve kayısı. Bu bakımdan aslında kayısı iftar sofraları için biçilmiş kaftan. Hasta olsun, olmasın herkese önerebileceğimiz bir gıda. Sadece potasyum içeriğinden dolayı böbrek yetmezliği olanların biraz dikkatli olmaları gerekir. Yani çok fazla tüketilirse sorun yaşanabilir. Onun dışında böbrek yetmezliği olmayan herkesin belli bir miktar günlük kayısı tüketmesi önerilir" diye konuştu. "Tatlı ihtiyacını kayısı tatlılarıyla giderin" Turgut Özal Tıp Merkezi Diyetisyeni Aygül Güven de "kayısının başkenti" Malatya'da kayısıdan birçok ürün elde edildiğini belirterek, kayısıdan yapılan tatlının hem lezzet hem de besin değeri olarak önerdikleri türlerden anlattı. Güven, "Malum ramazanda uzun süre açlığa bağlı kan şekerimiz düştüğü için hep bir tatlı yeme ihtiyacımız doğar. Bu anlamda kayısı tatlısını öneriyoruz. Hem besleyici hem lezzetli hem de oldukça hafif bir tatlıdır" dedi. Aygül Güven, "Sıcak aylardayız. Terleme, sıvı kaybı çok fazla olduğu için bunları mutlaka yerine koymamız gerekiyor. Bunlar için şekersiz kayısı kompostosu gayet güzel bir alternatiftir. Ayrıca kayısı bol potasyum kaynağıdır. Potasyum kalp sağlığımız için oldukça iyi bir mineraldir. Kalp kaslarını kuvvetlendirip kalbin daha iyi çalışmasını sağlar. Aynı zamanda kayısı çok iyi bir antioksidandır. Kanserden koruyucu özelliğine sahip. Yoğun bir betakaroten deposudur. O yüzden mutlaka tüketilmesini öneriyoruz. Şu anda da kayısı zamanındayız. Yani taze kayısıyı çok rahatlıkla bulabileceğimiz bir zamandayız. O yüzden de bol bol tüketilmesini öneriyoruz" diye konuştu. Meyvelerin pek çok faydası bulunduğunu, kayısının hem taze hem de kuru olarak günlük 3-4 tane tüketilmesini öneren Güven, iftarda ana yemeği yedikten sonra hemen meyveye geçilmemesi gerektiği uyarısında bulundu. Güven, "Kayısı da ana yemekten 1 veya 1, 5 saat sonra yenilmeli. Sahurda da kayısı yiyebiliriz. Vücudumuz, açlık süresi uzun olduğu için susuz kalıyor. Bunu gidermek için de sahurda şekersiz kayısı kompostosu ya da 3-4 taze kayısı yiyerek sıvı ve elektrolit kaybını karşılayabiliriz. Yani ramazanda ortalama iki porsiyon kadar kayısı tüketilebilir" dedi.