Bu sayımızda vücudumuzda yaptığı görevler bakımından muazzam bir arıtma tesisini andıran böbreklerimizi ve hayatî öneme sahip olan işlevlerini ele alıp tefekkür edeceğiz inşallah. Böbrekler karnın arka duvarında bel bölgesine yerleşmiş olup, sağda ve solda olmak üzere 2 tanedir. Her bir böbrekte yaklaşık 1 milyon adet süzme işlevi gören nefron bulunur. Böbreklerin her biri yumruk büyüklüğünde olup, şekil olarak fasulyeye benzerler. Böbreğin yaptığı işlevleri bir fabrika yardımıyla yapmak isteseydik dev fabrikalara ihtiyaç duyulurdu. Ama Rabbimiz yumruk büyüklüğündeki bu organa muazzam bir fabrikayı eksiksiz bir şekilde yerleştirmiştir.
Böbreklerin Görevi Böbreklerin en önemli görevi vücudumuzdaki zararlı ve atık maddeleri süzerek idrar yoluyla dışarı atmaktır. Nasıl ki milyonlarca insanın yaşadığı bir şehrin temiz olabilmesi için çöpler düzenli olarak toplanıp şehir dışına taşınır, aynen öyle trilyonlarca hücre içeren vücudumuzdaki her saniye oluşan atıkları ve zararlı maddeleri de böbreklerimiz kandan temizler ve dışarı atar. Kalpten geçen kanın yaklaşık 5’te 1’i böbreklere gelir, 1 dakikada 1100 ml. kan gelir, bu oran günde yaklaşık 180 litredir. Böbreklerde glomerüllerde filtrasyona (süzülmeye) uğrayan kandan; üre, ürik asit, kreatin gibi zararlı maddeler, ilaçlar ve besin katkı maddeleri vücuttan temizlenir. Sodyum, potasyum, fosfor, bikarbonat vb. iyonlar vücudun ihtiyacına göre idrarla atılmakta veya tübüllerden geri emilmektedir. Sodyumu, klorürü böbrek tübüllerinde ihtiyaca göre geri emen veya atan böbrekler, bu şekilde vücudun tuz dengesi ve tansiyon dengesinin düzenlenmesinde de önemli görev alır. Böbrek tübüllerindeki geri emilim başıboş değil Rabbimizin kusursuz tasarımının bir örneğidir. Mesela glikoz ve aminoasit gibi bazı maddelerin tamamı geri emilir, idrarla atılım oranı sıfırdır. Ama vücut için zararlı olan maddeler özenle seçilir ve böbreklerden idrar yoluyla atılımı sağlanır. Böbreklere bir günde gelen kan yaklaşık 180 litre iken, bu kanın süzülme işlemi sonunda 178,5 litresinin geri emilmesi, günde ortalama 1,5 litre idrar ortaya çıkması böbreklerin ne kadar hassas bir arıtma tesisi olduğunu göstermektedir. Bu, vücudumuzun sıvı dengesi için çok önemlidir. Hatta susuzluk durumunda veya oruçlu olduğumuz zamanlarda böbrek bunu algılar ve ADH hormonu etkisiyle böbrekte bulunan tübüllerden su emilimi artırılır ve neredeyse suyun tamamı geri emilerek vücudun sıvı dengesi korunmuş olur, bu durumlarda idrarla atılan sıvı miktarı da oldukça azalır. Böbrek tübüllerinde, hormonların da etkisiyle gerçekleşen bu işlemler Rabbimizin her şeyi bir ölçü ile yarattığının delillerindendir. Böbrek Yetmezliğinin Sonuçları Böbrekler görevlerini yeterince yapamazlarsa bütün vücut bundan olumsuz etkilenir. Glomerüllerde süzülme işlemi iyi olmazsa idrara çok fazla protein kaçağı gider ve sonuçta bacaklarda ve akciğerlerde ödemler (su toplanması) ortaya çıkar. Toksinlerin, zararlı atıkların atılımı tam olmaz ve vücutta toksin birikimi sonucu birçok rahatsızlık oluşur. Yine böbreklerde işlev bozukluğu olursa hormonal düzenleme bozulur, kan basıncı yükselir ve beyin kanaması gibi ağır hastalıklar ortaya çıkabilir. Kan yapımında etkili olan eritropoetin salınımı azalır ve ağır anemi (kansızlık) ortaya çıkar. Ayrıca D vitamini dengesi ve kemiklerin yapısı bozulur. Küçük travmalarda dahi kemiklerde kırıklar ortaya çıkabilir. Böbrek yetmezliği olan hastalara uygulanan diyalizi gördüğümüz zaman sağlıklı insanlar olarak ne kadar az düşündüğümüzü, ne kadar az şükrettiğimizi farkederiz. Diyaliz; periton diyalizi ve hemodiyaliz olmak üzere 2 şekilde yapılır. Periton Diyalizi: Böbrek yetersizliği tedavisinde kanı zararlı atıklardan temizlemek ve sıvı dengesini sağlamak için kullanılan bir yöntemdir. Periton diyalizi tedavisinde, sağlıklı kişilerde normalde böbrekler tarafından atılan toksik maddeler ve çeşitli metabolitlerin kan dolaşımından temizlenerek atılabilmesi amacıyla periton zarı kullanılmaktadır. Periton zarı, karın iç duvarını ve karın içindeki tüm organları örten yarı geçirgen bir zardır. Tedaviyi uygulamak için küçük bir operasyon ile ince, yumuşak, silikondan yapılmış bir kateter karın boşluğuna yerleştirilir. Bu kateter vasıtasıyla periton diyaliz solüsyonu karın boşluğuna verilir. Böbrek yetersizliği nedeni ile vücuttan atılamayan üre, kreatinin gibi atık ürünler ve su, kandan periton zarını geçerek bu sıvıya geçer. Bekleme süresinin sonunda yine aynı kateter vasıtasıyla boşaltılan sıvı dışarı alınarak vücuttan atılmış olur. Bu işlem yaklaşık yarım saat kadar sürer ve gün içerisinde genellikle 4-5 kez yapılır. Hemodiyaliz: Diyaliz makinesi ile yapılır. Diyaliz makinesine bir pompa aracılığıyla ulaştırılan hasta kanı, zararlı maddelerden temizlenerek tekrar vücuda verilir. Bu sırada vücuttaki fazla su ve tuz da uzaklaştırılarak kan basıncının kontrolünün kolaylaşması sağlanır. Bu işlem haftada 3-4 defa tekrarlanması gereken ve ortalama 4 saat süren bir işlemdir. Diyalizle saatlerce süren kanın temizlenme işlemini farkına dahi varmadan böbreklerimize kısa sürede eksiksiz yaptıran Allah ne kadar da yücedir. İdrarın mesanede biriktirilmesi de ayrı bir nimet olarak kusursuz yaratışa bir örnektir. Eğer idrar torbası olmasaydı sürekli idrar çıkışı olacak bu ise insanı büyük bir sıkıntıya sokacaktı. Böbrekler her dakika gelen kanı süzerken oluşan idrarı dışarı atmadan idrar torbasında biriktirmekte ve idrar torbası ise idrar miktarı artınca kas gerilmesi sonucu sıkışma hissi vererek idrarın uygun yer ve zamanda dışarı atılmasını sağlamaktadır. Allah’ın trilyonlarca hücre içeren vücudumuzu küçük bir arıtma tesisi olan böbreklerle temizlemesi, üzerinde tefekkür edilmesi gereken inceliklerle donatılmıştır. Trilyonlarca hücrenin zararlı atıklarını temizleyen Allah, 6-7 milyarcık insanın da temizlenmesi için kitabını indirmiş ve bizlere kurtulmanın yolunu göstermiştir. Kur’an-ı Kerim tesisinde arınanlardan olmak dileğiyle.Allah’a emanet olunuz.