Yeni Diyanet İşleri Başkanı:Ümmetin dirilişine vesile olmak için çok çalışmamız gerek

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, 'Fitne ateşinde yitirilen ümmetin, tevhit ve vahdet pınarında dirilişine vesile olmak için her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor.' dedi.

Eklenme Tarihi: 19 Eyl 2017
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Yeni Diyanet İşleri Başkanı:Ümmetin dirilişine vesile olmak için çok çalışmamız gerek

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, 'Fitne ateşinde yitirilen ümmetin, tevhit ve vahdet pınarında dirilişine vesile olmak için her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor.' dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanvekili Dr. Ekrem Keleş'ten görevi devraldı.

Diyanet personelinin de katıldığı törenle görevine başlayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, konuşma yaparak görevini devraldı.

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı görevinin şerefli ve manevi mesuliyeti ağır bir görev olduğuna vurgu yaparak, Diyanet İşleri Başkanlığının, toplumu din konusunda aydınlatma görevini, her türlü siyasi, meşrebî, yerel ve etnik bir takım düşünce ve görüşler üstü yaklaşımla, İslam’ın ana kaynakları Kur'an -ı Kerim ve Hz Peygamber'in sahih sünnetinden iktibas edilen dini bilginin rehberliğinde; tarihsel müktesebatı, tecrübî birikimi, kuşatıcı hizmet anlayışı ve hikmetli üslubuyla, milletçe kenetlenme ve bütünleşme ilkesi doğrultusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğini söyledi.

Erbaş, törende yaptığı konuşmada, 'Bu mukaddes vazifeye şahsımı tensip buyuran başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimize teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu vesileyle, ilk Diyanet İşleri Başkanımız Rıfat Börekçi'den günümüze kadar bu şerefli, bir o kadar da manevi mesuliyeti ağır görevi deruhte etmiş Başkanlarımızdan rahmeti Rahman'a kavuşmuş olanları hayırla yad ediyor, berhayat olanlara sağlıklı, huzurlu bir ömür diliyor, hizmetleri için şükranlarımı sunuyorum.' ifadelerinde bulundu.

Diyanet İşleri Başkanlığının, inanç, düşünce ve beyin işgalcilerine karşı aklı selimi ayakta tutarak bütün vatandaşların din güvenliğini sağlama çabasında olmaya devam edeceğini kaydettiği konuşmasında Erbaş, şu ifadelerde bulundu:

'Ülkemiz insanı, bu toprakların İslam’la buluştuğu günden bu yana, sahih, kuşatıcı ve maruf dini bilgi üzerine manevi hayatını inşa ede gelmiştir. Bu özgün karakteri bozan her türlü ayrımcı, ayrılıkçı ve ötekileştirici yaklaşım; itici, kırıcı, katı ve kaba dil; puslu, bulanık, gizli ve gizemli üslup; menfaatçi, çıkarcı, sahte ve yapmacık tavır; kin, öfke ve nefret üreten davranış biçimini yansıtan her türlü dini görünümlü yapılar halkımızın dinî hayatında ve toplumumuzun vicdanında makes bulamamıştır. Milletimiz, yüzyıllar boyunca dinimizin farklı yorum sahiplerine saygı duymuş, diğer din mensuplarıyla da anlayış ve güvene dayalı bir ortam oluşturarak, zenginliğimizi ortaya koyan bütün etnik unsurlarıyla, Anadolu'muzda birlikte ve kardeşçe yaşayabilme tecrübesini tahkim etmiştir.'

Cehaletin ancak ilimle, zulümatın ancak hidayetle yok edilebileceğine vurgu yapan Erbaş, 'Başkanlığımızın insan kaynağını yetiştiren başta Kur'an kurslarımız ve imam hatip liselerimiz olmak üzere ilahiyat fakültelerimizin yurt sathında artışı, 21. asrın hedonist idrakine, İslam'ın aydınlık istikametini derc edecek ahlak-ı hamide sahibi nitelikli nesillerin yetiştirilmesi adına gurur, umut ve mutluluk vericidir. Başkanlığımız, imam hatip liselerimiz ve ilahiyat fakültelerimizle işbirliğini daha da güçlendirecektir.' dedi.

Erbaş, 'Fetullahçı terör örgütünün, genç beyinleri sömürerek, insanımızın hayır duygularını istismar ederek, gizemli ve bulanık bir din anlayışıyla itikadi ve ameli düzlemde oluşturduğu hasarı onarmak için; 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere kanlarıyla bu toprakları bize vatan kılan bütün şühedanın emanetine sahip çıkıp şehit ve gazilerimize milletçe sadakatimizi göstermek için; umut olan, dua alan ülkemizin örnek teşkilatı Başkanlığımızın dağınık zihinleri toplamaya, parçalanmış gönülleri birleştirmeye, fitne ateşinde yitirilen ümmetin, tevhit ve vahdet pınarında dirilişine vesile olmak için; Allah ve Rasülü'nün ezeli ve ebedi çağrısını sekülerizm yani dünyevîleşme ve hiçbir değer tanımama kıskacında debelenen insanlığa ulaştırmak için; her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor. Erkek-kadın, çocuk-genç, yaşlı-engelli bütün insanımızın onurunu, aile ve ahlaki değerlerimizi tehdit eden çağın yakıcı ve yıkıcı bütün tertiplerine karşı toplumsal duyarlılığı yükseltmemiz; camilerimizin fonksiyonelliğini, yayınlarımızın niteliğini ve yerindeliğini, bütün bunlarla birlikte üzerimize düşen ve bizden beklenen hizmet çeşitliliğini geliştirmemiz gerekiyor.' ifadelerini kullandı.