Suriye'de rejimin ablukasından dolayı açlıktan ölümlerin başladığı ve “kedi eti yenebilir” fetvasının verildiği zamanda Yermuk kampında bulunan Rukiye Abdullah (30) yaşadıklarını ve kamptaki dramı anlattı. Ablukanın yaşandığı kamptan biri engelli 3 çocuğuyla birlikte, 5 ay önce, bir yolunu bularak kaçmayı başaran ve Türkiye’ye gelen Abdullah “cehennem” olarak yorumladığı kampta yaşadıklarını hiçbir zaman unutamadığını dile getirdi. Açlığın, yokluğun, korkunun ve ölümün 2013 ramazanında başladığını ifade eden Abdullah, kamptan kaçabilen şanslı kişilerden biri olduğunu belirtti.
ÇOCUKLAR KAĞITLARI YİYORDU
Diğer insanlar gibi, çok zor şartlar altında yaşadığını aktaran genç kadın, “Ekmeğe ulaşmak bir hayaldi. Kırıntısından dahi mahrumduk. Özellikle kampta son 4 ayı ‘su çorbasıyla’ geçirdik. Karnımızı doyurabilmek için suya baharat ekliyorduk. Bir defasında, etrafta bir şey olmadığını bile bile bombalar altında yemek aramaya çıkmıştım. Yürürken hıçkırıkla ağlayan bir çocuk gördüm. Elinde bir kağıt parçasını bölerek yiyordu. Yiyecek bir şey bulamadığını ve açlığını bastırmaya çalıştığını söyledi. Bir defasında da bir grup insan gördüm. Kedinin derisini yüzüyorlardı. Siz insanların kedi eti yediğini duydunuz belki, ama ben gözlerimle gördüm. Rejim bu ablukayı yaptığında, öyle bir muameleye maruz kaldık ki, bir kafire ve bir hayvana bile bu muamele yapılmaz. İnsanlar bombardımandan ziyade açlıktan öldü” ifadelerini kullandı.
REJİM YİYECEKLERE EL KOYDU
Abdullah şöyle devam etti: Paran olsa bile alacak bir şey bulamazdın. Rejim bizi öyle bir ablukaya aldı ki, kampa hiçbir şey giremez durumdaydı. 1 yıl sonra Yelda bölgesinden bir koridor açıldı ve insani yardım malzemesi girdi. Tabi bu malzemeler, Yelda’daki insanlara ancak yetti. Yine bizlere bir şey kalmadı. Zaten gönderilen yardımların birçoğu yolda rejim güçleri tarafından çalındı ve çok az kısmı kampa ulaştı. Yermuk kampında olanların yüzde biri televizyon ve medyaya yansımadı. Çocuğun senden bir parça ekmek istiyor. Sen bunu 9 ay boyunca karşılayamıyorsun.”
YERMUK KAMPI
İsrail devletinin 1948 yılında kurulmasıyla ülkelerini terk etmek zorunda kalan 200 bin Filistin vatandaşı Yermuk kampına sığınmıştı. BM’ye göre Suriye krizi öncesi 170 bin kişi olan kamptaki nüfus, çatışmalar ve ölümler nedeniyle 18 bine kadar indi. Yermuk Suriye’nin başkenti Şam’a sadece 7 km uzaklıkta yer alıyor.
YARDIMLAR PARAYLA SATILDI
Rukiye Abdullah ayrıca kampa ulaşan yiyeceklerin parayla satıldığını da belirterek, “İçinde malzeme olan bir koli önce 50 bin sonra 100 bin Suriye lirasına satıldı. Ben kızıma bir kutu sütü 7 bin Suriye lirasına (yaklaşık 36 lira) satın alabildim” diye konuştu.
ÖLÜMLER BİLİNENDEN ÇOK DAHA FAZLA
Abdullah, kuşatma döneminde medya organlarında 100 çocuğun hayatını kaybettiğine ilişkin çıkan haberlerin de gerçek sayının çok altında olduğunu dile getirdi. Yermuk cehenneminin canlı tanığı Abdullah, “Gerçekte bu sayı çok daha fazla. Sadece açlıktan değil, birçok çocuk şeker yetersizliğinden hayatını kaybetti. Bir defasında kaldığımız binaya bomba isabet etti. Evde bulunan 6 aylık hamile kadın erken doğum yaptı. Sonra kadını uzaktaki bir sahra hastanesine götürdük. Oradaki doktor, çocuğun tüpe alınması gerektiğini söyledi. Bu imkan olmadığı için çocuk 12 saat sonra öldü” dedi.