Mehmet Şimşek para arayışları için “Yoktan var etmek Allah’a mahsustur” demişti… Daha önce bu iktidar cayır cayır para basarken, tövbe haşa… Peki ne yapacak para yoksa?
Yine yeni vergilerle başladık haftaya… E-Ticaret’ten şirketlerin dağıttığı temettülere kadar vergileri sıkıştırdılar araya…
AKP’nin eski fakat bugünlerde daha bir anlam kazanmış sloganı “yetmez ama evet” aklımdan çıkmıyor. Gerçekten de ne kadar verirsek verelim asla yetmiyor!
Güzel kardeşim sorun alınan vergide değil, harcanmasında… Meğer yıllardır “şahlanıyoruz” ayağına parayı mı bitirmişler memlekette? Şaşırdık mı? Ee, “Şaha kalkan eşek sırt üstü düşer” diye bir söz vardır halk dilinde…
Market, manav, kasap, kırtasiye zam yapılınca ohoo dış güçler, enflasyon lobisi… Vergiye zam bindirilince güçlü devlet, güçlü Türkiye…
Tabii ki koskoca dünya lideri tarafından yönetilmenin bir karşılığı olmalı… İtiraz edene vergi cezası uygulanmalı… Pis terörist ilan edilmeli… Gerçi terörist ilan edilmeyen kaldı mı işin orası biraz şüpheli…
Vergiyi kökleyerek ekonomisi düzelen ülke örneği var mı dünyada? Bütün bütçeyi bitir. Türkiye’nin geleceğini yap-işlet-devret projeleri ile yandaş şirketlere zimmetle… Sonra da ülke ekonomisinden iyi bir şeyler bekle!
Daha da beterini söyleyeyim… Millete kemer sıkıp harcamalarını azaltmasını tavsiye eden yönetim ne yaptı? Ne şatafat ne israftan vazgeçti ne de kendi harcamalarını kıstı. Bilakis daha da hoyratça harcamaya başladı.
Bütçede personel giderlerinde kalan ödenek 60 milyar lira… Oysa kamunun aylık personel gideri 243 milyar lira…
Devletin mal ve hizmet alımları, haberleşme, taşıma, kira giderleri için ayrılan 239 milyar liralık ödenek aşılarak Kasım sonunda 242,3 milyar liraya ulaştı. Siz bir de Aralık ayında görün açığı…
“Yolluk” yahu… Anlaşılan arkadaşlar otobüsten uçağa, simitten kuş sütüne terfi etmiş! Nitekim yolluklara ayrılan ödenek 13,9 milyar lira yetmemiş, 11 ayda tam 19 milyar lira gitmiş.
Hele temsil ve tanıtma giderlerine ayrılan 1,9 milyar lira şimdiden 2,2 milyar lira ileödenek aşımında… Saymakla bitiremem valla…
Bir dur arkadaş… Millet ay sonunu nasıl getireceğini düşünürken sen de biraz yavaşla… Sahi “tasarruf” diye bir kelime yazıyor mu kitabında?
Tasarruf demişken benim aklıma Saray geliyor nedense… Amerika’nın dünyayı yönettiği Beyaz Saray, yüzme havuzundan tenis kortuna bizim Saray’ın altıda biri büyüklüğünde!
Rusların Kremlin’inden Saray’ın arsasına 12 tane sığdırırsın… Saray’ın arsasına Vatikan gibi 7 tane devlet kurarsın.
Yeni vergi yaratmak kendilerinin en büyük saadeti… Parasız kalınca kanepenin altına yuvarlanan bir lirayı arayan adama çevirdiler devleti…
Aslında para toplama onlar için tam bir beka meselesi… Yoksa nasıl tutacak tabanını iri ve diri?